İlgezdi: “Asistanları Ucuz İşgücü Olarak Görüyorlar”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Tıpta Uzmanlık kadrolarının yüzde yüzden fazla arttırılmasının hiçbir mantıklı gerekçesi olmadığını ifade ederek, “Hakları verilmediği için ülkeden gitmek zorunda kalan doktorlarımızın yerine TUS kadrolarını iki kat artırmak, tıp mezunlarının nitelikli eğitim, hastalarımızın da uzmanlaşmış doktorlara ulaşımını engelliyor. Bu yaklaşım en çok yurttaşlarımızın zararına. Asistanlar ucuz iş gücü olarak kullanılmak isteniyor. Yargılamadıkların bir tek Hipokrat kalmıştı! Hipokrat’ın ilkelerini de ölüme mahkûm ettiler” diye konuştu.
CHP Sağlıktan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Tıpta Uzmanlık kadrolarının son 4 yılda ortalama 6 bin 100 kişilik olarak açıklandığını hatırlatarak, “Bu sene 12 bin 294 kişilik kadro ilan edildi. Bu hiçbir planlama yapılmadan ortaya çıkan bir rakam. Bu yapılan nitelikli sağlık eğitimini yok eden bir uygulama” dedi.
Hipokrat’ın ilkeleri TUS’a yenildi
CHP’li Akkuş İlgezdi tıpta asistan sayılarının hesapsızca artırılmasının yanlışlığını Meclis gündemine taşıyarak, Sağlık Bakanı Koca’ya bir soru önergesi de verdi. TUS’taki altyapısı olmadan artırılan kontenjanlarla yapılan yanlışa dikkat çeken Akkuş İlgezdi, “ Bu kararla Tıp’ın atası Hipokrat’ın ilkeleri ölüme mahkûm edildi. Tıp mezunlarının yurt dışına gitmez zorunda kalan uzman doktorlarımızın yerine asistan olarak atamak günü kurtarma politikası. Bu yeni mezun arkadaşlarımızı eğitecek yeterince hocamız maalesef kalmadı” diye konuştu.
“Asistanları ucuz işgücü olarak görüyorlar”
Uzman doktorlar istifa ederken, asistan kontenjanlarının yüzde 100’den fazla artırmanın mantıklı hiçbir açıklamasının olmadığını ifade eden Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Örneğin ülkemizde toplam 60 göğüs hastalıkları kliniğinde, 370 civarında eğitici ile uzmanlık eğitimi veriliyor. Bu merkezlerde yaklaşık 700 asistan hekim göğüs hastalıkları branşı yetişirken, 318 yeni asistan kontenjanı açıldı. Bu kadar çok yeni asistana nitelikli eğitim verilemeyecek. Bu durum diğer tüm branşlarda da geçerli” açıklamasında bulundu.
Nitelikte değil nicelikte bir iyileştirme olması gerektiğinin altını çizen Akkuş İlgezdi, “Uzmanlık eğitimi asistan sayılarının arttırılması ile değil, standartların düzeltilmesinin eğitimi iyileştirdiğini daha kaç kere söylememiz gerekiyor. Tabipler birliği, tüm uzmanlık dernekleri aynı şeyi söylüyor ama Bakanlık her zamanki gibi bildiğini okuyor” dedi.
Fakültelere değil şehir hastanelerine kadro
“Açılan uzmanlık kadrolarının büyük çoğunluğu YÖK kadrosu yerine Sağlık Bakanlığı kadrosu. Bu çerçevede Şehir Hastanelerine azami asistan kadrosu veriliyor. Uzmanlık kadroları yüzde yüz artırılırken bazı üniversitelere hiç kadro açılmazken, müteahhitlerin işlettiği hasta garantili hastanelere kadrolar yağdırılıyor. Bu bakanlığın çarpık zihniyetini açık şekilde gösteriyor” diyen Gamze Akkuş İlgezdi, iktidarın Sağlıkta Dönüşüm Programı ile özelleştirmeye çalıştığı sağlık sistemi için yeni bir adım attığını ortaya koydu.
Akkuş İlgezdi vermiş olduğu soru önergesi ile,
“1. 2022 ilkbahar döneminde ilan edilen Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) kadro sayısı (12294), 2021 ilkbahar döneminde ilan edilen kadro sayısının (6310) yaklaşık iki katıdır. Bu kadar yüksek sayıda kadro ilanına neden gerek duyulmuştur?
2. Bilindiği gibi, birinci basamak sağlık hizmetlerinde aile hekimlerinin etkili çalışabilmesi ve sevk zincirinin kurulabilmesi için aile hekimi başına düşen nüfusun 1.500 kişiyi aşmaması önerilmektedir. Ülkemizde aile hekimliği sistemine ilk geçildiği yıllarda aile hekimi başına düşen ortalama nüfus dört bine yakınken, bu sayı 2019 yılında ancak 3.358’e düşürülebilmiştir. 2010 yılında 19.170 olarak açıklanan aile hekimi sayısı 2021 yılının sonunda 7.758 artışla ancak 26.928’e çıkartılabilmiştir. Aradan geçen on bir yılda yıllık ortalama 705 yeni aile hekimi istihdam edilebilmiştir. Oysa 2011 yılından sonraki yıllarda her yıl en az 5.000, son yıllarda ise 10.000’in üzerinde hekim mezun edildiği bilinmektedir.
a. 2011 yılından itibaren son 11 yılda ülkemizde mezun edilen hekim sayısı kaçtır?
b. Tıp fakültesi mezunlarının ülkemizin gereksindiği sayıda aile hekimi olarak yetiştirilmesi yerine, gereksinime dayalı değerlendirme yapılmaksızın uzman hekim sayısının artırılmasının amacı nedir?
3. Türkiye’de Sağlık İnsangücü Durum Raporu en son 2014 yılında yayınlanmıştı. Söz konusu raporda yüz bin kişiye düşen uzman hekim sayısı açısından Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasında büyük farklılıklar olduğu görülüyordu. Örneğin ‘Ruh Sağlığı ve Hastalıkları’ ve ‘Kardiyoloji’ uzmanı sayısı Avrupa ülkeleri ortalamasından düşükken, ‘Kalp ve Damar Cerrahisi’ ve ‘Beyin ve Sinir Cerrahisi’ uzmanı sayısı Avrupa ülkeleri ortalamasından yüksekti. 2022 ilkbahar döneminde ilan edilen TUS kadroları incelendiğinde Kalp ve Damar Cerrahisi kadro sayısının 2021 ilkbahar dönemine göre %129, Beyin ve Sinir Cerrahisi kadro sayısının %115 artırıldığı anlaşılmıştır.
a. 2022 ilkbahar dönemi TUS kadroları ilan edilirken hangi ölçütler kullanılmıştır?
4. 2022 ilkbahar döneminde TUS kadroları ilan edilirken mevcut eğitici sayıları dikkate alınmış mıdır? Eğer ilan edilen kadroların hepsine yerleştirme olursa, her bir branşta başta profesör olmak üzere eğitici başına düşecek toplam uzmanlık öğrencisi sayısı ne olacaktır?
5. Son yıllarda tıpta uzmanlık öğrencilerinin aldıkları eğitimin kalitesiyle ilgili endişeleri sık olarak gündemde kendine yer bulmaktadır. Tıp fakültelerinde öğretim üyelerinin bir bölümünün muayenehane açmak veya özel hastanelerde çalışma nedeniyle tıp eğitimine yeterli zaman ayıramadıkları bilinmektedir.
a. Klinik branşlarda görev yapan öğretim üyelerinin kaçının muayenehanesi bulunmaktadır?
b. Klinik branşlarda görev yapan öğretim üyelerinin kaçı aynı zamanda özel hastanelerde çalışmaktadır?
c. Bunların toplam öğretim üyeleri içerisinde oranı nedir?
d. Tıpta uzmanlık eğitiminin nitelik sorunlarının çözümü için neler yapılması planlanmaktadır?
6. Kadro sayısı 2 katına çıktığında nöbet düzeni değişecek midir? Bu kadar sayıyla, daha insani nöbet düzeni kurulabilecek midir?
7. Bu atamalarla hemşire/hekim oranı değişecektir. Hekim sayısı 2 katına çıkarken hemşire ataması yapılacak mıdır?
8. Açılan uzmanlık kadrolarının büyük çoğunluğu YÖK kadrosu yerine neden Sağlık Bakanlığı kadrosudur? Bu çerçevede Şehir Hastanelerine azami asistan kadrosu verilmiş olmasının nedeni nedir?” sorularına da yanıt aradı.(Kaynak: RHA Ajans)