Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan Önemli Açıklamalarda Bulundu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının satırbaşları:

Bu sene milletçe bir tarafta 11 ayın sultanı Ramazan’a ulaşmanın sevincini, diğer tarafta deprem felaketinde 50 bini aşkın canı yitirmenin hüznünü birlikte yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin 11 vilayetindeki 14 milyon vatandaşımızın hayatını alt üst eden depremler sadece afetzedelerimizin değil, 85 milyonun hepsinin yüreğine kor ateş gibi düştü. Nasıl bedenin bir uzvu hastalanınca diğerleri huzursuzlanırsa, deprem bölgesindeki kayıplarımızın acısını da hepimiz derinden hissediyoruz. İşte bu sıkıntılı günlerde ramazanı şerifin gönüllerimizi yumuşatan, bize kardeşliğimizi hatırlatan iklimine daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla beraber dün ve önceki gün Kahramanmaraş ve Hatay’ı tekrar ziyaret ettik. Hem deprem konutlarının temelini attık hem de iftarımızı afetzede kardeşlerimizle birlikte açtık. Pek çok zorluğa rağmen Maraşlı ve Hataylı vatandaşlarımızın hayata yeniden tutunma azmine bizzat şahit olduk. Temelini attığımız konut projelerinin yeşeren umutları daha da güçlendireceğine inanıyorum. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz özellikle bu ramazanı şerifte bizden daha fazla anlayış göstermemizi bekliyor.”

“Hepimizin depremzedelerimizin yanında olması, bu zor günlerinde onları yalnız bırakmaması gerekiyor. İlim Yayma Vakfı’mızın deprem anından itibaren sergilediği dayanışmayı ramazan ayında artırarak devam ettirdiğini görüyoruz. Temel ihtiyaç maddelerinin temininden konteyner kurulumuna, iftar ve sahur sofralarından öğrencilerimize yönelik barınma ve burs imkanlarına kadar geniş bir yelpazede yaptığınız çalışmaları takdirle karşılıyorum. Burada sizlerin vasıtasıyla şu gerçeğin altını çizerek ifade etmek istiyorum. Bizler paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir milletin, ümmetin mensuplarıyız. Bizler komşusu açken kendisi tok yatmayı zul sayan bir medeniyetin müntesipleriyiz. Bizler ramazan ayı geldiğinde çokça infak yapan, ümmetine de infakı artırmayı tavsiye eden bir peygamberin ümmetiyiz. Bizi biz yapan bu kadim değerler, sınırlarımız içinde ve dışında hamdolsun halen çok güçlü bir şekilde yaşatılıyor” dedi.

“Bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz”

Ekonomik durumu ne olursa olsun Anadolu insanının, elindekini ve avcundakini ihtiyaç sahipleriyle paylaşmayı sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların oruçla, Kur’an’la, iftar ve sahur sofralarıyla mübarek Ramazan ayını ihya ve idrak ettiklerini deprem bölgesindeki kardeşlerini de asla unutmadıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Arama kurtarmadan gıda ve erzak teminine, barınma ihtiyaçlarının karşılanmasından depremzedelerimize maddi manevi destek verilmesine kadar her alanda vakıflarımız aktif şekilde sahada koşturuyor. Devletimizin ilgili kurumlarıyla iş birliği içerisinde depremin yaralarının bir an önce sarılması için canla başla gayret gösteriyorlar. Şov yapmadan, reklam ve algı peşinde koşmadan, sağ elin verdiğini sol ele duyurmadan, karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek gerçekten gurur verici işlere imza atıyorlar. Şöyle kalpten gelen bir Allah razı olsun niyazı için gecesini gündüzüne katan tüm vakıf ve derneklerimizi buradan tebrik ediyorum. Rabbim sizlerin yokluğunu bu millete hissettirmesin. Mevlana hazretlerinin o güzel ifadesiyle, ‘Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızıyor’ Kalbinde haset olan, düşmanlık olan, milletin inancına husumet olanlarla yüreği ülkesi, milleti ve insanlık için çarpanların farkı burada da görülüyor. Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan, hatta ‘Allahuekber’ lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin sizlerin bu samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız.”

“Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu parazitleri kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere insanımız kimin hangi niyetle hareket ettiğini, kimin ne yaptığını gayet iyi görüyor. Vatandaşlarımız cansiperane çalışmalarınız dolayısıyla sizlerle birlikte tüm vakıf, dernek ve ilim irfan kuruluşlarımıza dua ve teşekkür ediyor. Elbette bu dualar bizi teşvik etmenin yanı sıra omuzlarımızdaki yükü de ağırlaştırmaktadır. Umudunu bize bağlamış, yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetle karşı karşıyayız. Zehirli dilleriyle, nefret deresine varan söylemleriyle, kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz.Tehditlere, zorbalıklara, aba altından soba gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz” diye konuştu.

“Hakkın ve halkın rızası uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz”

Konuşmasına Necip Fazıl’ın ‘Tohum saç bitmezse toprak utansın. Hedefe varmayan mızrak utansın. Ey gidi küheylan, koşmana bak sen. Çatlarsan doğuran kısrak utansın. Eski çınar şimdi noel ağacı, dallarda eğrelti yaprak utansın. Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın” sözleriyle devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, üstadın bu muhteşem dizelerinden ilhamla biz de mazlumları asla yalnız bırakmayacak, yetimin, öksüzün başını okşayacak, gariplerin, yolda kalmışların elinden tutacak, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşacak, soframıza bir tabak da yoksullar için koyacak, depremzedelerimizin derdine ortak olacak, hakkın ve halkın rızası uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Yarım asırlık bir çınar olarak kendi alanında güçlü bir geleneği temsil eden İllim Yayma Vakfı’mız davamızın bayraktarları arasında yer alıyor. Vakfımız kuruluşundan bugüne geçen 50 sene boyunca ülkemize ve milletimize hayırlı nesiller yetiştirmenin cehdiyle çalışıyor. Ben İlim Yayma’nın şu anda ebediyete irtihal etmiş büyüklerimize, zira o camiadan yetişmiş bir kardeşiniz, bir evladınız olarak ne desek boş. Üzerlerimizde çok büyük emekleri oldu. Biz de İlim Yayma’nın önce Vefa’daki ahşap binasından, daha sonra Çarşamba’ya, daha sonra Darülaceze’ye, buralardan geçerek elhamdülillah bu camianın, bu cemiyetin içerisinde o taslar ve o tasların içindeki çayları yudumlayarak yetiştik ve bugünlere geldik. Tam yarım asırdır her biri milletimizin göz aydınlığı olan binlerce genç bu çatı altında ilimle, irfanla, hikmetle yoğurularak hayata hazırlanıyor. Vakfımızın tedrisatından geçen birçok kardeşimiz yıllardır bürokraside, iş dünyasında, sivil toplumda veya dünyanın farklı köşelerinde ‘sizin en hayırlınız insanlığa en faydalı olandır’ inancıyla insanlığa hizmet ediyor. ‘100 yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir’ diyen irfanın kurumsallaşmış hali olan vakfımızın yürüttüğü çalışmaların ehemmiyetini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Deprem felaketinin bizlere hatırlattığı gerçeklerin başında dünya hayatının geçiciliği geliyor. İşte şu anda illeri dolaşırken oralarda ebediyete irtihal eden ailelerin hayatta kalanlarını gördük. Bu arada 900’e yakın amputemiz var. Bunların içerisinde yavrularımız var. Aleyna’mız var. Bu Aleyna’mız, annesini de, babasını da kaybetti. Şu anda teyze kızı hemşire, onunla hayata tutunacak. Ne büyük imtihan. Bütün bu imtihanları aşarak hep birlikte bu yola yürüyeceğiz inşallah. Son günlerde bir kez daha gördük ki hepimiz birer faniyiz. Bir can taşıyoruz, onun da bizden ne zaman alınacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Uykuya daldığımızda nasıl uyanacağımızın, yarına çıkıp çıkmayacağımızın, bir sonraki ramazanı görüp göremeyeceğimizin bilgisine sahip değiliz. Bunun için biz dünyadan göçsek de geride amel defterimizi açık tutacak eserlere imza atmamız gerekiyor. Hep söylediğimiz gibi aslolan Allah’ın verdiği can emanetini hakkıyla teslim etmek ve gök kubbede hoş bir sada bırakmaktır” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu