Resmi Gazete’de yayımlanan **“Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği”**nde yapılan değişiklikler hekim camiasında tartışmalara neden oldu. Tıbbiyeliler Sendikası, düzenlemelere ilişkin ayrıntılı bir değerlendirme yayımladı.

Sendikanın açıklamasında, geçtiğimiz yıl Kasım ayında sözleşme yapma yetkisinin il sağlık müdürlüklerinden alınarak valilere devredildiği, şimdi ise yeniden müdürlüklere bırakıldığı hatırlatıldı. Bu çelişkili durumun gerekçesi sorgulanarak, kamu yönetiminde güven ortamını zedelediği ifade edildi.

Yeni yönetmelikte sözleşme yenileme kriterleri de değiştirildi. Daha önce gebe-lohusa izlemleri, kronik hastalık ve kanser taramaları gibi parametrelerde hedeflere ulaşılması yeterli olurken, yeni düzenlemede kriterlerin daha yüksek seviyelere çıkarıldığı belirtildi. Sendika, vatandaşın sorumluluk alanlarının göz ardı edildiğini, tüm yükün aile hekimlerinin omuzlarına yüklendiğini kaydetti.

Görevden uzaklaştırma maddesi de eleştirilen noktalar arasında yer aldı. Danıştay’ın geçtiğimiz Mayıs ayında iptal ettiği düzenlemenin, yalnızca ifadeleri değiştirilerek yeniden yönetmeliğe alındığı belirtildi. Açıklamada, “kovuşturma şartı” getirilmiş görünse de özünde aynı düzenlemenin tekrarlandığına dikkat çekildi.

Maaş kesintileri ve performans değerlendirmeleri konusunda da sendika endişelerini dile getirdi. Bir yıldır aile hekimine başvurmayan gruplar için %50 kesinti uygulamasının devam ettiği, nöbetlere katılmayan hekimler için %8 kesinti öngörüldüğü, ayrıca “akılcı ilaç kullanımı” ve “vatandaş memnuniyeti” gibi ölçütlerin belirsizliğini koruduğu hatırlatıldı. Vatandaş memnuniyetinin, “ASM’nin temizliği” veya “doktor sizi muayene etti mi” gibi sorular üzerinden ölçülmesinin mesleki onuru zedeleyebileceği ifade edildi.

Sendikanın üzerinde durduğu en kritik değişikliklerden biri ise ihbar ve kıdem tazminatı sorumluluğunun aile hekimlerine devredilmesi oldu. Daha önce Sağlık Bakanlığı’nın yükümlülüğünde olan bu sorumluluğun hekimlere bırakılmasının hem hukuka aykırı hem de mesleğin sürdürülebilirliği açısından riskli olduğu vurgulandı. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin işverenin sorumluluğunda olduğu hatırlatılarak, aile sağlığı merkezlerinde işverenin bizzat Sağlık Bakanlığı olduğu belirtildi.

Tıbbiyeliler Sendikası açıklamasında, yönetmeliğin sürekli eklemelerle “oyuncak haline getirildiğini” savundu. Her yeni düzenlemeyle hekimlere ek yük, yeni kesintiler ve baskılar getirildiği, Danıştay kararlarının dahi göz ardı edilerek aynı hükümlerin farklı ifadelerle yeniden uygulandığı ifade edildi.

Açıklamada şu sorular da yöneltildi: “Bu nereye kadar sürecek? Tek bir aile hekimi dahi kalmasın mı isteniyor? Bu mesleği yapanlara hayatı zindan ederek, aile hekimliğini sürdürülemez hale getirmek mi hedefleniyor?”

Değerlendirmenin sonunda sendika, aile hekimliğinin geleceğini tehdit eden düzenlemelere karşı kararlılıkla mücadele edeceklerini bildirdi. Açıklama, “Mesleğimizi, emeğimizi ve geleceğimizi oyuncak gibi yönetmeliklerle heba ettirmeyeceğiz. İş güvencemizi yok eden, onurumuzu zedeleyen, aile hekimliğini ayakta kalamaz hale getiren her düzenlemenin karşısında duracağız.” ifadeleriyle tamamlandı.