Sağlık Makaleleri

Endokrin Bozucular, Düşükten Kansere Kadar Bir Çok Hastalığa Zemin Hazırlıyor

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Eda Ertörer, üreme ve gelişimsel süreçlerin dengesi için gerekli hormonların sentezi, salgısı, dolaşımı, metabolizması, bağlanma fonksiyonu ve yıkımı ile etkileşime geçen dış maddelerin “endokrin bozucular” olarak tanımlandığını belirtti.

Endüstri alanında kullanılan pek çok plastiklere, teflon ürünlere, tarımda, kozmetikte ve deterjanlarda kullanılan bazı maddelere özellikle gebelik döneminde maruz kalmanın düşüklere sebep olabileceği ve kanser gibi pek çok hastalığa yatkınlık yaratabildiği ifade edildi.

Endüstri alanında kullanılmakta olan plastiklerin, polyester, epoksi reçine, teflon gibi ürünlerin, doğada bulunan ve gıdalarla alınan soya gibi tarımda kullanılan bazı maddelerin, kozmetiklerde ve deterjanlarda kullanılabilen fitalatların endokrin bozucular olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ertörer, bahsi geçen bu maddelerin sağlığı çok ciddi tehdit ettiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Eda Ertörer, endüstriyel atıklarla besin zincirine katıldıktan sonra çoğu doğada yüzyıllarca yok olmayan ve yayılan bu maddelerin, solunum, cilt, ağız yolu gibi çeşitli yollardan organizmaya girdiğini n bilgisini verdi. Öte yandan bunların, yağ dokusunda biriktiğini söyleyen Ertörer, endokrin bozucuların sağlık açısından olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasının uzun yılları bulabildiğini kaydetti.

Ertörer, “Özellikle anne karnında veya yaşamın ilk yıllarında bu maddelere maruz kalınması, ilerleyen yaşlarda ciddi sorunlara yol açabilir. Kısırlık, tekrarlayan düşükler gibi olumsuz etkilerinin yanı sıra düşük zeka, dikkat eksikliği, bağışıklık sistemi sorunları, astım, diyabet, obezite, meme ve prostat kanseri gibi pek çok hastalığa yatkınlık yaratabilir, kanser oluşumunu kolaylaştırabilir.” ifadelerini kullandı.

endokrin bozucular, düşükten kansere kadar bir çok hastalığa zemin hazırlıyor

“Özellikle tarım alanında sıklıkla kullanılan ve ürünlerde birikebilen bazı ilaçlar çok iyi denetlenmeli”

Endokrin bozuculardan bireysel gayretlerle tamamen korunabilmenin pekte mümkün olmadığına değinen Prof. Ertörer, bunun için farklı alanlarda işbirliği içinde çalışılmasının öneminden söz etti.

Ertörer, özellikle kanun koyucu ve uygulayıcılara büyük görev düştüğünü vurgulayarak şu önerilerde bulundu; “Endüstriyel atıkların doğaya karışma sürecinde sıkı kontrol protokolleri belirlemiş uluslararası mecralarla ortak hareket edilmeli, bu alanda yapılan çalışmalar desteklenmeli. Özellikle tarım alanında sıklıkla kullanılan ve ürünlerde birikebilen bazı ilaçlar çok iyi denetlenmeli, ağır metallerle ilgili alanlarda çalışanlar, özellikle gebelik dönemlerinde yakın takip ettirilmeli, ev içi maruziyete karşı gerekli önlemler alınmalı, bu konularda toplumsal farkındalık artırılmalı.”

Endokrin bozuculardan korunmak adına bireysel olarak alınabilecek önlemlerin de var olduğunu aktaran Ertörer, şu açıklamayı kaydetti; “Bu kapsamda plastik kaplar yerine mümkün olduğunca cam ürünler tercih edilmeli. Plastik kaplar içinde bulunan gıdalar ısıtılmamalı, güneşte ısınmış plastik şişelerin içindekiler tüketilmemeli. Teflon ev eşyaları kullanılmamalı, hazır gıdalardan uzak durulmalı, yaş sebze meyveler çok iyi yıkandıktan sonra tüketilmeli, kokulu deterjan ve kozmetiklerde kaliteli, bilinen ürünler tercih edilmeli. Bunun yanı sıra yüksek dozda soya içeren destek vitaminleri kullanılmamalı, bebekler olabildiğince anne sütüyle beslenmeli. Süt yoluyla bebeğe geçiş olabileceğinden emziren anne de beslenmesine dikkat etmeli. Ayrıca gün içinde iç mekanlar iyi havalandırılmalı.” (Kaynak: AA – Yeşim Sert Karaaslan)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu