Derya Tunç’un Kaleminden.. “Acı Reçete”
Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği Sosyal İşler Sekreteri Derya Tunç, makalesinde şu ifadelere yer verdi:
“Aslında var olan tüm sorunların dozu pandemi ile arttı.
Tüm kamu esnek mesai de çalışırken; engelli ve kronik rahatsızlığı bulunan personelin durumu bile göz önüne alınmadan “Sağlık Çalışanları Hariç” genelgeleri ile istifaların, tayinlerin ve izinlerin durdurulması ile başlayan sürecin en yıkıcı darbesi;
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca‘nın sağlık meslek mensuplarına;
“2500 ile 5000 arası ZAM” açıklamasıydı.
Ancak ortada zam falan yoktu!
Algı operasyonları ile yürüttüğü bu sürecin bir yerde sonuna varıp acı sonuçlar doğuracağını hepimiz biliyorduk ve yaşayarak öğrendik.
“Ayrıştırıcılığa ve ötekileştirici uygulamalara ortak olmuşlar, ekip ruhuna zarar vermişlerdir”
Ağustos 2021 de imzalanan 6. dönem toplu iş sözleşmesinde masada temsilen bulunan sendikaların bu algı operasyonlarında parmağının olduğu, ayrıştırıcı ve ötekileştirici uygulamalarda ispatlanmıştır.
6 Aralıkta bazı sendikaların bir araya gelerek eylem kararları ile başlayan sonrasında 14 15 16 Mart’ta Türk Tabipler Birliği ve bazı sendikalar tarafından devam ettirilen birlik olunmadan ayrı ayrı günlerde ve ayrı ayrı branşlarda hekim ve sağlık meslek mensuplarının tek bir eylemde bütünlükten hareketle içinde bulunmadığı eylemler sonuç olarak bu ayrıştırıcılığa ve ötekileştirici uygulamalara ortak olmuşlar ekip ruhuna zarar vermişlerdir.
“Sağlık çalışanları çaresizce, görevini tükenmiş mutsuz huzursuz yorgun bir şekilde yerine getirmektedir”
İptal edilen yasaların, durdurulan kararların görüşüleceği ve toplanmayan komisyonların toplandığı fakat bakanlıklarda işleyişte ki sıkıntılar yüzünden bir türlü istenilen sonuca varılamamıştır.
Cumhurbaşkanının “Müjde” diye nitelendirdiği 6 maddede iyileştirici sözleri
Sağlık çalışanlarının kronikleşmiş sorunlarını çözmeye yeterli olmadığı açıktır.
Ayrıca 5 yıldır söz verilen 3600 ek gösterge gibi maddelerin ve tek bordro uygulamasının içeriği net olmadığı ve ne zaman uygulamaya geçileceği konusunda da umutsuzluğa kapılmış sağlık çalışanları ne yapacağını bilmeden çaresizce görevini tükenmiş mutsuz huzursuz yorgun bir şekilde yerine getirmektedir.
Hekimlerin ve tüm sağlık profesyonellerinin yurtdışı çıkış planları artmakta ülkemiz sağlık hizmeti konusunda halkı tehdit eden uygulamalarına ve adaletsizliğe katlanamamakta yapılan haksızlıklara karşı mücadele etmekte zorlanmaktadır. Ülkesini vatanını seven bu uğurda ölmeyi göze alan 550’nin üzerinde sağlık şehidimiz varken bunların göz ardı edilmesi bizleri derinden üzmektedir.
“Fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddetin dozu artarak devam etmektedir”
Geldiğimiz süreçte zaten var olan fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddetin dozu artarak devam etmektedir.
Süreç boyunca hakkını arayan bizler gerek tehdit, gerek mobbing, gerekse algı operasyonları ile susturulmaya çalışılmaktayız.
Fakat söz konusu haklarımızın teslimi olduğunda süreç bir türlü bilerek isteyerek ilerlememektedir. Farkındayız.
“Gereken tek şey planlı programlı yeterli sayıda atama yapılmasıdır”
Bir an evvel;
“Müşteri odaklı Sağlık” hizmetinden vazgeçilmeli , şehir hastanelerinin ihale bedelleri ve faturaları biz sağlık çalışanlarına kesilmemelidir.
Kamudan özelleştirmeye doğru gidilen sistem değiştirilmelidir.
Sağlık Bakanı Fahrettin Kocanın açıklamasında;
754.000 Suriyeli bebek doğduğunun ve böylesine yüksek sayıda ki mülteciye hizmetin
Türk sağlık sistemi üzerinde ciddi anlamda ilave bir yük oluşturduğu bu yükün sağlık çalışanlarının adanmışlığı olduğu itirafının üzerine
Soruyoruz neden?
700.000 civarı sağlık meslek mensubu mezunu varken 4 bin suriyeli sağlık çalışanı istihdam edilsin ki ?
Bu ülkenin evlatları diplomalı işsiz statüsünde atama beklerken
Gereken tek şey planlı programlı yeterli sayıda atama yapılmasıdır.
Eşit işe eşit ücret eşit hak gözetilerek
Aile bütünlüğünü yok sayan sözleşmeli personel statüleri kaldırılmalı
Saha da iş barışı acilen sağlanmalıdır.
“Acı reçetenin faturasını artık bizler ödemeyeceğiz”
Ülkemizde şiddet mobbing ve intihar konusunda başı çeken bir meslek grubu olarak
SON OLARAK DİYORUZ Kİ
Ekonomik
Psikolojik ve
Fiziksel şiddete maruz kalmayı
REDDEDİYOR ve UYARIYORUZ
Telafisi olmayan sonuçların doğurduğu
“ACI REÇETE”nin faturasını artık bizler ödemeyeceğiz.
Tüm kamuoyuna saygıyla.”