Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Tıp Fakültesi’nde, beyin kanseri hastalarında yaşam süresini uzatabilecek ve yara iyileştirici özelliklere sahip yerli teknolojiyle yeni bir nano molekül geliştirildi. Türkiye’de ilk kez üretilen bu yenilikçi molekülün patenti alındı.
2020 yılında başlatılan projede, beyine geçebilen, toksisitesi düşük, kanser hücrelerini hedef alan ve aynı zamanda yatak yaraları, diyabet yaraları gibi birçok farklı yara türünde iyileştirici etkiye sahip bir nano molekül üretildi.
BAİBÜ Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda 6 yıldır görev yapan Prof. Dr. Akif Hakan Kurt, molekülün beynin koruyucu bariyerini aşarak doğrudan kanserli hücrelere ulaşabildiğini vurguladı. Kurt, “Patentini aldığımız bu molekülü, yerli sanayi iş birliğiyle gelecekte ilaç formuna dönüştürmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Tek sıkıntılı olan süreci, beyine geçmesi zor olan bir molekül olmasıydı”
Amaçlarının, beyine geçebilen toksisitesi düşük yeni bir nano ürün geliştirmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akif Hakan Kurt, “Projemizdeki asıl amacımız, beyin kanseri hastalarında bir tedavi seçeneği oluşturmaktı. Burada en önemli sorunumuz, glioblastoma hastalarında yaşam süresinin 1 ile 5 yıl arası olması, ilaçlara karşı direnç göstermesi ve tedavi seçeneğinin çok kısıtlı olmasıydı” dedi.
Kurt, 3 etken maddeden yararlandıklarını belirterek şunları kaydetti:
“Bir tanesi, özellikle kuersetin, propolisin içinde bulunan ana etken madde. Birçok bitkide bulunan bu flavonoidin anti-kanser etkisi, antibakteriyel etkisi ve antioksidan etkileri söz konusu. Tek sıkıntılı olan süreci, beyine geçmesi zor olan bir molekül olmasıydı. Biz de bu molekülü nasıl beyine geçirebiliriz diye düşündük ve özellikle beyine taşıyıcı molekül olarak gümüş ve kitosanı kullandık. Gümüş, tarih boyunca kullanılan, antibakteriyel, anti-kanser etkileri de olan önemli bir madde. Biz bu projede koloidal, yani nano boyutta gümüşü kullandık. Ayrıca burada ‘kitosan’ dediğimiz madde, yengeç, karides gibi kabuklu canlıların dışında yer alan, antibakteriyel ve anti-kanser etkileri olan, non-toksik, doku uyumlu ve minimum düzeyde zararı olabileceğini düşündüğümüz bir taşıyıcı olarak kullanabileceğimiz ikinci molekülümüzdü”
“Biz, kitosan ve gümüşe kuersetin yükleyerek nano bir molekül elde ettik”
Beyin kanseri tedavisinde önemli bir çalışmaya imza atan Kurt, geliştirdikleri nano ürünün, beynin koruyucu bariyeri olan beyin omurilik sıvısını (BOS) aşabildiğini ve doğrudan kanserli hücrelerin içine ulaşabildiğini söyledi:
“Biz, kitosan ve gümüşe kuersetin yükleyerek nano bir molekül elde ettik. Bu elde ettiğimiz nano molekül, artık ‘beyin omurilik sıvısı’ dediğimiz, BOS olarak da bilinen beyine geçişi engelleyen kısmı geçebilecek ve kansere ulaştığında, özellikle kanserli hücrenin içine kadar geçebilecek bir ürün olarak tasarlandı.”
“Sonuçlar, ürünün güçlü bir antibakteriyel ajan olarak da kullanılabileceğini gösterdi”
Prof. Dr. Akif Hakan Kurt, geliştirilen nano molekülün aynı zamanda antibiyotiklere dirençli bakteriler üzerinde de etkili olduğunu kaydetti.
Kurt, kanser hücrelerinde ilk denemelerimizi gerçekleştirdiklerini belirterek, “Denemelerimizde, elde ettiğimiz molekülün kanser hücreleri üzerinde güçlü apoptotik etkisi olduğunu gözlemledik ve bu molekülü geliştirme safhalarına devam ettik” dedi.
İkinci aşamada elde ettikleri üç molekülün oluşturduğu yeni molekülün antibakteriyel etkiler de içerebileceğini düşündüklerini söyyeyen Kurt, “Çünkü gümüş güçlü bir antibakteriyeldir. Yine, kitosan da bilinen ve gıdada dahi kullanılabilen antibakteriyel özelliğe sahiptir. Dirençli bakteriler için kullanılabileceğini düşündük ve burada Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Fatma Avcıoğlu hocamızla birlikte antibakteriyel etkilerini test ettik” şeklinde konuştu.
Kurt, özellikle dirençli bakteriler üzerinde çok olumlu etkiler gözlemlediklerini söyleyerek, “Bu etken maddelerin güçlü antibakteriyel etkili olduğu zaten biliniyordu. Sonuçlar, ürünün güçlü bir antibakteriyel ajan olarak da kullanılabileceğini gösterdi” ifadelerini kullandı.
“Bu maddelerin yara iyileştirici özelliği de var”
Geliştirilen nano molekülün yalnızca kanser ve enfeksiyon tedavisinde değil, aynı zamanda yara iyileşmesini hızlandıran bir formda da kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Akif Hakan Kurt, “Bu maddelerin yara iyileştirici özelliği de var. Bu özellik, yatak yaralarında, diyabet yaralarında ve birçok farklı yara türünde bu molekülün krem formu gibi yeni şekillerde tasarlanarak kullanılmasını da mümkün kılmakta. Yani, elde ettiğimiz molekül, belirli özellikleriyle anti-kanser etkili, belirli özellikleriyle antibakteriyel etkili, bazı özellikleriyle ise anti-inflamatuvar etkiye sahip olup yara iyileşmesini hızlandırıcı etki göstermekte” dedi.
“Bu yıl patentimizi aldık”
Projelerinin patentini aldıklarını söyleyen Kurt, çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Yaptığımız çalışma sonuçlarını, özellikle nanoteknoloji alanında dünya çapında önemli bir dergide yayınladık. Yayınladıktan sonra, bu yıl patentimizi aldık. Yerli firmalarla, ürünümüz hakkında sanayi iş birliği kapsamında gelecekte ilaç olarak üretilebilmesi için görüşmeler yapmaktayız” ifadelerine yer verdi.
Sağlık Bakanlığı’nın da projelerini desteklediğini ifade eden Kurt, “Sanayi ile tanışıp, akademi-sanayi iş birliğini geliştirmek ve yeni ürünler üreterek ülkemize katma değer sağlamak için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. İnşallah, ülkemiz için katma değeri olan bir ürün haline gelir” dedi.
