Mide kanseri kadınlarda meme kanseri ve erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülmekte olan onkolojik hastalık çeşitlerinden bir tanesidir. Cinsiyet, sosyoekonomik durumuna bağlı çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları, genetik faktörler ve Helicobacter pylori adlı bakteriye bağlı olarak gelişmekte olan gastrit, mide kanserinin ortaya çıkmasındaki etken olarak görülmektedir. Hastalığın belirtileri kanser hücrelerinin yerleşim gösterdiği bölgeye ve kanserin evresine göre değişiklik gösterebilmektedir. Hasta kişilerde şikayetler genellikle ilerleyen evrelerde görüldüğü için hastalığın erken teşhisi konusunda ön belirtilerin bilinmesi ve semptomların mide kanseri belirtisi olarak uzman tarafından değerlendirilmesi son derece önemlidir.
Mide kanserinin belirtileri nedir?
Hastalığın ortaya çıkmasından itibaren kişilerde beslenme düzenlerinin bozulduğu ve kilo kaybı yaşadıkları gözlemlenmektedir. Özellikle ani şekilde gelişen iştahsızlık hisleri mide kanserinde sık görülen belirtilerden biridir. Kanserleşme özelliği gösteren dokular midenin üst kısımlarında yer alıyorlarsa buna mide kanserinde yutma ile birlikte takılma hisse ve yutma zorluğu meydana gelebilmektedir. Yemek borusunda yanma, şişkinlik, dolgunluk hissi ve geğirti gibi şikayetler görülebilmektedir. Kanser dokularının yerleşim yerine bakıldığında ise midenin alt kısımlarında sıklıkla kusma ve bulantı şikayetiyle karşılaşıldığı görülmektedir. İlerleyen evrelerde ise kanlı dışkı ve kanlı kusma belirtilerine rastlanmaktadır. Tüm bu belirtilerin ise kesin bir tanı koymak için yeterli olmayıp, fiziki muayene bulguları ve çeşitleri tetkikler ile desteklenmesi gerekmektedir.
Mide kanseri nedenleri nelerdir?
Pek çok kanser hastalığına bakıldığında mide kanserinde de kesin bir neden belirtmek mümkün değildir. Ancak hastalığın ortaya çıkmasında rol oynayan etmenler ve çeşitli risk faktörlerinden bahsedilebilir. Bunlar;
Erken yaşlarda yüksek karbonhidratlı besinler tüketilmesi, şoklanmış yiyecekler, nitrat ve nitritle ilgili besin tüketimi, tuzlu, tütsülenmiş ya da kurutulmuş balıkların yenmesi, vitamin C, vitamin E ve beta-karoten yetersizliği, sigara kullanımı, Helicobacter pylori enfeksiyonu, yaşlılık ve ailede mide kanseri geçmişi gibi genetik faktörler mide kanserine neden olan başlıca etmenler olarak sıralanabilir.
Mide kanseri tanısı:
Mide kanseri tanısının konulabilmesi için çeşitli görüntüleme yöntemlerine başvurulması gerekmektedir. Baryumlu özefagus-mide-duodenum grafisi (ÖMD), endoskopi, ultrasonografi, endoskopik ultrasonografi (EUS), bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyezit rezonans görüntüleme (MRG) seçenekleri genellikle en sık tercih edilen yöntemlerdir. Mide hastalıkları ile başvuran hastalarda ilk olarak endoskopik inceleme ve biyopsi değerlendirmesi yapılır. Endoskopik görüntüleme yöntemi ile midenin tüm bölümleri detaylı olarak incelenir ve biyopsi ile %85 oranında doğru tanı konulur.
Mide kanseri evreleri ve kanserli hücrelerin özellikleri saptanırken en çok tercih edilmekte olan görüntüleme tekniği endoskopik ultrasonografidir. Bu yöntem sayesinde mide ile birlikte çevre dokular görüntülenebilir hale gelir ve kanserin yayılım özelliği değerlendirilebilir
Mide kanseri tedavi yöntemleri
Mide kanserinin temel tedavi yöntemi olarak bilinen midenin alınması şeklinde tanımlanabilen gastrektomi adlı cerrahi operasyona denir. Bu operasyon ile midede bulunmakta olan bütün tümör dokusu ve yayılım göstermiş ise lenf benzeri dokuları çıkartmak gerekmektedir. Midenin tamamen çıkarılması işlemine total gastrektomi yaklaşık %80’inin çıkarılması işlemine de subtotal gastrektomi ismini veririz. Uygulanması gereken cerrahi girişim hastanın yaşı, sağlık durumu hastalığın evresi ve yayılım gösterip gösterememesi gibi etmenlere bağlı olarakta değişkenlik gösterebilmektedir. Bazı durumlarda cerrahi girişim öncesinde belli bir süre boyunca kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanması gerekmektedir. Bu uygulama ile özellikle lokal yayılım göstermekte olan kanser hastalarında son derece faydalı sonuçlar elde edilebildiği gözlemlenmektedir
Mide kanseri tedavisinde dikkat edilmesi gereken ve önem taşıyan bir diğer nokta ise mide alındıktan hemen sonra beslenme tercihinin düzenlenmesi gerekmektedir. Gastrektomi ameliyatından sonra tokluk hissi her zamankinden daha erken hissedilir ve bu durum hastaların yeterli kalori alamamasına yol açabilecek duruma sokabilir. Mide çıkarıldıktan sonra yiyecekler yemek borusundan direk şekilde ince bağırsağa geçiş sağlar, dolayısıyla ameliyat öncesinde mevcut olan depolama alanı artık mevcut olmadığı görülür. Kalori yetersizliğine bağlı problemlerin önüne geçmek için hastaların ameliyat sonrası sık aralıklarla ve küçük porsiyonlarda beslenmesi gerekir. Ayrıca gastrektomi operasyonundan sonra yiyeceklerden alınan demirin ve B12 vitamininin emilimi sağlanamaz. Bu nedenle bu vitaminlerin düzenli olarak enjeksiyon yardımı ile alınması gerekebilmektedir.