Gündem

Türk Cerrahlardan Dünya Literatürüne Giren Büyük Başarı: Sadece 6 Kişiye Yapıldı

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Bilim Dalı ve Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndaki cerrahlar, dünyada yalnızca 6 kişiye yapılan tek seferde obezite ve rahim duvarı kanseri ameliyatıyla dünya tıp literatürüne girmeyi başardı.

Türk cerrahlar, dünyada sadece 6 kişiye yapılan tek seferde obezite ve rahim duvarı kanseri ameliyatıyla dünya literatürüne girmeye hak kazandı. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Bilim Dalı ve Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndaki cerrahlar tarafından eş zamanlı yapılan ameliyatlarla hastanın kanserli dokusu çıkarıldı aynı zamanda obezite cerrahisi olan mide ameliyatıyla bir ayda yaklaşık 20 kilo vermesi sağlandı.

HÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Nezih Akkapulu, yaptığı açıklamada, obezitenin küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade ederek; “Obezite sıklığı her geçen gün daha artmaktadır. Verilere göre, 2030 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 40’nın obez ve yüzde 20’sinin de morbid obez olacağı öngörülüyor. Bu, sağlık açısından ciddi bir risk.” diye konuştu.

Akkapulu, obezite sorununun eklemler dahil olmak üzere kalp ve damar, diyabet, inme, hipertansiyon gibi hastalıklara zemin hazırladığına değinerek, bunların dışında meme, kolon, rahim, kalın bağırsak gibi kanserlerin gelişmesinde de önemli bir faktör olduğu bilgisini aktardı.

Obezitenin Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1992 yılında hastalık olarak kabul edildiğini hatırlatan Doç. Dr. Akkupulu, uygun planlama sayesinde tedavi edilebilir bir sağlık sorunu olduğunu da vurguladı. Obezitede genetik faktörler kadar dengesiz beslenme, hareketsiz yaşam gibi değiştirilebilir faktörlerin de etkili olduğunu vurgulayan Akkapulu, sözlerini şöyle sürdürdü; “Obezite, yaşam tarzı değişikliği, medikal ve uygun hastalarda cerrahi seçenekleriyle tedavi edilebilmektedir. Cerrahi seçiminde hastanın vücut kitle indeksi önem taşıyor. İndeks, 40’ın üzerinde olduğunda morbid obez olarak tanımlanıyor. İndeksi 40’ın üzerinde olan ya da vücut kitle indeksi 35’in üzerinde olup yandaş hastalığı olanlarda cerrahi önceliklidir. Bu doğrultuda, uygun olduğu belirlenen hastalara tüp mide ya da gastrik baypas gibi iki cerrahi seçeneğini öneriyoruz.”

Obezitesi olan ve aynı zamanda cerrahi gerektiren başka bir sağlık sorunu bulunan hastalarda tedavi sürecinin oldukça zor olduğunu dile getiren Akkapulu, bunun için obezite sorunun da öncelikle ortadan kaldırılmasının kişinin yaşam kalitesinin korunmasında büyük önem taşıdığını aktardı.

“Tek seferde aynı hastaya hem tüp mide hem rahim cerrahisi yapılması, dünyada 6’ncı, Türkiye’de ise ilk vaka olarak yer alıyor”

Öğretim üyesi Doç. Dr. Nezih Akkapulu, yurt dışında yaşayan morbid obez ve aynı zamanda rahim duvarı kanseri tanısı konulan bir Türk hastanın, HÜ Tıp Fakültesine tedavi için başvurduğunu söyledi.

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından yapılan incelemeler doğrultusunda hastanın rahim duvarı kanserine bağlı cerrahi olması gerektiğine karar verildiğini, ancak hastanın aşırı kilolu olmasının ilerleyen zamanlarda başka hastalıkların gelişmesi açısından büyük risk taşıdığının ortaya konduğunu kaydeden Akkapulu, şu bilgileri paylaştı; “Hastanın vücut kitle indeksi 50’nin üzerindeydi, hastamız süper morbid obez sınıfına giriyordu. Genel cerrahi ile Kadın ve Doğum Hastalıkları bilim dallarında yapılan inceleme sonrasında, hastaya robotik olarak tüp mide ve rahim duvarı kanseri cerrahisi yapılmasına karar verildi. İki bölümün ortak değerlendirmesi sonucunda, robotik cerrahi ile tüp mide ameliyatı yapıldı ve ardından hastanın aynı ameliyatta kadın doğum uzmanlarınca da kanser cerrahisi ile rahmi alındı. Tek seferde aynı hastaya hem tüp mide hem rahim cerrahisi yapılması, dünyada 6’ncı, Türkiye’de ise ilk vaka olarak yer alıyor.”

“Türk cerrahların başarısı dünya literatüründe”

HÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda jinekolojik onkoloji cerrahı olarak görev yapan Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derman Başaran ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, hastanın yıllardır devam eden kanama şikayetlerini bildirmesi üzerine yapılan incelemelerde tıbbi ismi endometrium kanseri olan rahim duvarı kanseri tanısı konulduğunu ve cerrahi ile rahmin çıkarılmasına karar verildiğini ifade etti.

Söz konusu hastanın süper morbid obez olmasının, yaşamının ilerleyen dönemlerinde inme, kalp hastalıkları gibi ölümcül sonuçlar doğurabilecek sağlık sorunları riski taşıdığından, kilo kaybının da sağlanması gerektiğinin belirlendiğini söyleyen Başaran, iki bilim dalının değerlendirmesiyle dünyada nadir yapılan tek seferde iki cerrahi için hastayı bilgilendirdiklerini belirtti.

Doç. Dr. Derman Başaran;  “Ameliyat genel anestezi altında yapıldı ve yaklaşık 4,5 saat sürdü. İlk olarak genel cerrahi ekibi robotik cerrahi ile midenin bir kısmını aldı. Sonra da biz rahim kanseri ameliyatını gerçekleştirdik. Ardından genel cerrahların çıkardığı mideyi, cerrahi uygulanan genital bölgeden vücudun dışına çıkardık. Çıkarılan midenin bu şekilde vücut dışına alınması da yine bizim tarafımızdan tanımlanan ilk teknik oldu. Bu iki ameliyat, açık cerrahi olmaksızın kapalı yöntemle yapıldı. En büyüğü 8 milimetre çaplı 4 adet cilt kesisi kullanılarak vücuda giriş yapıldı ve tüm ameliyat robot kullanılarak tamamlandı. Böylece, eş zamanlı kombine şekilde robotik cerrahi ile tüp mide ve rahim duvarı ameliyatı gerçekleştirildi.” dedi.

Hastanın şu an genel sağlık durumunun çok iyi olduğunu, 25 gün önce taburcu edildiğini dile getiren Başaran, “Rahim duvarı kanserine yönelik patoloji raporuna göre, hastanın herhangi bir ek tedavi almasına gerek kalmadığı belirlendi. Aynı zamanda hastamız, bu süre içinde de yaklaşık 20 kilogram verdi ve ilerleyen günlerde kilo kaybı devam edecek. Böylece, hastamız hem kanserini yendi hem de kontrollü kilo kaybı ile daha sağlıklı bir hayata kavuştu.” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Başaran, tek seferde obezite ve kanser cerrahi ameliyatının, bu alandaki uluslararası dergiye makale olarak sunulduğunu ve Türk cerrahların bu alandaki başarısının dünya literatüründe yerini alacak olmasından duydukları mutluluğu aktardı. (Kaynak: AA – Yeşim Sert Karaaslan)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
İstanbul Avukat