Sağlık Makaleleri

Lenf Kanseri (Lenfoma) Nedir?

Lenfoma, Kelime anlamı olarak, bir dokuda veya uzuvdaki hücrelerin düzensiz olarak bölünmesi ve çoğalmasıyla beliren kötü huylu tümörleri ifade eden kanserin günümüzde bilinen yaklaşık 200 çeşidi bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar bilinen tüm kanserlerin yüzde 5-10’unun genetik olarak devralındığını gösterse de konuyla ilgili bilimsel araştırmalar sürmektedir. Aynı zamanda günümüzde kansere neden olabilecek dış etkenlerin (hava kirliliği, sigara ve alkol kullanımı, radyasyona maruz kalma, bazı virüsler, kötü beslenme alışkanlığı, gıdalardaki katkı maddeleri vb.) arttığını ve kanserin yaygınlaştığını söyleyebiliriz. Günümüzde bilinen yaklaşık 200 türü olduğunu bildiğimiz kanser türleri arasından bugün tıbbi adı lenfoma olarak bilinen lenf kanseri üzerinde duracağız. Konuyu tam olarak anlayabilmemiz için önce lenfin ne olduğunu bilmeliyiz. İnsan organizmasında kan dolaşımının yanı sıra bir de lenf dolaşımı vardır.

Lenf dolaşımı doku sıvısını ve içeriğini kendine özgü damarlarla kan dolaşımına boşaltan sistemdir, esas işlevi hücreler arası bölgede bulunan sıvı ve protein gibi molekülleri içine alıp kan dolaşımına taşımasıdır. Lenfoma, lenfosit olarak adlandırılan hastalıklarla savaşmakla ve vücudu korumakla görevli bir akyuvarın genetik kodunda bir mutasyon geliştirmesi ile ortaya çıkmaktadır.

Bu mutasyon hücreye hızlı şekilde çoğalmasını söyler ve çoğalmaya devam eden birçok hastalıklı lenfosite yol açar.

Lenfoma daha büyük sıklıkla genç yetişkinlerde ortaya çıkan bir kanser türü olmasına rağmen, çocukluk çağında en fazla karşılaşılan kanser türlerinden biridir. Genelde yaygınlığa göre lenfoma 4 evreye ayrılmaktadır. Lenfoma evreleri evre 1 ve 2 erken, 3 ve 4 ise daha ileri olarak adlandırılır. Çoğu zaman grip gibi belirtiler gösteren lenfomanın tanısı uzman bir doktor tarafından incelenmiş ultrason görüntüsüyle net bir şekilde konulabilir aynı zamanda biyopsi alınması ve mikroskop altında incelenmesi de lenfomanın teşhis edilmesinde etkili bir yoldur. Erken teşhis ve doğru tedaviyle tamamen iyileşme sağlanabilen bir kanser türüdür.

Lenfoma, kür şansı olan yani tedavi sonrasında tekrarlanmayacak kanser türlerinden biridir.

Peki Nasıl Tedavi Edilir?

Kemoterapi, lenfoma tedavisinde izlenebilecek bir yoldur. Kemoterapinin hangi yöntemle ve ne şekilde uygulanması gerektiği, hastalığın durumuna göre farklılık gösterebilir. Standart yani ayaktan uygulanabilecek kemoterapi yöntemlerinin yanı sıra; hızlı seyirli ve yüksek riskli hastalarda (3-4. evre) da yatarak takip gerçekleştirecek şekilde daha yüksek dozlarda kemoterapi uygulanabilmektedir. Lenfoma tedavisinde kemoterapi aralıkları genellikle 3-4 haftadır ve 6. kür gerçekleştirildikten sonra tedaviden kesin sonuç alınması beklenir. Lenfoma tedavisinde kemoterapinin yanı sıra bazen ışın tedavisi (radyoterapi) de destek olarak kullanılabilmektedir. Hastalığın yaygın olduğu durumlarda bir alanda çok büyümüş olan lenflerin uygulayabileceği basıyı ortadan kaldırmak adına hastalığı tedavi amaçlı olmasa bile o bölgeyi rahatlatmak adına radyoterapiden yararlanılabilmektedir.

Lenf kanseri tedavisinde kemoterapi dışında oldukça sık başvurulan ya da eşzamanlı olarak uygulanan tedavilerden biri de immünoterapidir. Kanser hücresine yönelik geliştirilmiş bir takım “monoklonal antikor” olarak adlandırılan ilaçlar tedavide sık sık kullanılmaktadır. Bu ilaçların görevi, lenfoma hücrelerine yapışmak ve daha sonra da immün sistemini harekete geçirip onun aracılığıyla onu yok etmektir. Lenfoma tedavisinde kemoterapiyle eşzamanlı uygulanan ve her lenfomanın tipine göre farklılık gösteren “monoklonal antikor” tedaviler bulunmaktadır. Bu tür tedaviler başarı oranını artırmaktadır.

Lenfomaya yönelik tedaviler günümüzde yalnızca “monoklonal antikorlar” ile sınırlı değildir. Monoklonal antikor dışında hedefe yönelik başka ilaçlar da geliştirilmiştir. Bunlar, “hedefe yönelik” ya da “akıllı ilaç” olarak adlandırılmaktadır. Akıllı ilaçlar sayesinde hedefe yönelik moleküller; kanserli hücrelerde bulunan, sağlıklı hücrelerde ise olmayan bir takım mekanizmaları bozmaktadır. Bu nedenle ilaçlar hastaya verildiğinde kanser hücresi çok yoğun bir şekilde, sağlıklı hücreler ise çok daha az düzeyde etkilenmektedir. Tedavilerde kullanılan ilaçların yan etkileri hiçbir zaman klasik kemoterapi ilaçlarının yan etkileri ile aynı değildir. Hastaların nerdeyse hiçbirinde, saç dökülmesi, bulantı, kusma, iştahsızlık gibi sorunlar görülmemektedir.

Lenfoma tedavisinde kemik iliği ve kök hücre nakli de oldukça sık kullanılan yöntemlerdir. Kemik iliği veya kök hücre nakli başlangıç tedavisi değildir. Hastaya tanı konulduktan hemen sonra lenfoma tedavisi için kemik iliği nakli gerçekleştirilmez, lenfoma tedavisinde önce kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi ile hastalığı yok etmek ya da baskılamak amaçlanır, ardından alınan yanıt olumlu değilse kemik iliği ya da kök hücre nakline başvurulur.
Ve elbette diğer bütün hastalıkların tedavisinde olduğu gibi lenfoma yani lenf kanseri tedavisinde de hastanın morali ve iyileşmeye olan inancı çok önemlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu