Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Yaşlanmayı Yavaşlatan Genetik Keşif

Budapeşte’deki Eötvös Loránd Üniversitesi’nden

Budapeşte’deki Eötvös Loránd Üniversitesi’nden bilim insanları, yaşlanmayı yavaşlatabilecek çığır açıcı bir yönteme imza attı. Genetik kodumuzdaki “zıplayan genler” olarak bilinen transpozonal elemanları (TE) kontrol ederek yaşlanmanın hızını düşürmeyi başaran ekip, gelecekte insan ömrünü uzatabilecek çalışmalar için umut vaat ediyor.

Transpozonal Elemanlar ve Yaşlanma Süreci

Dr. Ádám Sturm ve Dr. Tibor Vellai liderliğinde yürütülen çalışmada, TE’lerin DNA’nın dengesini bozarak hücre fonksiyonlarının kaybına ve yaşlanmaya yol açtığı tespit edildi. Ancak kanser kök hücrelerinin, yaşlanmayan yapılarıyla bu genetik unsurlara farklı tepkiler verdiği anlaşıldı.

Çalışma Modeli: Mikroskobik Solucanlar

Araştırmalar, Caenorhabditis elegans adlı mikroskobik bir solucan türü üzerinde gerçekleştirildi. Bilim insanları, Piwi-piRNA adı verilen bir genetik yolak kullanarak TE hareketlerini düzenledi ve bu müdahale sayesinde solucanların yaşlanma sürecini önemli ölçüde yavaşlatmayı başardı.

Hatta belirli TE’lerin kontrol edilmesiyle bu solucanların yaşam süresi yüzde 30 oranında uzatıldı. Bu buluş, genetik düzenlemelerin yaşlanma sürecini doğrudan etkileyebileceğini ortaya koydu.

Yaşlanmayı Durdurma Yolunda Büyük Bir Adım

Araştırmacıların bu keşfi, insan ömrünü uzatma ve yaşlanma sürecini yavaşlatma konusundaki çalışmalara yeni bir perspektif sunuyor. Genetik mekanizmaların bu şekilde kontrol edilebilmesi, yaşlanmaya bağlı hastalıkların önlenmesi ve sağlıklı bir yaşam süresinin artırılması yolunda devrim niteliğinde bir adım olarak değerlendiriliyor.

Araştırma sonuçları, insan yaşam süresini uzatmak ve yaşlanmaya bağlı hastalıkları önlemek için yeni yollar açabilir. Dr. Sturm, “Bu genetik müdahaleler, tıp dünyasında birçok alanda uygulanabilir. Yaşam süresini artırmanın yanı sıra, yaşlanmanın neden olduğu biyolojik değişimleri anlamamızda da büyük bir adım olabilir” dedi.

Dr. Vellai ise bu yöntemin DNA’ya dayalı bir yaş belirleme yöntemi geliştirilmesini sağlayabileceğini ve gelecekte insanların biyolojik yaşını daha doğru bir şekilde ölçebileceğimizi ifade etti.

Henüz erken aşamada olan bu çalışma, insanların yaşlanma sürecini yavaşlatma veya durdurma hayalini gerçeğe dönüştürebilecek bir potansiyel taşıyor. Araştırmacılar, bu yöntemin insan sağlığını iyileştirme ve yaşam kalitesini artırma konusunda büyük bir umut vaat ettiğini vurguluyor. Keşfin ayrıntıları, Nature Communications dergisinde yayımlandı. (NTV)