Salonu ve Mutfağı Geniş Olsun (Deprem Gerçeği)

“Sevgili Dostlar!

Öncelikle Yüce Türk Milletine başsağlığı diliyorum.06.02.2023 tarihinde yaşamış olduğumuz deprem afeti bir kez daha acı gerçekleri gözümüze sokmuştur.

Televizyon ekranlarında yorumculardan hep duyarız bu tür hadiseler sonrasında; “bu yaşananlar bize ders olsun”diye,peki öylemi oluyor ders oluyor mu?,işte orası şüphe götürür mahiyette sevgili dostlar!

Semt pazarında meyve ve sebze alırken, lekesiz olmasına, ezik çürük olmamasına, gösterdiği itina ve dikkati, milletimiz maalesef ev alırken göstermiyor. Banyosu şöyle olsun, mutfağı böyle olsun salonu aman geniş olsun derken asıl görünmez olan can alıcı hususu yani binanın depremsellik dayanımı ve yangın güvenliği şartlarını taşıyıp taşımadığını sorgulamıyor. Gerçi hoş sorgulasa ne kadar etkili olabilecektir orası da ayrı bir handikap, âmâ binaların güvenli hale getirilmesinde bu tür taleplerin milletimizce çokça dillendirilmesi bu konuda bir güvenlik kültürünün oluşmasında öncü olacaktır diye düşünüyorum.

Yoksa tabi ki; bir konutun tasarımından ,zemin etüdünden, yapımından, insanların içine geçip ikamet etmeye başlamasına kadar, bina güvenliği, inşaat yapı malzeme güvenliği ile topografik etüdlerin en ince detayına kadar yasal mevzuat hükümleri çerçevesinde en başta imar ruhsatı veren,yapı denetimlerini yapan,yapı denetimlerinde alınan beton demir örneklerini inceleyip raporlayan,bina yapı denetim firmalarını ve yapı malzeme laboratuarlarını denetleyen,yapının yani binanın zemine konumlandırılmasından tüm yapısal donatılarının ilgili yasal mevzuata uygunluğunu tasarlayan ve hayata geçiren mimari müellifi ve tüm mühendislik süreçlerinde söz sahibi olan teknik ekibin, şu yaşananlarda apaçık birinci derece sorumluluğu olduğu zaten aşikardır.

Sevgili dostlar! bize yani milletimize okullarda din dersi verildiği kadar dün dersi de verilmelidir.Hatta bir tane Milli Hafıza Kurumu adı altında resmi bir kurum kurulmalıdır.Çünkü unutulan her felaket her zorluk her afet,her milli mücadele, gaflet uykusunu ve bu tür müessir olayların tekrarı sözkonusu olduğunda gafleti de beraberinde getirmektedir.

Son yaşanan ve ülkemizi derin bir yas’a boğan bu depremde yakınlarını kaybetmiş hatta kimi yakınlarından henüz haber bile alamamış,depremin acısını,üzüntüsünü hatta öfkesini sıcağı sıcağına iliklerine kadar hisseden bir HATAY’LI olarak çok fazla da bir kelam etmek istemiyorum.

Ancak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’unun dediği gibi “BU ÜLKEDE DÜRÜSTLÜK BAŞA BELADIR VE O BELA BAŞIMIZIN TACIDIR”.Evet ülkemizde maalesef dürüst olmamanın, işinizi doğru yapmamanın hep ağır bedelleri olmuştur.Son yaşanılan bu deprem felaketi de bu bedelin ne kadar ağır ve sonuçlarının ülkemiz adına ne kadar yıkıcı olduğunu göstermiştir.”

Ercan MATTAOĞULLARI

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı