Uzmanlardan hematolojik kanser hastalarına aşı tavsiyesi verildi. Hematolojik kanser hastalarını ilgilendirecek önemli açıklamalar yapıldı. Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhlis Cem Ar: “Gerek kendi hastalıkları, gerekse bu hastalığa bağlı kaldıkları kemoterapi ve bağışıklık sistemini baskılayan başka tedaviler nedeniyle virüse karşı bir bağışıklık cevabı oluşturmakta güçlük çekiyorlar””Hastalara ideal şartlar altında, Sıhhat Bakanlığının önerileri tarafında kesinlikle aşılanmaları gerekliliğini hatırlatmak ve bu hususta ısrarcı olmak lazım”Türk Hematoloji Derneği ve 47. Ulusal Hematoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan: “Hayati risk, katlanmış bir şekilde artıyor”Prof. Dr. Reyhan Diz Küçükkaya : “Pıhtı, bir natural savunma mekanizması. Vücuda giren mikropları yok etmenin bir yolu da, onu pıhtı amacıylade yok etmek”Prof. Dr. Şule Ünal Cangül: “Her ne kadar birinci dalgada çocukluk çağındaki kanser hastalarında ölüm seviyesi yüzde 2’deyse de, bu ikinci dalgada yani delta varyant devreinde bu miktar yüzde 7,45’e kadar yükseldi”ANTALYA – Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, hematolojik kanser hastaları amacıyla Covid-19 aşısının önemine vurgu yaparak, “Gerek kendi hastalıkları, gerekse bu hastalığa bağlı kaldıkları kemoterapi ve bağışıklık sistemini baskılayan başka tedaviler nedeniyle virüse karşı bir bağışıklık cevabı oluşturmakta güçlük çekiyorlar. Bunu herkezin bildiği amacıyla bu hastalara ideal şartlar altında, Sıhhat Bakanlığının önerileri tarafında kesinlikle aşılanmaları gerekliliğini hatırlatmak ve bu hususta ısrarcı olmak lazım” dedi.
Türk Hematoloji Derneği doğrultusundan düzenlenen, hematoloji bölümünde Türkiye’deki en geniş kapsamlı kongre olan Ulusal Hematoloji Kongresinin 47’ncisi, hibrit olarak 4-7 Kasım 2021 tarihleri arasında Susesi Otel, Belek Antalya’da gerçekleştirildi. Türk Hematoloji Derneği ve 47. Ulusal Hematoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, THD Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, THD Saymanı Prof. Dr. Reyhan Diz Küçükkaya ve THD İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül’ün katıldığı basın toplantısında, kan biliminin her geride bıraktığımız gün ilerleyen tıpta yeri ve önemi her yönüyle masaya yatırıldı.Ulusal Hematoloji Kongresi’ni bu sene ilk defa hibrit olarak düzenlediklerini bildiren Türk Hematoloji Derneği ve 47. Ulusal Hematoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, iki sene aradan sonra yine yüz yüze bir toplantı yapmanın sevincini yaşadıklarını söyledi. Kongrenin hem yüz yüze hem de online gerçekleştiğine ilgi çeken Özsan, bu seviyesin yüzde 80’inin yüz yüze bulunduğunu aktardı. Özsan, “Yüz yüze gelip tecrübeli olan hocalarımızla paylaşımın ne kadar mühim bulunduğu çıkmış oldu. Salonlarımız çok yoğun bir şekilde doluluk göstermekte. Sürelerini aşan bir bilimsel aşkın giderilmesi şeklinde proses devam etti” dedi.”Hayati risk, katlanmış bir şekilde artıyor””Kanser hastaları normal popülasyona göre covid-19’dan daha çok mı tesirlendi” sorusunun gündeme yaklaştığını bildiren Özsan, “Hakikaten dernek olarak yaptığımız çalışmanın neticeleri da bunu destekledi. Hayati risk, katlanmış bir şekilde artıyor.
Buna karşın, çok rahat ve hafif hayatış hastalarımız da oldu. Tek tek hastanın sürecinden dile getirmemiz olası değil. Kanserin hangi aşaması, kanser bağışıklık sistemini ne kadar baskıladı, sarfedilen ilaçlar, çoğu etmen bu bağlamda neticeleri tesirlemekte ama gerçeklik hayati riskin o hasta grubunda daha çok bulunduğu” diye konuştu.”Mutlaka aşılanmaları gerekliliğini hatırlatmak ve bu hususta ısrarcı olmak lazım”Hematolojik kanser hastaları amacıyla aşının önemine vurgu yapan, THD Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, “Gerek kendi hastalıkları, gerekse bu hastalığa bağlı kaldıkları kemoterapi ve bağışıklık sistemini baskılayan başka tedaviler nedeniyle virüse karşı bir bağışıklık cevabı oluşturmakta güçlük çekiyorlar. Bu amaçla normal sıhhatli toplumdan daha yüksek rizikoya sahipler. Bunu herkezin bildiği amacıyla bu hastalara ideal şartlar altında, Sıhhat Bakanlığının önerileri tarafında kesinlikle aşılanmaları gerekliliğini hatırlatmak ve bu hususta ısrarcı olmak lazım. Çünkü bağışıklık cevapları düşük bulunduğu amacıyla, büyük ihtimalle aşıya da istendiği miktarda bir cevap gösteremeyebilirler ama az bile hiç yoktan iyidir demek lazım. Bir kere yakalandıkları vakit hem hastalığı üzerlerinden atmaları, o hastalığa karşı bir cevap oluşturmaları çok uzun bir vakit alabiliyor ya da bu kadar uzun devreleri olamayabiliyor.
Hastalık yoğunlaşıyor, yoğun bakıma düşüyorlar, zor vakitler bekliyor onları. Bunu önlemek amacıyla aşılama, mühim bir basamak” ifadelerini kullandı.”Erken devrede hiç sendromniz olmuyor”Covid-19’a karşı son vakitlarda tasarlanan ilaçların erken devrede tesirli olabileceğine işaret eden Cem Ar, “Risk kümeleri bunun amacıyla mühim. Ama düşünürseniz bu hastalığın yüzde 80’i hiç sendrom vermeden geçiriyor. Erken devre hiç sendromniz olmuyor, sendrom sunar duruma yaklaştığınızde de ilacın tesir ettiği süreci geçirmiş olabiliyorsunuz. O saatten sonra verince beklendiği tesiri göstermeyebiliyor. İzliyoruz ama tam netliği amacıyla vakit gerekiyor” dedi.”Pıhtılaşma, natural bir savunma mekanizması”Covid-19 ile kan pıhtılaşması arasındaki temasa değinen Prof. Dr. Reyhan Diz Küçükkaya da, hastalığa yakalanıp hastanede yatan ağır hastalarının en mühim ölüm sebeplerinden birinin damar içi pıhtılaşma bulunduğunu, hastaların üçte ikisinin bu sebeple hayatını kaybettiğine ilgi çekti. Bazı hastalarında Covid-19 tedavisi ardından pıhtılaşma bozukluğu yaşayabildiğini açıklayan Küçükkaya, “Ağır enfeksiyonlarla pıhtılaşma arasındaki teması çok uzun vakitdan bu yana biliyoruz. Bu bir natural savunma mekanizması.
Vücuda giren mikropları yok etmenin bir yolu da, onu pıhtı amacıylade yok etmek. Bu organizmaların kullandığı bir bağışıklık reaksiyonu. Pıhtıyla eş güdümlü bakteri ve virüsleri kapatıp, organizmanın bir bölümüyle yok etmeye çalışmak. Covid-19 insanoğlunun ilk defa denk geldiği bir virüs bulunduğu ve buna karşı natural bağışıklığımız zayıf bulunduğu amacıyla, buna karşı ilerleyen cevapta pıhtılaşma sistemi de devree giriyor maalesef. Ağır Covid-19 olgularında çok ciddi pıhtılaşma problemleri ile karşılaşıyoruz” diye konuştu.”Dünyada her 4 şahıstan 1’inin ölüm nedeni pıhtı olmakta”Covid-19’daki pıhtılaşma probleminin virüsün ilk çıktığı devreden bu yana bütün dünyaca bilindiğini bildiren Küçükkaya, buna karşın kan sulandırıcı iğnelerle çok ciddi mesele hayatamasına çalışıldığını fakat buna karşın akciğerler amacıylade pıhtılaşmaya bağlı ölümler yaşandığını aktardı. Pıhtılaşmanın yalnızca Covid-19’la dair bir mesele olmadığına vurgu yapan Küçükkaya, “Pıhtıyla ölüm Covid dışında da mühim bir sıhhat problemi. Hatta Covid-19’dan çok daha ciddi bir sıhhat problemi.
Dünyada her 4 şahıstan 1’inin ölüm nedeni pıhtı olmakta. Günümüzde de bu miktar giderek artmakta. Bu yükselişin en büyük nedeni, bireylerin kötü hayat seçimlerini benimsemeleri” dedi.”Delta varyantı, çocuk kanser hastalarında ölüm seviyesinı arttırdı”Çocuk hematoloji hastalarında Covid-19’un seyri ile ilgili bulgular paylaşan Prof. Dr. Şule Ünal Cangül, sıhhatli çocukların erişkinlere göre avantajlı bulunduğunu fakat süreğen rahatsızlığı tespit edilen ya da kanser hastası olan çocuklarda ise bu avantajın kaybbulunduğuna işaret etti. Cangül, “Dünya ve Türkiye’deki neticeler işaret ediyor ki, başka sıhhatli çocuklara karşın hastalığı tespit edilen çocuklarda ağır seyrediyor. Hematolojik kanseri olan, kanser hastası olan çocuk yaş gurunda 256 vakada Alfa ve Delta varyant devreinde oluşturulan incelemenin neticeleri karşılaştırıldı. Her ne kadar birinci dalgada çocukluk çağındaki kanser hastalarında ölüm seviyesi yüzde 2’deyse de, bu ikinci dalgada yani delta varyant devreinde bu miktar yüzde 7,45’e kadar yükseldi” ifadelerine yer verdi.