Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Doç. Dr. Coşkun: Ergenlik Öncesi Skolyoz Kontrolü Tedavi Şansını Artırıyor

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ)

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Sina Coşkun, çocuklarda ergenlik çağı öncesi skolyoz (omurga eğriliği) kontrolünün tedavi şansını artırdığını açıkladı.

Omurganın ön ve arka planında 10 dereceden fazla olan eğriliği skolyoz hastalığı olarak kabul ettiklerini ifade eden Coşkun, skolyozun duruş bozukluğundan ayırt edilmesi gerektiğini, duruş bozukluğunun basit egzersizlerle düzelebileceğini, skolyozda ise omurga yapısında bir deformasyondan bahsettiklerini belirtti.

Doç. Dr. Coşkun, skolyozun çoğunlukla 10-19 yaş aralığında görüldüğünü kaydederek; “Skolyoz, nedeni bilinmeyen bir hastalıktır. Ergenlik, adölesan idiopatik skolyozun en sık görülen yaş grubunu oluşturmakta. Şikayetler genelde omuzların bir tarafında yükseklik farkı olması, bir omuzun daha yukarıda yerleşmesi. Ayrıca hasta öne doğru eğildiğinde, hastada bir tarafında sırtında bir yükseklik, bir kamburluk bulgusu olması. Bu yükseltinin bir tarafta belirginleşme, diğer tarafta silinme, skolyozun ana bulgularındandır.” diye konuştu.

Skolyozun tedavi edilebilir olduğunu ve tedavi de üç ana tedavi yönteminin var olduğunu anlatan Dr. Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü; “Skolyoz hastalığında tedavilerden biri gözlem tedavisidir. Gözlem skolyozda bir tedavidir. Biz gerçekten de 0 ila 20 derece arasındaki eğriliklere pek bir şey yapmayız. Bu çocukların gelişimini takip ederiz ve erişkin yaşa geldiğinde de bu tedaviyi sonlandırırız. Artık bu çocukların bir riski, hastalığın ilerlemesi açısından yoktur. 20 ila 40 derece arasında ise ya da 45 dereceye kadar biz çocuğun yaşı eğer uygunsa korse tedavisi uygularız. Korse tedavisi için çocuğun büyümesinin devam etmesi lazım. Kemik yaşı tamamlan, büyümesi tamamlanmış bir çocukta korse tedavisinin yeri yoktur. 45 dereceyi aşan eğriliklerde ise eğriliğin her sene ilerleyeceğini öngörerek cerrahi tedavi uygulamaktayız.”

“Yüzmenin skolyoza direkt olarak etkisi yok”

Doç. Dr. Coşkun, yüzmenin skolyoza iyi geldiğinin doğru olmadığı belirterek, “Yüzmenin skolyoza iyi geldiği yıllarca söylendi. Biz de hep öyle inandık. Yapılan çalışmalar artık gösteriyor ki yüzmenin direkt olarak skolyoz eğriliğinin gerilemesinde bir etkisi yok. Hatta bazı yayınlar kötüleştirdiğini de söylüyor. Ama bu da teyide muhtaç bir çalışma. Sonuçta yüzme genel vücut sağlığı açısından gayet iyi bir spordur. Tüm kasları çalıştırır. Ancak skolyoza direkt olarak etkisi maalesef yoktur.” dedi.

Skolyozun özellikle kız çocuklarında sıkça görüldüğünü vurgulayan Coşkun; “Kız çocuklarında doğumsal kalça çıkığında olduğu gibi skolyoz yönünden tedbirli olmakta fayda var. Özellikle adet öncesi dönemde kızların en azından bir omurga röntgeninin çekilmesi, yine erkeklerde de ergenlik öncesi dönemde bir kez omurga röntgeninin çekilmesi olası bir skolyoz hastalığının tedavisine erken başlamak adına önemli. Çünkü tedaviye ne kadar erken başlarsak o kadar iyi sonuç alma ihtimalimiz yüksek.” şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Coşkun, salgın döneminde kontrollerin aksatılmasından ötürü skolyoz hastalarının sayısında bir miktar artış gözlemlediklerini de açıklamalarına ekledi. (Kaynak: AA)