Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Kabine Toplantısının ardından paylaşımda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bakanlığın bu yıl 85 bin personel kadrosu açacağını belirterek “Görülmemiş başarılar için görülmemiş büyüklükte bir kadro açılıyor. Gözümüz aydın.” ifadesini kullanmıştı.

“Sözleşmeli atanan binlerce kişinin %3 lük dilimi göz ardı edilmektedir”

Sağlık Bakanlığı kadrolarına yerleşmek için bekleyen yüzlerce engelli diyetisyen adayı Whatsapp ihbar hattımız ile bize ulaştı. İstihdam sorunu yaşayan ve yeterli kadro bekleyen diyetisyenler mağduriyetini dile getirdi. Sağlık bakanlığındaki kadro pozisyonları dolu bahanesi öne sürülerek engelli diyetisyen alımı yapılmamakta ancak, sözleşmeli atanan binlerce kişinin %3 lük dilimi göz ardı edilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi sözleşmeli pozisyonların da %3 ü engellilere ayrıldığı taktirde Sağlık Bakanlığına e-kpss ile alım olması mümkün olacaktır.

Atanıp kendi mesleklerini yapmak isteyen engelli diyetisyenler ve engelli sağlık çalışanları, hak ettikleri kadro ve alım için Sağlık Bakanlığı’na yazı gönderdi.

Yazıda şu ifadelere yer verildi:

“Engelli kamu personeli seçme sınavına (EKPSS) katılım sağlayıp Sağlık Bakanlığında çalışmak üzere atama bekleyen 100’ü aşkın engelli diyetisyenden biriyim. Diyetisyen yataklı veya ayakta tedavi hizmeti veren sağlık kurumlarındaki poliklinikte yer alıp kurumdaki ayaktan/yatan hastalara ve personele yönelik bütün beslenme ve diyet uygulama hizmetlerini kapsamlı bir şekilde yürütüp bu alanda yetkin ve söz sahibi olan tek sağlık meslek mensubudur.

Dünya Sağlık Örgütü ve TBMM Obezite ile Mücadele Yöntemleri ve Önleme Komisyonu’nun yayınladıkları son raporlara göre Türkiye obezitede Avrupa birincisi, dünya’da ise dördüncü sıradadır. Tabi olarak diyetisyen istihdamının artırılması ve sağlığa yatırım yapılması, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirttiği üzere gün geçtikçe daha da kötüye giden obezitenin önlenmesine katkı sağlayacaktır.

Ayrıca zannedilenin aksine biz diyetisyenlerin en önemli iş tanımı sadece kilo alıp verme değil hastalıkların önlenmesinde, tedavi edilip sonrasında kontrol altında tutulmasına kadarki bütün aşamalarda hekimlerle işbirliği içinde olup hastanın yaşam kalitesini en iyi seviyede tutmasını sağlamaktır.

Bizler “besin-ilaç etkileşimi” dediğimiz ve aslında çok önemli olan “ilaçların etkinliğini en üst seviyelere çıkarabilecek yiyecek içecek tavsiyeleriyle hastaların kendilerine doktorları tarafından yazılan ilaçlardan maksimum verimi almalarını sağlayacak beslenme eğitimleri verebilecek donanıma sahibiz.

Bu da ilaç sektöründen alınan verimi arttırmaya ve iyileşme istasistiklerinde gözle görülür düzeyde artışı sağlar. Örneğin insüline bağımlılığı azaltabilir, bu da raporlu ilaç miktarını azaltıp devletimizin ekonomisine hatırı sayılır bir tasarruf sağlayacaktır. Çok ileri seviye olmayan böbrek, karaciğer, bağırsak gibi immünolojik hastalık durumlarında da tedavi aşamasını daha kaliteli hale getirip bu konuda devasa paralar harcanan cihazlı tedavilerin veya operasyonların azalmasını sağlayacaktır.

“Sağlık Bakanlığı sadece 3 kontenjan açmıştır”

Yukarıda değinmiş olduğum meseleler, biz diyetisyenlerin toplumun her kesimi için gerekli olduğunu gösteren durumlardan yalnızca bir kısmıdır. Daha sağlıklı, ekonomik ve elbette daha üretken bir toplum oluşturabilmek adına biz diyetisyenlerin etkin bir rolü vardır. Ancak 2018-2022 yılları arasında engelli diyetisyenler için hiçbir kontenjan açılmamıştır. 2022 yılında gerçekleştirilen son atamada ise Personel Sağlık Bakanlığı sadece 3 kontenjan açmıştır. Sağlık Bakanlığınca atama bekleyen biz engelli diyetisyenler için ayrılan EKPSS kontenjanların iyileştirilmesi hususunda; Gereğini arz ederim.”