İngiltere’de araştırmacılar, doğum sırasında ya da hemen sonrasında ortaya çıkan beyin hasarını çok daha erken tespit etmeyi amaçlayan çığır açıcı bir teknolojiyi test etmeye başladı. Cambridge’deki Rosie Doğum Hastanesinde üç haftalık bebek Theo’nun üzerinde denenen yeni başlık, ışık ve ultrasonu aynı anda kullanarak beyin aktivitesini izleyebiliyor. Küçük bir yüzücü bonesini andıran bu cihazın içinde altıgen sensörler bulunuyor ve bebeğin beyninin hem yüzeyinde hem de derin bölgelerinde neler olup bittiğine dair gerçek zamanlı bir tablo sunuyor.

Fusion adı verilen araştırma ekibinden Dr. Flora Faure, bunun ışık ve ultrason teknolojisinin aynı anda kullanıldığı ilk örnek olduğunu belirtiyor. Amaç, yeni doğanlarda sık görülen ve ömür boyu etkiler bırakabilen beyin hasarını çok daha hassas biçimde tespit edebilmek. Özellikle oksijen yetersizliği, beyin kanaması, enfeksiyon ya da doğum travması gibi nedenlerle ortaya çıkan beyin hasarı, dünya genelinde bebek ölümleri ve engelliliğin en önemli sebepleri arasında.

Yeni cihaz, taşınabilir olması sayesinde bebeklerin beşikleri başında defalarca izlenmesine imkan tanıyor. Danışman beyin cerrahı Dr. Alexis Joannides, MRI ve kraniyal ultrason gibi mevcut yöntemlerin zaman, maliyet ve tekrar edilebilirlik açısından önemli sınırlamalara sahip olduğunu söylüyor. Oysa bebek beyninde ilk haftalarda yaşanan hızlı değişimi takip etmek, hasarın şiddetini ve gidişatını anlamak için kritik önem taşıyor.

Serebral palsi alanında çalışan kuruluşlar da bu yeniliği memnuniyetle karşılıyor. Tanı süreçlerinin yıllarca sürebildiğini söyleyen uzmanlar, cihazın erken müdahale yollarını güçlendirebileceğini vurguluyor. Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Topun Austin ise, araştırmanın hem sağlıklı hem de prematüre bebeklerle başarıyla denendiğini, şimdi de beyin hasarı açısından daha yüksek risk taşıyan bebeklere odaklanacaklarını belirtiyor.

Cihazın başarılı olması halinde, üç ila beş yıl içinde NHS genelinde kullanılabilecek bir modele dönüşmesi hedefleniyor. Uygun maliyetli üretim sağlanırsa, yalnızca bilinen sorunu olan bebeklerde değil, risk altındaki tüm yeni doğanlarda erken tarama aracı olarak kullanılabileceği değerlendiriliyor.