Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Uzun Süre Hareketsizlik Hayati Tehlike Taşıyabilir: Derin Ven Trombozu Tehdidi

Uzmanlar, yaz aylarında artan uzun yolculukların, hayati risk taşıyan derin

Uzmanlar, yaz aylarında artan uzun yolculukların, hayati risk taşıyan derin ven trombozu (DVT) olasılığını ciddi şekilde yükselttiğine dikkat çekiyor. Özellikle otobüs, uçak veya araba ile saatlerce hareketsiz kalmanın, bacak toplardamarlarında pıhtı oluşmasına yol açabileceği belirtiliyor. Ancak alınacak basit önlemlerle bu tehlikenin önüne geçmek mümkün.

Sıcak hava ve uzun yolculuk riski artırıyor

Kalp ve damar cerrahları, yaz sıcaklarıyla birlikte sıvı kaybının artması ve uzun süreli hareketsizliğin DVT riskini daha da artırdığını vurguluyor. Hareketsizlik, genetik yatkınlık, sıvı eksikliği ve bazı ilaçlar pıhtı oluşumunu kolaylaştıran başlıca faktörler arasında yer alıyor.

“Toplardamar sağlığı hareketle korunur”

Mehmet Akif Ersoy Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mete Gürsoy, uzun yolculukların damar sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı. Prof. Dr. Gürsoy, “Bacak kasları her adımda kanı kalbe doğru pompalar. Hareket, toplardamar sistemini çalıştırır ve bu sistemin sağlıklı kalmasını sağlar. Yani en etkili tedavi, hareket etmektir” dedi.

DVT’nin en sık bacaklardaki toplardamarlarda oluştuğunu, ancak karın, kasık ve kollarda da görülebileceğini belirten Gürsoy, istatistiklere göre 4 saatten kısa yolculuklarda DVT riski 107 binde 1 iken, bu sürenin 4 saati aşması durumunda riskin 4 bin 600’de 1’e, 16 saati geçmesi halinde ise 1200’de 1’e yükseldiğini kaydetti. “Yani 4 saatlik yolculuklarda risk 25 kat, 16 saatten uzun yolculuklarda ise 100 kat artıyor” uyarısında bulundu.

Seyahat süresi önemli, türü değil

Gürsoy, yolculuğun uçak, otobüs ya da araba ile yapılmasının risk açısından belirleyici olmadığını, asıl önemli olanın hareketsiz kalınan sürenin uzunluğu olduğunu vurguladı. Özellikle kısa aralıklarla art arda yapılan seyahatlerin de riski artırabileceğine dikkat çekti.

Kimler risk grubunda?

Bazı bireylerin DVT açısından daha yüksek risk taşıdığına işaret eden Gürsoy, şu gruptakilerin dikkatli olması gerektiğini söyledi:

  • 60 yaş ve üzeri bireyler

  • Kanser hastaları

  • Daha önce DVT veya akciğer embolisi geçirmiş olanlar

  • Genetik pıhtılaşma bozukluğu bulunanlar

  • Varis hastaları

  • Hamile kadınlar

  • Hormon tedavisi kullananlar

Bu kişilerin uzun yolculuklardan önce mutlaka hekim kontrolünden geçmesi tavsiye ediliyor.

Her 2 saatte bir yürüyüş önerisi

Prof. Dr. Gürsoy, uzun yolculuk yapan herkesin her 1,5-2 saatte bir kısa yürüyüşler yapmasının, bacak kaslarını çalıştırarak DVT riskini azaltabileceğini belirtti. Ayrıca bol su içilmesi, dar kıyafetlerden kaçınılması ve mümkünse özel medikal çoraplar kullanılması da öneriler arasında yer alıyor.

Uzun yolculuklarda alınabilecek basit önlemlerin hayati önem taşıdığını vurgulayan Gürsoy, bu önlemleri şu şekilde sıraladı:

“Yolculuk öncesi 10-15 dakikalık yürüyüşle bacak kaslarını aktif hale getirmek. Her 1,5-2 saatte bir mola vererek kısa yürüyüşler yapmak. Uçak, otobüs veya tren gibi taşıtlarda belirli aralıklarla kalkıp oturmak. Otururken ayak bileği egzersizleri yapmak. Bol su tüketmek ve alkolden kaçınmak. Rahat, sıkmayan kıyafetler giymek. Riskli bireylerin varis çorabı kullanması.”

Gürsoy, yolculuk sırasında ya da sonrasında bacaklarda ani ağrı, şişlik ve hassasiyet gibi belirtiler yaşayan kişilerin gecikmeden bir kalp ve damar cerrahisine başvurması gerektiğine işaret ederek, “Nefes darlığı, göğüste yanma, ani öksürük gibi belirtiler varsa vakit kaybetmeden acil servise gidilmeli. Bu belirtiler, pıhtının akciğere atmasıyla oluşan emboliye işaret ediyor olabilir ve acil müdahale hayat kurtarabilir.” ifadelerini kullandı.

“Uzun süre hareketsizlik, pıhtı oluşumu açısından ciddi bir risk faktörüdür”

Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal ise tatil döneminde artan uzun süreli yolculukların, hareketsizlik nedeniyle toplardamarlarda pıhtı oluşumu riskini beraberinde getirdiğini belirtti.

DVT’nin çağın en ölümcül ancak önlenebilir sağlık sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Köksal, “İç toplardamarlarda biriken pıhtı, tedbir alınmazsa akciğerlere giderek ani ölümlere neden olabilir. Basit tedbirlerle önüne geçebileceğimiz bu hayati sorunun en önemli nedeni hareketsizliktir.” diye konuştu.

Köksal, DVT oluşumunda aşırı kilo, sıcak havalarda terleme nedeniyle gelişen sıvı kaybı, genetik yatkınlık ve doğum kontrol hapı gibi bazı ilaçların da risk faktörleri arasında yer aldığını aktardı.

Toplardamarların, kalbin pompaladığı kanın yeniden akciğerlere dönmesini sağladığını dile getiren Köksal, “Kirli kanın bacaklardan yukarı taşınmasında en büyük güç baldır kaslarının kasılma gücüdür. Bu nedenle uzun süre hareketsizlik, pıhtı oluşumu açısından ciddi bir risk faktörüdür.” dedi.

“Bacaklara yapılacak hafif masaj kan dolaşımını destekler”

Prof. Dr. Köksal, özellikle uzun süren uçak, otobüs ve araba yolculuklarında, bacak kaslarının yeterince çalışmaması sonucu toplardamarlarda kanın hareketsiz kaldığını ve bunun da emboli riskini artırdığını kaydederek, şu önerilerde bulundu:

“Uzun yolculuklara çıkmadan önce bol ve rahat kıyafetler tercih edilmeli. Sıvı kaybını önlemek için bol su içilmeli. Seyahat boyunca mümkünse kısa aralıklarla molalar verilip yürüyüş yapılmalı. Uçak yolculuklarında koridorda kısa yürüyüşler yapılmalı, ayaklar mümkün olduğunca yüksekte tutulmalı ve bacak bacak üstüne atmaktan kaçınılmalı. Oturur pozisyonda ayak bileği egzersizleri yapılmalı. Ayrıca bacaklara yapılacak hafif masaj da kan dolaşımını destekler. Risk grubundaki bireylerin diz altı varis çorabı kullanması, pıhtı oluşumunu önlemek açısından son derece faydalıdır.”

Sıcak havalarda terlemeye bağlı sıvı kaybının arttığını ve damarların genişlemesiyle kanın akışkanlığının azaldığını belirten Köksal, bu durumun pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabileceğini, seyahat edenlerin sıvı kaybını bol su veya meyve suyu gibi içeceklerle dengelemesi gerektiğini vurguladı.

Köksal, “Uzun süre hareketsiz kalınan yolculuklarda baldır kasları çalışmazsa toplardamarlarda pıhtı oturması kaçınılmaz hale gelir. Bu nedenle, seyahat sırasında dahi baldır kaslarını çalıştıracak egzersizlerle ve bacaklarımızı mümkün olduğu kadar yüksekte tutarak akciğer embolisi yani ani ölüm risklerinin önüne geçilebilir.” diye konuştu.