Travmatik Beyin Hasarı Nedir?
Kafanın yüksek şiddette herhangi bir biçimde bir nesneye çarpmasıyla darbe alması veya bir olgu sonucu kafatasının delinerek beyin hücrelerine zarar vermesi neticesinde oluşan beyin yaralanmalarıdır.
Travmatik Beyin Hasarına Neden Olabilecek Faktörler:
Travmatik beyin hasarı oluşmasına neden olan ve en sık rastlanılan durum araba ya da motorsiklet kazalarıdır. Trafik kazaları dışında, iş kazaları, düşmeler, spor yaralanmaları, şiddete maruz kalma ve çocuk istismarı beyinde travmaya bağlı hasar oluşmasına yol açabilecek unsurlardır.
Erkek bireylerde 15 ila 24 yaş arasını kapsayan grupta, riskli olduğu düşünülen yaşam koşullarına bağlı olarak travmatik beyin hasarı görülme olasılığı yüksektir. Ergen ve yetişkin gruplarda bu rahatsızlığın en sık görülmesine neden olan durumlar otomobil ve motosiklet kazaları beraberinde şiddet içeren suçlardır. Meslek gruplarına bağlı olarak da asker ve polislerde silahlı yaralanmalara sıklıkla rastlanabilmektedir.75 yaşın üstündeki yaşlı bireylerde ise düşmeye bağlı travmalar daha fazla görülmekte.
0 – 12 aylık bebeklerde travmayı tetikleyebilecek en yaygın sebep fiziksel istismar olabilir. Oyun oynamak veya yüksek şiddetli sallamalar beyin hasarları oluşturabilmekte. 1 – 5 yaş aralığındaki çocuklarda ise dengeyi kaybedip düşmeye bağlı hasarlanmalar görülebilir. 5 yaşını doldurmuş çocuklarda ve ergenlik dönemindeki bireylerde yaya ya da bisikletli yaralanmalarla karşılaşılabilmekte.
Travmatik Beyin Hasarına Sahip Bireylerde Görülebilecek Değişiklikler :
Travmatik beyin hasarı yaşayan bireylerde görülebilecek değişiklikler kişiden kişiye değişmektedir. İnsanların kişilikleri hasar almadan önce sahip olduğu beceriler ve hasarının boyutuna göre bireysel farklılıklar gösterecektir. Hasar gören beynin bölümlerine bağlı olarak fiziksel, davranışsal veya zihinsel değişikliklerle karşılaşılabilmektedir. Hasara neden olan en yaygın sebepler beynin kafatasında geri ve ileri yönde gidip gelmesi nedeniyle oluşmaktadır. Ön ve yan lobların zarar görmesi, konuşma ve dil alanlarını direkt etkileyebilmektedir. Dil ve konuşma kontrolünü sağlayan bölgelerin hasar alması genelde iletişim güçlüklerine yol açmaktadır. Oluşabilecek diğer sorunlar ise; ses bozuklukları, yutma güçlüğü, yürüme, denge, koordinasyon, koku alma, bellek ve bilişsel becerilerde yetersizlik.
Beyinde hasar görmeyen alanlar, hasar gören alanların fonksiyonlarını öğrendikçe ve işlevleri yerine getirmeye başladıkça gelişim görülebilir. Yetişkinlere oranla çocukların beyni bu esnekliğe daha yatkındır. Bu nedenle aynı hasarı alan çocuklar, yetişkinlere kıyasla daha iyi ilerleme kaydedebilmektedir.