Sağlık Makaleleri

Psikologa Gitmek: Hangi Durumlarda Psikolog Desteği Almalısınız?

Psikoloğa Neden Gidilir?

Herkesin kendini çok da iyi hissetmediği, stresle baş edemediği, zihninin karmaşıklaştığı, odaklanamadığı, kendini düşüncelerinin altında ezilmiş hissettiği ve günlük hayatta zevk alarak yaptığı şeylerden uzaklaştığı dönemler olmuştur. Bu durum herkesin yaşayabileceği ya da yaşadığı, aslında hepimiz için normal bir şeydir.

Hayatımızın gidişatı çoğu zaman bizim elimizde olmayan faktörlerden etkilenebilir ve hayat bizim çoğunlukla beklediğimiz gibi dümdüz bir şekilde ilerlemez. Çoğu insan hayatını düz bir çizgi şeklinde görür, tanımlar ve hayatının bu çizgide ilerlemesi için çabalar. Bu düz çizgi doğumla başlayıp okul hayatı, iş hayatı bunların yanında evlilik, ev hayatı, arkadaşlardan oluşan sosyal çevremiz ve ölümle sonlanır.

Bu süreçte ruh halimizi olumlu etkileyecek ve bizi motive edecek şeyler, mutlu, huzurlu hissettiğimiz zamanlar, bazen daha üzgün, çökkün, mutsuz ya da keyifsiz hissettiğimiz dönemler olabilir.

Bazen stres veren şeyler karşısında (stresörler) sıkışmış hissettiğimiz zamanlar olabilir. Bazen bu durumlarla başa çıkabilsek de etkin bir şekilde başa çıkamadığımız zamanlar da olabilir. Bunlar ve benzer birçok durum psikologa gitmek için nedenler arasında yer alabilir.

Psikoloğa Gitmek İçin Belirtiler

  • Var olan ruhsal bozukluğun ataklarının yinelemesi
  • Tanı alınmış ruhsal bozukluklarda ilaç tedavisine ek olarak psikoterapi desteği almak için
  • Çökkünlük, anhedoni, sosyal izolasyon vb. durumlarının gözlemlenmesi
  • Uzun süreli bir depresyon durumu mevcutsa
  • Sürekli can sıkıntısı ve bunalma duygusu hissediliyorsa
  • Aşırı alınganlık yaşanıyorsa
  • Özgüven eksikliği varsa
  • Kalabalık ortamlarda, sosyal alanlarda bile yalnız hissediliyorsa
  • İlişkilerde çözülemeyen problemler varsa
  • Aşırı dikkat dağınıklığı, odaklanamama varsa
  • Ciddi bir sınav maratonunda olup yeteri kadar konsantre olunamıyorsa
  • Evlilik öncesinde tarafların ilişkilerinde soru işareti varsa
  • Evliliği bitirmeye dönük durumlarda kafa karışıklığı yaşanıyorsa
  • Herhangi bir aktiviteye bağımlılık derecesinde ilgi gösteriliyorsa
  • Sürekli korku, kaygı veya telaş hissediliyorsa bir psikoloğa giderek yardım almak gerekmektedir.

Psikolog ve Psikiyatrist Arasında Ne Fark Vardır?

Toplumumuzda genel bir kanı olarak psikiyatri uzmanı ilaç yazar ve psikolog ise ilaç yazamaz inanışı vardır. Bu durumun temel sebebi ise birisinin aslında hekim olup tıp dersleri görmesi, tıp mezunu olması ve uzmanlık sürecinde psikiyatri üzerine ihtisas görmesidir.

Psikologlar ise lisans eğitimi olarak psikoloji okuduktan sonra gerekli eğitimleri alarak uzman psikolog ve terapist olabilirler. Bazı psikiyatri uzmanları da terapi eğitimleri alarak terapi verme yetkinliğine ulaşırlar. Bu terapilere örnek olarak Bilişsel Davranışçı Terapi, Eye Movement Desensitization and Reprocessing olarak bilinen ama kısaltmasının daha çok tercih edildiği EMDR verilebilir.

Klinik psikologlar terapi seanslarına ek olarak gerekli gördükleri zamanlarda danışanlarını psikiyatri uzmanlarına yönlendirirler ve danışanlarının psikiyatrik yardım almasına aracı olabilirler. Dolayısıyla danışanının ilaç takviyesi almalarını sağlarlar. Bu durum aslında korkulması gereken bir şey değildir. Tam aksine kimi vakalarda tedavinin seyri ve başarısı için oldukça önemli bir adımdır.

Kimi ruhsal problemler ilaç destekli ve psikoterapi şeklinde ilerlemek zorundadır. Bunların başında Şizofreni, Psikotik Bozukluklar, Bipolar Bozukluk, Kişilik Bozuklukları, Madde Bağımlılığı gibi ruhsal bozuklar gelmektedir. Bu iş birliğinde danışanın terapiye düzenli katılımı ve verim alabilmesi için psikiyatri uzmanının reçete ettiği ilaçlarını düzenli kullanması çok önemlidir.

Terapi seanslarında ilaç uyumunu bozan ya da bozma riski olan şeyler psikolog ile görüşülebilir. Bununla ilgili gerekli girişimler psikolog tarafından planlanabilir. Psikologlar, ruh sağlığı uzmanlarına danışmadan ya da danışanını ruh sağlığı uzmanına yönlendirmeden ilaçları bıraktırma ya da dozunu azaltma ya da arttırma kararı alamaz ve almamalıdır.

Psikologlar ne ilaç kullanımın zorunlu olduğunu savunur ne de ilaç kullanımının gereksiz olduğunu düşünerek danışanlarını ilaç kullanımından uzaklaştırır. Belli durumlarda (ağır ruhsal bozukluklar gibi) ilaç kullanımı gereklidir. Danışanın ve çevresindeki insanların bunu kabul edip bu bilinçle hareket etmesi gerekmektedir. Aynı zamanda bazı rahatsızlıklarda ilaçsız tedavi süreci de olabilir.

Psikoloğa gitmek istemeyen kişi nasıl ikna edilir?

Bir tanıdığınız, arkadaşınız ya da ailenizden biri var olan ruhsal bozukluğu için ilaç tedavisi alıyorsa ve psikoterapi ile bu sürecin desteklenmesi gerekiyorsa yakınınız zorlukla karşılaştığında, stresörleriyle etkin bir şekilde baş edemediğinde kendisini daha iyi hissedebilmesi ve stresle etkili bir şekilde baş etmesi için elinizden gelen her şeyi yapmak istersiniz ve bunun için çabalarsınız.

Sizin bu durumda vereceğiniz bu destek bu kişiye iyi gelebilir ama arkadaş, aile üyesi, eş ya da anne-baba olarak yapabilecekleriniz o kişi için bazı durumlarda yeterli olmayabilir. Bu yetersizlik hissi aslında çok normaldir.

Yakınlarınızın bazen psikolojik sorunları için profesyonel bir desteğe ihtiyacı olabilir ve sizin sadece “Terapiye gitsen iyi olur.” demeniz, “Acil psikolojik destek alman lazım.” gibi zorlayıcı ifadelerde bulunmanız işe yaramayabilir, hatta kişinin psikologa gitmeye karşı ön yargı oluşturmasına bile neden olabilir.

Bazı kişiler, psikolojik sorunları olduğunu düşünmezler ya da psikolojik sorunlar yaşadıklarını fark etseler de zayıf ve güçsüz görüneceklerinden endişelendikleri için terapiye başvurmak istemezler. Hatta sorunlarını başkalarına açmanın kendisini zor durumda bırakacağını, sorunlarının üçüncü bir şahıs tarafından bilinmesinin rezil olmasına neden olacağını düşünerek sorunlarını gizli tutmak isteyebilir.

Bu zorlukları yaşayan yakınınıza öncelikle empati ile yaklaşıp terapiye ihtiyacı olduğunu fark etmesi için yardım edebilir ve rehberliğinizi sunabilir, onu bu yönde destekleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra yakınınızın terapiyi reddetmesinin nedenleri arasında üşenmesi, terapinin kendisine uzak olması, takvimde saat bulamaması gibi faktörler olabilir.

Bu durumda yakınınıza online terapi hizmeti bulunduğundan söz edebilirsiniz. Online terapi ile çok daha kolay bir şekilde terapiye başlayabilir ve ihtiyaç duyduğu ölçüde kesintisiz bir şekilde bu hizmeti alabilir. Online terapinin avantajları yakınınızı ikna etmeniz konusunda size destek olabilir.

Terapiye gitmesi için ikna etmek istediğiniz yakınınıza nasıl yaklaşmalısınız?

  • Yaşadığı zorluk hakkında konuşmayı deneyin. Bazı zamanlar kişiler zorluk yaşadıkları konuları hemen paylaşmak istemezler. Böyle zamanlarda birlikte susmak ve sessizliği değerlendirmek bile bu kişiler için çok kıymetlidir ve onu yargılamadan kabul ettiğinizin güzel bir göstergesidir.
  • Sizi endişelendiren belirtilere değinin. Bunu yaparken karşınızdaki kişiyi yargılamadan onu şefkatle kabul ederek sizi endişelendiren şeylere değinin. Size aktardıklarını vurgulayın.
  • Bilgilendirin. Daha önce psikolog desteği aldıysanız bu deneyimlerinizden bahsedebilir ya da psikolog desteği alan bir tanıdığınızın deneyimlerini paylaşarak bu kişiyi bilgilendirebilirsiniz.
  • Empatiyle yaklaşın ve zorlamayın. Psikologa gitmesini istediğiniz kişiyi kesinlikle buna zorlamayın. Tedavinin etkili olmasının en önemli ayağı kesinlikle kişinin psikoterapiyi kendisinin istemesidir. Psikoloğa gitmek istiyorum cümlesini kişinin kendi ağzından duymak çok önemli
  • Kandırmayın. Psikoterapi seanslarıyla ilgili çok ümit verici konuşmayın. Çünkü bazı seanslarda kişinin sorunlarıyla yüzlemesi ruhsal olarak biraz çökkün hissetmesine neden olabilir. Ya da kişi psikoloğa gitmek istemiyorsa kandırarak götürmeye çalışmayın. Unutmayın ki tedavinin etkin bir şekilde ilerlemesi için kişinin isteği çok önemlidir.
  • Süreç boyunca yanında olmaya devam edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu