MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” tema çerçevesinde düzenlenen açık hava toplantıları kapsamında Manisa’ya geldi. Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşlara seslenen Bahçeli’yi meydana giden yol üzerinde yoğun bir kalabalık karşıladı. Kendisini bekleyen vatandaşları aracından selamlayan Bahçeli, ardından açık hava toplantısının yapılacağı alana geldi. Bu alanda vatandaşlara seslenen Bahçeli şu sözleri söyledi:
“PKK’nın namussuz iftirasına önce CHP’li bir milletvekilinden destek gelmiştir”
Bahçeli, TSK’nin terör operasyonlarında kimyasal silah kullandığına yönelik iddialar hakkında da açıklama yaptı:
“Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerine şerefsiz bir iftira atılmıştır. Kahramanlarımız Pençe-Kilit Harekatı’yla girilemez denilen yerlere girince, Zap kontrol altına alınınca terör örgütü PKK, Türk askerinin kimyasal silah kullandığını alçakça tedavüle sokmuştur. Biliyoruz ki, her hain korkaktır, yalancıdır, hainden dürüstlük de beklenmeyecektir. Hain, her fırsatta hainliğini ve hayasızlığını gösterecektir. Terör örgütünün son çırpınışları vahim yalanlarla örtülmek istenmektedir. PKK’nın namussuz iftirasına önce CHP’li bir milletvekilinden destek gelmiştir. Ardından HDP’li bir milletvekili Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlamıştır. Hemen akabinde Türk Tabipleri Birliği Başkanı PKK’nın safına girmiş ve aynen demiştir ki: ‘Belli ki, sinir sistemini tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda’ Sonra tepkiler çığ gibi yükselince ‘Öyle bir şey demedim ki ben’ sözleriyle kıvırmış, çark etmiştir.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, bölücü terör örgütü PKK’nın iftirasına sarılıp şerefli Türk askerini suçlayan kim varsa teröristtir, şerefsizdir, haindir, suçludur, dökülen şehit kanlarının vebali onların üstündedir. Türkiye’ye soykırımcı diyen bir milletvekili müsveddesinin TBMM’de yeri olamaz, PKK’nın kara propagandasına nefes olan milletvekillerinin gazi meclisin çatısı altında olmaları hepimiz adına yıkımdır. Bu bölücü serserilerin, derhal TBMM’den atılarak mahkemeye çıkarılması şarttır, namus borcudur. Onların öğrencisi olmakla övünenlerin de hesabı sorulmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması, başkanının da bedel ödemesi haktır, hukuktur, devlet ve millet onurunun ertelenemez sorumluluğudur. Bunlara diyoruz ki, haram olsun, şart olsun, yaptıklarınız boğazınıza koca bir dert olsun. Yurt içinde ve yurt dışında teröristlerle kahramanca mücadele edilirken dibimize kadar yanaşmış teröristlere tahammül edemeyiz, sabır gösteremeyiz, bunların provokasyonlarını alttan alamayız. İp inceldiği yerden kopar. Teröriste merhamet vatana ihanettir.
Zulme sessizlik mazluma hakarettir. Biz, Türkiye’nin, Türk milletinin, şerefli Türk askerinin tarafıyız. Caniye, eşkıyaya, bölücüye, demokrasi ve özgürlük kamuflajına bürünmüş düşman beslemelerine sonuna kadar karşıyız. Biz hakkın, halkın, hakikatin tarafıyız. Biz şehidin, gazinin, ciğeri yanmış anaların, dul gelinlerin, yetim yavruların tarafıyız. Biz, zemheride darıldığına Ağustosta su vermeyen tarafız. Biz, alma garibin bedduasını, çekersin ahını diyen tarafız. Biz, istiklalimizi can pahasına koruyacak tarafız. Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.
Onların çağrısı kavgaya ve karanlığa, bizim çağrımız aydınlığa ve kardeşliğedir. Onların çağrısı kargaşaya ve karışıklığa, bizim çağrımız birliğe, dirliğe ve hep birlikte Türkiye olmaya çağrıdır. Onlar laftan anlamaz, onlar insanlıktan geçer not alamaz, nihayetinde arsız adama söz neylesin, kokmuş ete buz neylesin der geçeriz ve de Türk milletini huzura davet ederiz. Çağrımız büyük Türkiye’yedir. Çağrımız tam bağımsız lider ülke Türkiye’de kucaklaşmayadır”