Kahve çekirdeğinin birçok faydası vardır ve kaygı ve depresyonu azaltmanın mükemmel bir yoludur. Kahve çekirdeğinin sıcak aroması vücudu sakinleştirir ve ruh halini iyileştirir.

Kahve Çekirdeğinin Sağlığa Faydaları

Kahvenin lif açısından yüksek olduğu bilinmektedir. Yakın tarihli bir araştırmaya göre, kahve çekirdeği çok fazla çözünür diyet lifi içerir. Günde iki bardak içmek, dört grama kadar lif sağlayabilir. Ama bir fincanda ne kadar lif var? Kahvenin türüne göre değişir. Bazı kahve çeşitleri diğerlerinden daha yüksek miktarda çözünür lif içerir.
Kahve yüksek bir lif içeriğine sahip olsa da, lif takviyesi bulmaya çalışan kişilerin ilk tercihi değildir. Aslında, tek bir kahve çekirdeği, önerilen günlük değerin %10’u olan sadece üç gram lif içerir. Buna ek olarak, kahve de iyi bir antioksidan kaynağıdır.
Kahve lif açısından zengin olmasına rağmen, meyve ve sebzeler açısından zengin bir diyetin yerini tutmaz. Bunun yerine, lifinizi kepekli tahıllar, kuruyemişler, meyveler ve sebzeler gibi çeşitli sağlıklı seçeneklerden almalısınız. Ancak aşırı kahve tüketiminden kaçınmalısınız. Gastrointestinal rahatsızlığa yol açabilir.

Araştırmacılara göre, kahve çekirdeklerinde bulunan çözünür lif, sindirime yardımcı olur ve yüksek kolesterol seviyelerini önler. Sağlıklı bir bağırsak ve sindirim sistemi için çözünür lifler gereklidir. Anti-inflamatuar ve anti-oksidan özelliklere sahip oldukları bilinmektedir. Bununla birlikte, az sayıda çalışma kahvedeki lif içeriğini incelemiştir.

SUSCOFFEE araştırma projesi, İspanya Ekonomi ve Rekabetçilik Bakanlığı’ndan 185.000 Euro’luk bir hibe ile desteklenmiştir. Araştırmacılar, sağlık ve çevresel sürdürülebilirliği iyileştirmek için kahve çekirdeği liflerini içeren bir gıda formülasyonu geliştirmeyi umuyorlar.

Kafeinsiz kahve benzer sağlık yararları sunar

Kafeinsiz kahve, kafeinli kahveye benzer personel sağlık yararları sunar ve kafeine duyarlı kişiler için daha iyi bir seçim olabilir. Araştırmalar, kafeinsiz kahvenin demans ve Parkinson hastalığına karşı korunmaya yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Kafeinli kahve içemeyen kişiler için de etkili bir seçenektir.
Kafeinsiz kahve, magnezyum ve potasyum da dahil olmak üzere bir dizi faydalı bileşik içerir. Bu maddeler kandaki sıvı seviyelerini düzenler ve kasların çalışır durumda kalmasına yardımcı olur. Ayrıca kortizol seviyelerini düşürmeye yardımcı olurlar. Bu maddeler ayrıca hafızayı geliştirir ve migreni önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, kafeinsiz kahve, yüksek düzeyde B3 vitamini ve anti-tümör özelliklerine sahip olan öncü trigonelline sahiptir.
Kafeinsiz kahve düşük kafein seviyelerine sahiptir ve çoğu insan için güvenli kabul edilir. Bununla birlikte, bazı insanlar kafeine karşı yiyecek veya içecek intoleransına sahip olabilir ve onu içemeyebilir. Ayrıca kafein bazı ilaçlarla etkileşime girer. Anti-anksiyete ilaçlarının etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle, kafeinsiz kahve sizin için daha iyi bir seçim olsa da, çok fazla içmeden önce doktorunuza danışmanız önemlidir.
Bazı insanlar kafeinsiz kahveyi normal kahveden daha hoş bulur, ancak bazıları tadından hoşlanmaz. Ancak buzlu kahve veya akşam yemeği sonrası java sevenler için kafeinsiz kahve harika bir seçimdir. Kafeinsiz kahve ayrıca hastalıklarla savaşmak için harika olan antioksidanlar içerir. Bazı araştırmacılar, bu bileşiklerin kalp sağlığını iyileştirmeye ve kanserle savaşmaya bile yardımcı olabileceğine inanıyor.
Araştırmalar ayrıca kafeinsiz kahvenin diyabet riskini azaltabileceğini öne sürdü. Antioksidanları ve diğer bileşenleri, beyne ve kalbe oksidatif hasarı önleyebilir. Bu bileşikler, Parkinson ve Alzheimer hastalıkları riskini bile azaltabilir.

Antioksidanlar

Kahvedeki antioksidanlar sağlığımız için çeşitli şekillerde faydalıdır. İlk olarak, vücudumuzda serbest radikallerin birikmesine karşı savaşırlar. Serbest radikaller, vücudumuzu etkileyen oksidatif stres sürecinin bir yan ürünüdür. Bu serbest radikaller kronik inflamasyona neden olur. Sonuç olarak, vücudun bağışıklık sistemi toksinlere ve hastalıklara karşı daha duyarlı hale gelir. Kahvenin vücudumuza fayda sağlamasının bir başka yolu da hücrelerimizi yenilemesidir.
Kahve dünya çapında milyonlarca insan tarafından tüketilmektedir. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde kahve ve çay en yaygın içeceklerdir. Ancak Japonya ve Çin’de çay çok daha popüler bir içecektir. Hem kahve hem de çay mükemmel bir antioksidan kaynağıdır ve günlük antioksidan ihtiyacımızın büyük bir kısmını sağlar.
Araştırmalar, kahvenin daha önce düşünülenden daha fazla antioksidan içerdiğini bulmuştur. Ayrıca bu bileşiklerin aktivitesinin kavurma süresi ile arttığını bulmuşlardır. Ancak bu etki ancak çekirdekler kavrulduktan sonra ortaya çıkar. Kavrulmuş kahve, yeşil kahveden daha fazla antioksidan içerir. Bu da antioksidan içeren kahvenin daha sağlıklı bir seçim olduğunu gösteriyor.
Kahvenin şeker hastalığını önlemeye yardımcı olmak, kalp hastalıklarını önlemek ve zihinsel sağlığı iyileştirmek de dahil olmak üzere birçok başka faydası vardır. Ayrıca, insanların kilo vermesine ve kanseri önlemesine yardımcı olabilecek antioksidan özelliklere sahiptir. Düzenli bir fincan kahve, tip 2 diyabet ve nörolojik hastalık dahil olmak üzere birçok farklı hastalığa yakalanma riskinizi de azaltabilir. Bu, yüksek polifenol içeriğine bağlanabilir.
Araştırmacılar, kahvede bulunan azotlu bir bileşik olan melanoidinin, kahvenin antioksidan aktivitesinden sorumlu olduğunu bulmuşlardır. Kahvede bulunan başka bir bileşik olan kinin, antibakteriyel ve antiinflamatuar özelliklerden sorumludur.