Mevzuat

Danıştay’dan İl Dışında Rapor Alan Memurlar İçin Emsal Karar

Danıştay, mesai saatlerinde memuriyet mahalli dışından alınan sağlık raporlarına ilişkin önemli bir karar verdi.

Karara göre, mesai saatlerinde memuriyet mahalli dışında sağlık raporu alan bir memurun raporunun hastalık iznine çevrilmemesi durumunda, memurun mesaiye gelmediği günler için tutanak tutulması ve disiplin işlemi başlatılması gerektiği belirtildi. Ancak bu işlemlerin başlatılabilmesi için kurumun, memura aldığı sağlık raporunun mevzuata aykırı olduğunu yazılı olarak bildirmesi şart.

Eğer raporun geçersiz olduğu yazılı olarak memura bildirilmezse, memurun göreve gelmediği gerekçesiyle verilen disiplin cezaları mahkemeler tarafından iptal ediliyor. Bu karar, memurların il dışından aldıkları raporların geçerliliği ve disiplin süreçlerinde kurumların dikkat etmesi gereken prosedürleri vurguluyor.

T.C.
D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2022/2198

Karar No : 2022/7050

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Adana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz koruma memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. maddesi uyarınca görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; davacının soruşturma raporu içeriği ile gelinmeyen günler için hakkında düzenlenen tutanaklarla, 09/09/2020 tarihinden itibaren 21 gün süre ile kesintisiz ve mazaretsiz göreve gelmediği sabit olduğundan dava konusu müstafi sayılma işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, davacının yıllık izninin bitiminden itibaren 09-15/09/2020 tarihleri arasında dönüşümlü çalışma kapsamında memuriyet mahallinde olması gerekirken, memuriyet mahallinde olmadığı ve yasal olarak izinli olmadığı halde idareye sunulan sağlık raporlarının memuriyet mahallinin dışından alındığı, gerek usulüne uygun alınmayan sağlık raporlarına, gerekse de davacının bu yöndeki iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının hastalığının acil vakalar kapsamında yeraldığı, bu nedenle şehir dışından rapor almasının hukuka uygun olduğu, raporunun geçersiz olduğu hususunda yazılı bildirim yapılmadığı, Danıştay Onikinci Dairesinin emsal kararlarında da davacının durumuyla benzer olaylarda işlemin hukuka aykırı olduğuna karar verildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının ileri sürdüğü iddiaların 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı, işlemin ve temyize konu mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca davacının göreve gelmediği günlere ilişkin sağlık raporlarını görev mahalli veya sevkinin yapıldığı sağlık hizmeti sunucularından almadığı anlaşılmakla birlikte, anılan yönetmeliğin 7. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca kamu görevlilerinin yönetmelikle öngörülen usullere aykırı biçimde sağlık raporu almaları halinde bu durumun kendilerine yazılı olarak bildirilmesinin gerektiği, oysa dava dosyasında mevcut 15/09/2020 tarihli tutanaktan bu bildirimin davacının cep telefonundan aranması suretiyle yapıldığı, yazılı bildirim üzerine görevine başlamayan kamu görevlisinin izinsiz ve özürsüz olarak görevini terk etmiş sayılacağı, buna karşın kendisine yazılı bir bildirimde bulunulmayan davacının, izinsiz ve özürsüz olarak görevini terk ettiğinden bahisle görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Adana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz koruma memuru olarak görev yapan davacının 25/08/2020-08/09/2020 tarihleri arasında 15 gün yıllık izne ayrıldığı, 09/09/2020 tarihinde göreve başlaması gerekirken, Cezaevi Müdürlüğünce Covid-19 tedbirleri kapsamında dönüşümlü olarak çalışıldığından vardiyalı çalışma sisteminde 15/09/2020 tarihindeki gruba dahil edilerek, kendisine 09/09/2020 tarihinden çalışma gününe kadar evde izole olması gerektiği ayrıca vardiya görevi başlayacağından PCR testi için 14/09/2020 tarihinde Adana Şehir Hastanesinde hazır bulunması gerektiğinin telefonla ve mesajla bildirildiği, davacının bu tarihte PCR testi için hastaneye gitmediği, davacının beyanlarında 2014 yılından beri OKB hastalığı ile mücadele ettiği, bu tarihlerde eşiyle boşanma durumu olduğu, bu durumun hastalığını çok kötü etkilediği, şikayetlerinin geçmemesi üzerine sürekli takibinde olduğu … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümündeki doktorunu arayarak Konyaya gittiği, 14-23/09/2020 tarihlerine ilişkin işgöremezlik raporu alıp kuruma fax ile gönderdiği, 24/09/2020 ila 28/09/2020 tarihleri arasında ikinci bir rapor alıp faksladığı, 29/09/2020 tarihinde Hastaneye yatışının yapıldığı, 30/09/2020 tarihinde taburcu olduğu, bu tarihten 11/10/2020 tarihine kadar yeni bir rapor alıp faksladığı, 09/10/2020 tarihinde Hastaneye yeniden yatışının yapıldığı, 15/10/2020 tarihine kadar da hastanede kaldığı, davacı hakkında gelmediği günlere ilişkin tutanak düzenlenerek soruşturma başlatıldığı, 09/09/2020-29/09/2020 tarihleri arasında memuriyet görevine kesintisiz 21 gün gelmediğinden bahisle 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının E bendinin (d) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edildiği, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca 06/06/2022 tarihinde, davacının eyleminin özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek kapsamında nitelendirilemeyeceği, söz konusu fiillerin aynı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının D bendinin (b) alt bendi uyarınca 3-9 gün mazeretsiz ve kesintisiz göreve gelmemek kapsamında oluşup oluşmadığının Disiplin Kurulunun uygunluk görüşünün alınmasından sonra atamaya yetkili amirin onayına sunulmasına karar verilerek teklifin reddedildiği, Adana Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı kararıyla, raporun memuriyet mahalli dışından alındığı, dolayısıyla usulsüz olduğu belirtilerek davacının işe gelmesi gerektiğinin davacıya bildirilmesine rağmen 09/09/2020-29/09/2020 tarihleri arasında memuriyet görevine kesintisiz 21 gün gelmediğinden bahisle 657 sayılı Kanun’un 94. maddesi uyarınca görevden çekilmiş sayılmasına karar verilmesi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasında, “Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

29/10/2011 tarihli ve 28099 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in “Hastalık izni verilmesi” başlıklı 7. maddesinin beşinci fıkrasında, “Bu Yönetmelik ile tespit edilen usûl ve esaslara uyulmaksızın alınan hastalık raporlarına dayanılarak hastalık izni verilemez. Hastalık raporlarının bu Yönetmelik ile tespit edilen usûl ve esaslara uygun olmaması hâlinde bu durum memura yazılı olarak bildirilir. Bu bildirim üzerine memur, bildirimin yapıldığı günü takip eden gün göreve gelmekle yükümlüdür. Bildirim yapıldığı hâlde görevlerine başlamayan memurlar izinsiz ve özürsüz olarak görevlerini terk etmiş sayılarak haklarında 657 sayılı Kanun ve özel kanunların ilgili hükümleri uyarınca işlem yapılır.” hükmü, altıncı fıkrasında “Hastalık izni verilebilmesi için hastalık raporlarının, geçici görev ve kanunî izinlerin kullanılması durumu ile acil vakalar hariç, memuriyet mahallindeki veya hastanın sevkinin yapıldığı sağlık hizmeti sunucularından alınması zorunludur.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca davacının göreve gelmediği günlere ilişkin sağlık raporlarını görev mahalli veya sevkinin yapıldığı sağlık hizmeti sunucularından almadığı anlaşılmakla birlikte, anılan yönetmeliğin 7. maddesinin beşinci fıkrası gereği olarak kamu görevlilerinin Yönetmelik ile öngörülen usullere aykırı biçimde sağlık raporu almaları halinde bu durumun kendilerine yazılı olarak bildirilmesinin gerektiği, yazılı bildirim üzerine görevine başlamayan kamu görevlisinin izinsiz ve özürsüz olarak görevini terk etmiş sayılacağı, buna karşın kendisine yazılı bir bildirimde bulunulmayan davacının izinsiz ve özürsüz olarak görevini terk ettiğinden bahisle görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

Bu duruma göre, davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 28/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button