Gündem

Facebook Depresyonuna Dikkat!

İnternet erişiminin yaygınlaşması ve sosyal medya platformlarının cazibesi hız kesmeden yüz milyonlarca insanı etkilemeye devam etmektedir. Özellikle sosyal medya platformları, gençlerin çevrimiçi kimlikler oluşturmasına, başkalarıyla iletişim kurmasına ve sosyal ağlar oluşturmasına olanak tanımıştır. Bu ağlar, gençlere değerli destek sağlayabilmekte, özellikle dışlanma yaşayanlara veya engelli veya kronik hastalıkları olanlara yardımcı olabilmektedir. Ayrıca sosyal medya, eğlence ve kendini ifade etmek için de kullanılmaktadır. Bu platformlar, gençleri güncel olaylara maruz bırakabilmekte, coğrafi engellerin ötesinde etkileşim kurmalarına izin verebilmekte ve onlara sağlıklı davranışlar da dahil olmak üzere çeşitli konular hakkında bilgiler verebilmektedir.

Facebook 2004 yılında çevrimiçi bir sosyal meyda platformu olarak hayatımıza girdi. Çok kısa sürede çocuklar ve gençler arasında popüler hale geldi. Facebook’ta gezinme, kullanıcılar için günlük bir aktivite oldu. Günlük olarak pek çok insan Facebook’a girmekte, içerik paylaşmakta, yeni içerikleri incelemekte ve bunlar için oldukça uzun süreler harcamakta. İletişimini kaybettiğimiz arkadaşlarımızın eski fotoğraflarına baktığımız ve haber akışımızda gezinmek için sayısız saat harcadığımız bir mecra. Bugün birçok eğitim kurumu ve araştırmacı, Facebook kullanıcılarının sosyal ağ sitesiyle ne kadar duygusal olarak ilgili olabileceği ve düzenli kullanımın zihinsel sağlıklarını nasıl etkileyebileceği konusunda araştırmalar yürütmekte.

Facebook depresyonu, Amerika Pediatri Akademisi (The American Academy of Pediatrics –AAP) tarafından 2011 yılında tanıtılan bir kavram olarak ortaya çıktı. Facebook depresyonu, ergenlerin ve gençlerin sosyal medya sitelerinde çok fazla zaman harcadıklarında gelişen ve daha sonra klasik depresyon belirtileri gibi belirtiler gösteren bir kavramdır. Facebook depresyonunda birey, olumsuz duygularını bir başka kişi ile paylaşarak, bunu daha da pekiştirmesi sonucu kendini daha mutsuz hissetmesi ile sonuçlanan bir davranış olarak tanımlanmaktadır.

Araştırmalar sosyal medya hesaplarında depresif paylaşımlar yapan ve bu paylaşımları gözlemlenebilen bireylerin daha fazla psikolojik desteğe ihtiyaç duyabileceğini göstermiştir. Çoğunlukla genç kızların sosyal medya hesaplarında duygusal hayal kırıklıkları üzerinde tekrar tekrar yaptıkları konuşmalar ve paylaşımlar, ruh hallerini olumsuz etkileyebilmekte ve mutsuz duygular edinmelerine yol açabilmektedir.

Facebook birçok insan için çok olumlu bir kaynak olabilir, ancak kişinin kendi başarılarını başkalarına kıyasla değerlendirmenin bir yolu olarak kullanılırsa olumsuz bir etkisi olmakta. Yapılan çalışmalarda Facebook kullanıcılarının, arkadaşlarının Facebook’taki etkinliklerini ve yaşam tarzlarını kıskanmaları durumunda, depresyon duygularını bildirme olasılıklarının çok daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Ayrıca Facebook bir tanıdığın mali açıdan ne kadar iyi durumda olduğunu veya eski bir arkadaşın ilişkisinde ne kadar mutlu olduğunu görmek için kullanılıyorsa (kullanıcılar arasında kıskançlığa neden olan şeyler) sitenin kullanımı depresyon duygularına yol açabilir. Bu sebeple facebook kullanıcılarının, Facebook kullanırken bu tür davranışlardan kaçınabilmeleri için bu risklerin farkında olmaları önemlidir.

Başka bir çalışma ise bu durumu, Facebook memnuniyeti (refah arttırıcı bir etki) ve Facebook depresyonu (refah azaltıcı bir etki) olarak ele almıştır. Facebook’taki olumlu haberler duygusal bulaşma yoluyla memnuniyeti beraberinde getirirken, olumsuz haberler ruh hali bulaşmasının bir sonucu olarak rahatsızlığa neden olmaktadır. Bununla birlikte, sosyal medya kullanımı gençleri de olumsuz etkileyebilir, dikkatlerini dağıtabilir, uykularını bölebilir ve onları zorbalığa, söylenti yayılmasına, diğer insanların yaşamlarına dair gerçekçi olmayan görüşlere ve akran baskısına maruz bırakabilir. Araştırmalar sosyal medyayı kullanarak günde üç saatten fazla zaman harcayanların zihinsel sağlık sorunları için yüksek risk altında olduğunu bildirmiştir. İngiltere’de 2019 yılında 13-16 yaşındaki 12.000’den fazla kişiyle yapılan araştırmada, sosyal medyayı günde üç defadan fazla kullanmanın, gençlerde kötü zihinsel sağlık sorunlarına yol açtığı belirtilmiştir.

Sonuç olarak Facebook kullanıcılarının siteyi nasıl kullandıkları, siteye nasıl tepki verdikleri konusunda bir fark oluşturabilmektedir. Kullanıcılar aileleri ve eski arkadaşlarıyla bağlantıda kalmak ve hayatlarının ilginç ve önemli yönlerini paylaşmak için siteden yararlanırsa, Facebook eğlenceli ve sağlıklı bir aktivite olabilir. Ayrıca Facebook kullanımını günde en fazla 30 dakika ile sınırlamak yalnızlık ve depresyon duygularını azaltabilir.  Bu anlamda farkındalığın arttırılması için toplumun sosyal medya okuryarlık seviyesinin yükseltilmesi önemlidir. Çünkü iyi bir sosyal medya okuryazarı olan birey,  kendisini ve çevresini bu tehlikelerden koruyabilecektir.

 

Kaynakça: Tarhan, N., Ekinci, Y., & Tutgun-Ünal, A. (2021). Dijital Sağlık Okuryazarlığı Dijital Hastalıklar ve Siberkondri (1 b.). İstanbul: DER Yayınları.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu