Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Alzheimer’la Mücadelede Yeni Umut: Virüsler Tedavinin Anahtarı Olabilir mi?

Alzheimer hastalığının nedenlerini ve etkili tedavi yollarını bulmak için onlarca

Alzheimer hastalığının nedenlerini ve etkili tedavi yollarını bulmak için onlarca yılını veren Prof. Ruth Itzhaki, demansın bu en yaygın türüne karşı yeni bir bakış açısı sunuyor. Dünya genelinde yaklaşık 57 milyon kişiyi etkileyen Alzheimer, sadece hafızayı değil, zamanla bireylerin kimliğini de silip götürüyor.

Manchester Üniversitesi’nden Prof. Itzhaki, Alzheimer’ın arkasında yaygın virüslerin rolü olabileceğini savunan ilk sinirbilimcilerden biri. Ancak bu iddiayı bilim dünyasında kabul ettirmek kolay olmadı. Oxford Üniversitesi Nüfus Yaşlanması Enstitüsü’nde de görev yapan Itzhaki, “Yıllarca çalışmalarımız ciddiye alınmadı, bilimsel dergiler yayınlamayı reddetti. Bu yüzden fon bulmakta da büyük zorluk yaşadık,” diyor.

İtzhaki’ye göre o dönemde araştırmalarına daha fazla ilgi gösterilseydi, bugün Alzheimer’ın nedenleri ve tedavisi hakkında çok daha fazla bilgiye sahip olabilirdik. Ancak son yıllarda bu yaklaşım yeniden ilgi görmeye başladı. Özellikle antiviral ilaçlar ve aşıların Alzheimer’ı önleyici etkisine dair ilk klinik denemeler dikkat çekiyor.

Enflamasyon ve Protein Birikimi Arasındaki Bağlantı

Otuz yıl önce öne sürülen Amiloid Şelalesi Hipotezi, Alzheimer’ın başlıca nedeni olarak beyindeki iltihaplanmayı (enflamasyonu) ve beta-amiloid adı verilen proteinlerin birikimini gösteriyordu. Bu birikim sinir hücreleri arasındaki iletişimi engelliyor, tau adı verilen bir başka proteinin de düğümlenmesine yol açarak nöronların işlevini bozuyor.

São Paulo Üniversitesi’nden nörolog Roberta Diehl Rodriguez, “Bu proteinlerin neden biriktiğini hâlâ bilmiyoruz,” diyerek hastalığın temelinde yatan sürecin tam olarak açıklığa kavuşmadığını belirtiyor.

Uykudaki Virüsler ve Alzheimer Riski

Günümüzde herpes simpleks virüsü gibi bazı virüslerin insan vücudunda yıllarca uykuda kalabildiği, ancak sonradan yeniden aktifleşebildiği biliniyor. Prof. Itzhaki, 40 yıl önce herpes virüsünün insan beynindeki genetik varlığını araştırmaya başlamıştı. Bu yaygın virüsün toplumun yaklaşık %70’inde bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmalar, bu virüsün Alzheimer teşhisi konmuş kişilerin beyinlerinde yoğunlaştığını gösterdi. Özellikle beta-amiloid protein birikiminin olduğu bölgelerde daha fazla tespit edilmesi, bu proteinin virüse karşı bir savunma mekanizması olabileceği fikrini doğurdu. Ancak bu savunma, zamanla tersine dönerek sinir hücrelerine zarar veren kronik bir enflamasyon sürecine dönüşebiliyor.

Aşılar Alzheimer’ı Geciktirebilir mi?

Bu teori, aşıların potansiyel koruyucu etkisini gündeme getirdi. 2013’te Galler’de sınırlı bir yaş grubuna uygulanan zona aşısı, doğal bir araştırma ortamı oluşturdu. Stanford Üniversitesi’nden Prof. Pascal Geldsetzer’in analizine göre, aşı yapılan kişilerde yedi yıl içinde demans gelişme riski %3,5 oranında daha düşüktü.

Geldsetzer, bu oranın mevcut demans tedavileriyle kıyaslandığında oldukça anlamlı olduğuna dikkat çekiyor. Aşının yalnızca belirli bir virüse karşı değil, bağışıklık sistemi genelinde dengeleyici bir etki yaratarak beyin sağlığını koruyabileceği düşünülüyor.

Bu umut verici sonuçların ardından, zona aşısının demans üzerindeki etkilerini daha net ortaya koymak için geniş kapsamlı klinik araştırmalar planlanıyor. Eğer bu aşı gerçekten Alzheimer’ı önleyebiliyor ya da geciktirebiliyorsa, tıp dünyasında devrim niteliğinde bir gelişme yaşanabilir.