Türk Bilim İnsanları, genellikle Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde rastlanan Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının erken tanısı konusunda yarım saat içerisinde test sonucunu gösteren yeni bir teknoloji geliştirdi.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Romatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erbil Ünsal ve İzmir Biyotıp ve Genom Merkezinde Araştırma Grup Lideri olan Dr. Arif Engin Çetin’in TÜBİTAK girişimleri ile başlatılan ve sürdürülen proje, olumlu sonuç verdi.

“FMF” (Familial Mediterranean Fever) ismiyle de tanınan, tekrarlayan ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrısı atakları sebebiyle bireylerin hayat kalitesini sekteye uğratan Ailevi Akdeniz Ateşi’nin çabucak tespit edilerek tedavisine başlanması adına kan örneğinden optik teknolojiler aracılığıyla teşhis edebilen cihaz ve sistem geliştirildi.

Hastalık boyunca erken teşhisin oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Erbil Ünsal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bu hastalıkta tanı gecikirse hastalık ataklarıyla biriken ve vücuttan atılamayan amiloid proteini, hasar bırakıyor. Erken tanı olursa tedaviyi kolaylaştırırız. Geliştirdiğimiz teknoloji sadece hastalığın atak zamanlarında değil, her zaman alınan kan örnekleriyle sonuca ulaşabiliyor.” ifadelerini kullandı.

“Hastalığın tanısında önemli bir başarı”

Türk bilim insanları tarafından geliştirilen teknoloji için 2 senedir çalışmalarını sürdürdüklerine dikkat çeken Dr. Arif Engin Çetin ise “FMF Tanı Platformu” adı verilen teknoloji ve cihaz için Türk Patent ve Marka Kurumuna patent başvurusu yaptıklarını da ekledi.

Bahsi geçen teknolojinin, kan örneğinin bulunduğu çipe verilen ışığın optik özelliklerindeki değişimin değerlendirilmesiyle gerçekleştiğini söyleyen Çetin, kandaki “pyrin” proteinindeki değişimler saptanarak sonuca ulaşıldığından bahsetti.

Çetin, bu teknoloji sayesinde testlerin eskisinden daha kısa sürede sonuca ulaştığını, genetik testlerle karşılaştırıldığında az maliyetle tanı yapılabildiğini belirtti.

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının tanısında kullanılan genetik testlerin yabancı kaynaklı teknolojilerden faydalanılarak geliştirildiğini söyleyen Çetin, “Özellikle Türk hekimleriyle çalışmak büyük bir gurur benim için. Ülkemiz şartlarında geliştirdiğimiz teknoloji, bu hastalığın tanısında önemli bir başarı. Teknolojinin kullanılması için uzun süreçler lazım. Teknolojinin hasta örnekleriyle uzun süre test edilmesi gerekiyor. Bunu medikal bir ürün haline getirirsek Türkiye’de önemli bir hastalık olan Ailevi Akdeniz Ateşi’nin insanların yaşam kalitesini düşürmesini önleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Çetin, patent sürecinin tamamlanmasından sonra en geç 2 sene içerisinde teknolojinin uygulama aşamasına geçmesinin öngörüldüğünü sözlerine ekledi.