Kalbin kan pompaladığı (attığı) her an insan vücudundaki damarlarda oluşan basınç (sistolik basınç-büyük tansiyon) ile kalp kaslarının gevşemesiyle birlikte arterlerdeki basınç seviyesinin (diyastolik basınç-küçük tansiyon) değerleri ölçüldüğünde ortaya çıkmakta olan rakamlar tansiyonu ifade etmektedir.
Optimum tansiyon oranı ise kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir, bu değerlerin normal standartlarda aralıkları 90/60mmHg ile 120/80mmHg arasında olması gerekmektedir. (Büyük tansiyon 90 ila 120 arası, küçük tansiyon ise 60 ila 80 arası olmalıdır) Kan basıncı okunurken her iki sayıda önem arz etmektedir. Ancak 50 yaş itibariyle sistolik okuma (büyük tansiyon) daha fazla önem kazanmaktadır. İzole sistolik hipertansiyon, diyastolik basıncın normal olduğu ancak sistolik basıncın yüksek olduğu duruma denmektedir. Buna 65 yaşından daha büyük insanların genel olarak kullandığı tabir ise yüksek tansiyon türüdür.
Hipotansiyon ve hipertansiyon nedir?
Düşük tansiyon olarak bilinen ve tıp biliminde hipotansiyon olarak ifade edilen, ani tansiyon düşüşleri şiddetli baş ağrısı, baygınlık hali, halsizlik gibi belirtiler ile kendini göstermektedir. Halk dilinde yüksek tansiyon olarak bilinen kelime ise tıp diline bakıldığında hipertansiyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Hipertansiyona sahip insanlara baktığımızda genel olarak aşırı tuz tüketimi ve hareketsiz hayat tarzı yaşayan insanlar olarak gözlemlenirler ve bu insanlarda hipertansiyon daha sık görülmektedir.
Kan basıncının kısa vadede artması herhangi bir belirtiye sebebiyet vermediğinden kaynaklı 40 yaşının üzerindeki insanlarda zaman zaman kontrol edilmesi gerekmektedir.
Yüksek tansiyon; Baş ağrısı, çarpıntı, aşırı terleme, uzuvlarda şişlik, halsizlik, kulaklarda uğultu hissi ve çınlama, burun kanaması, sık gelen idrar şeklindeki belirtilerle birlikte nadir olarakta kendini gösterebilmektedir. Kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon hastalığı kişide çok ciddi hastalıklara yol açabilmektedir. Genel olarak önemsenmeyen hipertansiyon, insanların başına birçok sağlık problemi şeklinde geri dönüş sağlayabilmektedir.
Veriler üzerinden bakıldığında hastaların %45’lik bir bölümü yüksek tansiyon hastalığına sahip olduğundan habersiz oldukları gözlemlenmektedir. Kişinin hasta olup olmadığının anlaşılması ve teşhis koyulabilmesi için ise 2 farklı günde dinlenme esnasında tansiyon ölçümleri yapılması gerekmektedir. Uzmanlar, kişilere ek bilgi sağlamak ve yüksek tansiyona sahip olup olmadığını kesinleştirebilmek için evde tansiyon ölçümlerinin kaydedilmesini isteyebilmektedir.
Bazı istisna durumlarda ise kişilerden ek testler talep edilebilmektedir ve bu verilere bakılarak teşhis konulup ilaç tedavisine başlanmaktadır. İlaçların etkilerini gösterebilmesi için 3 ila 7 gün beklenmesi gerekmektedir. 6 ayda bir ise ilacın hastaya iyi gelip gelmediği ve ilaçların organlarda herhangi bir hasar bırakıp bırakmadığı gibi durumları incelenmesi için uzmanlara başvurulması gereklidir. Yapılan kontroller neticesinde ilacı ya da kullanılan ilaç dozunu değiştirmeye karar verebilecek tek kişi uzman kişilerdir. Destek alınan uzmanın bilgisi dışında ilaçların bırakılmaması ve dozunda değişiklik yapılmaması son derece önemli bir konudur.