BİRLİK VE DAYANIŞMA SENDİKASI… 8-17-18 Şubat ve 14-15-16 Mart…
Birlik ve Dayanışma Sendikası, resmi internet sayfası aracılığıyla duyurduğu kararda 8 Şubat 2022 tarihinde 1 günlük iş bırakma kararı almıştır.
AHESEN… 17-18 Şubat…
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) resmi internet sitesinde duyurduğu karar ile 17-18 Şubat tarihlerinde 2 gün, 14-15-16 Mart 2022‘de 3 gün iş bırakma eylemi kararı aldı.
“Aile hekimliği uygulamasının halkın ve çalışanlarının yararına geliştirmek temel hedefimizdir. Koruyucu hekimlik uygulamalarını geliştirmek, işler hale getirmek insana ve ekonomiye en büyük yatırımdır. Halkımızın sağlığı ve ülkemizin ekonomisi için var gücümüzle çalışmaya ve mücadele etmeye kararlıyız.
Aile hekimliği uygulaması 15 yıldır süregelmektedir. Uygulamayı başlatan Sağlık bakanlığımız hedefler koymuştur:
Birim başına kayıtlı nüfus öncelikle 2500’ler seviyesine, sonrasında da ideal sayı olan 1500’ler seviyesine çekilecek denmiştir.
Kayıtlı kişi sayısı eksilse dahi çalışanlara hak ediş kaybı yaşatılmayacak denmiştir. Aile Sağlığı merkezleri kamu tarafından inşa edilecek, sağlıklı ortamlarda sağlık sunumu sağlanacak denmiştir.
Aile hekimliği çalışanları enflasyona ezdirilmeyecek hak edişler gider ödemelerinde kayıp yaşatılmayacak denmiştir.
Kayıtlı kişi sayısının makul seviyelere çekilmesi ile birlikte izlem ve kronik hastalık takiplerine önem verilecek ve sevk zinciri uygulamasına geçişle birlikte Aile hekimliğine geçiş süreci tamamlanacak denmiştir.
Aile hekimliği uygulamasına geçişte büyük cesaret gösteren uygulamaya geçişte başarılı olan Bakanlığımız zaman ilerledikçe sınıfta kalmıştır. Kendi hedeflerine ulaşamayanlar bu hedefler için çalışan, üreten önerenleri adeta yok saymıştır.
YETKİLİLERE SESLENİYORUZ, SÖZÜNÜZDE DURUN…
Taleplerimiz:
1-) ETKİN BİR SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALIDIR.
2-) 30 HAZİRAN 2021 TARİHLİ ÖDEME SÖZLEŞME YÖNETMELİĞİNİN GERİ ÇEKİLEREK, AİLE HEKİMLİĞİ ALANINDA FAALİYET GÖSTEREN DERNEK, SENDİKA VE MESLEK ÖRGÜTLERİNİN DE GÖRÜŞLERİ ALINARAK REVİZE EDİLMELİDİR. İLGİLİ GENELGENİN İŞ GÜVENCESİNİ YOK SAYAN VE HYP İLE İLGİLİ MADDELERİ İVEDİLİKLE ASKIYA ALINMALIDIR.
3-) AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARININ YILLAR İÇERİSİNDE OLUŞAN HAK EDİŞ KAYIPLARI TELAFİ EDİLMELİ VE HAK EDİŞLER EMEKLİLİĞE YANSITILMALIDIR.
4-) AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ GİDER ÖDEMELERİNİ MEMUR MAAŞ ZAMMINA ENDEKSLEMEK ASM LERİN İŞLEYİŞİNİN SÜRDÜRÜLMESİNİ İMKÂNSIZ HALE GETİRMİŞTİR. AİLE HEKİMLERİ HEKİMLİK GÖREVLERİNİN YANINDA AYNI ZAMAN DA İŞLETMECİDİR. MEVCUT UYGULAMADA MAAŞ ARTIŞI GÖRÜŞMELERİNDE AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARINI KAPSAMAMAKTADIR. AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARININ HAK EDİŞLERİ VE CARİ GİDER ÖDEMELERİ AİLE HEKİMLİĞİ ALANINDA FAALİYET GÖSTEREN VE EN FAZLA ÜYESİ OLAN SENDİKA İLE YAPILMALIDIR.
Aile hekimliği çalışanları olarak iş bırakmak istemiyoruz. Aile hekimliği uygulamasına zarar verecek ve halkın sağlığını riske edecek yanlışları defaten dile getiriyoruz. Çağrımıza hiçbir şekilde yanıt alamıyor ve her platformda çağrılarımızı tekrarlamaya devam ediyoruz. Ancak duyarsızlık bizi iş bırakmaya itiyor. Kendi sağlığımız, halkın sağlığı, insanca sürdürüle bilinir yaşam koşulları için 17-18 Şubat 2022 tarihinde (2) iki gün iş bırakıyoruz.
Mücadelede kararlıyız. Durmayacağız. Susmayacağız.
Taleplerimiz karşılanmadığı takdirde 14-15-16 Mart 2022‘de 3 gün İŞ BIRAKACAĞIMIZI deklare ediyoruz…
AHESEN YÖNETİM KURULU”
HEKİMSEN… 8 Şubat (TTB üyeleri için) ve 17-18 Şubat…
Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası(HEKİMSEN) resmi internet siteleri aracılığıyla duyurdukları kararda,
“Sendikamız Yönetim Kurulunun 17 sayı numaralı kararı gereği;
TTB ve TDB üyesi meslektaşlarımız, 8 Şubat’ta TTB’nin açıkladığı eyleme katılabileceklerdir.
17-18 Şubat tarihlerinde ise tüm üyelerimiz iş bırakma eylemi yapacaklardır.
Bu bağlamda iş bırakma eylemi yapılan günlerde Acil Servis ve Poliklinikleri, COVİD, Doğum Salonu, Onkoloji, Hematoloji Poliklinikleri ve tüm yatan hasta servis çalışmaları hariç tüm sağlık kurumlarımızda iş bırakma eylemi yapmak Yönetim Kurulumuzca karar altına alınmıştır. Covid tanı, tedavi, filyasyon ve servislerde çalışanlar, çalışmalarını aksatmayacak şekilde yeterli nöbetçi hekim ve diğer sağlık çalışanı bulundurmak şartıyla eyleme katılabilirler. Tüm poliklinikler kurumlarında acil icapçı veya nöbetçi bulundurmak şartıyla eyleme katılabileceklerdir. Acil servis ve polikliniklerinde yeşil triajlı hastalarda ise durum, sadece ampirik tedavi ve olması gerektiği gibi polikliniklere yönlendirmek şeklinde olacaktır.
14 Mart Tıp Bayramı sadece hekimlere mahsus bir bayramdır. Hekim dışı sağlık personelinin kendilerine ait kutladıkları günleri zaten mevcuttur. Ayrıca yıllardır kullanılan “Tıp Bayramı” tanımının yerine “Sağlık Emekçileri günü” gibi garip tanımlarla bayramımızın sulandırılmaya çalışılmasından da rahatsız olduğumuzu belirtmek isteriz. 14 Mart Tıp Bayramı için istişarelerimiz devam etmekte olup bilahare açıklanacaktır.
Bu yapılan iş bırakma eylemlerimizin sonucunda doğru ve adaletli düzenlenecek sağlık sistemimizin tüm insanlığa hayırlı olması dileklerimizle.” ifadeleri kullanıldı.
HEKİM BİRLİĞİ… 7-8-17-18 Şubat…
Hekim ve Sağlık Çalışanları Birliği Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası,Hekim ve Diş Hekimlerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için
Hekim Birliği Yönetim Kurulu, 28 Ocak 2022 tarih ve 3 sayılı kararı ile 7-8-17-18 Şubat 2022 tarihlerinde
Acil servis, COVID, doğum salonu, diyaliz üniteleri, 112 hizmetleri, onkoloji ve hematoloji poliklinikleri, adli vakalar ve yatan hasta servis hizmetleri gibi acil ve özellikli birimler hariç
Tüm sağlık kurumlarımızda meşru iş bırakma eylemi yapılması kararı almıştır.
TABİPSEN… 17-18…
Tabip-Sen Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası 17-18 Şubat tarihlerinde iş bırakma eylemi kararı aldı.
GENEL SAĞLIK İŞ… 17-18 Şubat…
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası resmi internet sitesi aracılığıyla duyurduğu kararda 17-18 Şubat’ta ASM’lerde iş bırakma eylemi kararı aldı.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin geri çekilmesi, aile hekimliği çalışanlarının özlük haklarında iyileştirme yapılması ve aile sağlığı merkezi gider ödeneklerinin artırılması talepleriyle iş bırakıyoruz.
30.06.2021 tarih ve 31527 sayılı Resmî Gazete’de, Cumhurbaşkanı’nın 4198 sayılı Kararı ile yayımlanan, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği, “aile hekimliğinde görev alan sağlık çalışanlarının aleyhine düzenlemeler bulunmakta” Yönetmelik ile “çalışma şartları ağırlaştırılmakta, fesih işlemleri kolaylaştırılmakta, iş yükünün artmasına rağmen ödemeler azalmakta, iş güvencesi ortadan kalkmaktadır.” Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile “aile hekimliğinin işleyiş ve özüne zarar verildiği açıktır.” Söz edilen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği içerik itibarıyla “cezalandırma yönetmeliği” görünümünde olmaktan öteye gidememektedir ve gidemeyecektir.
Genel Sağlık-İş olarak, tüm sağlık emekçileri adına,
Sağlıkta şiddeti azaltabilecek nitelikte etkin ve caydırıcı bir “Sağlıkta Şiddet Yasası” istiyoruz.
06.2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin, nam-ı diğer “ceza yönetmeliğinin” geri çekilmesini ya da Yönetmeliğin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştirecek, işyeri barışı getirecek şekilde revize edilmesini İstiyoruz.
Tüm sağlık emekçileri için fedakarlığın karşılığı olan bir ödeme, rahat bir emeklilik istiyoruz.
Aile Sağlığı Merkezi Gider Ödemelerinin yeniden değerlendirilerek, ekonomik koşullar doğrultusunda artırılmasını İstiyoruz.
Sağlık çalışanlarının onurlu bir yaşam sürebilmesi adına daima iyileştirmeler talep edilmekte, fakat bu taleplerin hiçbirisi karşılık bulmamaktadır. Böyle bir ortamda taleplerin karşılık bulabilmesi adına farkındalık yaratılması zorunlu hale gelmektedir.
Taleplerimizle ilgili farkındalık yaratabilmek ve taleplerimizin karşılık bulabilmesi, sağlık emekçilerinin öneminin bir kez daha anlaşılabilmesi için;
17 ve 18 Şubat 2022 tarihlerinde;
– Acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksamayacak ve
– Diğer hastalara nöbet düzeninde sağlık hizmeti verilecek şekilde, ülke genelinde 2 günlük iş bırakma eylemleri yapılacaktır.
Dr. Derya Uğur
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
TTB… 8 Şubat…
Türk Tabipler Birliği(TTB) resmi internet sitesinde duyurduğu kararda 8 Şubat tarihinde iş bırakma eylemi kararı aldı.
“Bugün, dünya ülkeleri arasında en az maaşlardan birini alıp en fazla şiddete uğrayan hekimleri temsilen; Türkiye’nin dört bir tarafından gelen tabip odalarımızla birlikte onların taleplerini dile getirmek için Meclis önündeyiz.
Bugün, BAĞ-KUR ve SSK emeklisi hekimlerin aylığı 2.300-4.000 TL arasındadır; pratisyen hekimin yalın maaşı yaklaşık 4.900 TL; 30 yıllık uzman hekimin yalın maaşı 5.800 TL’dir demek için buradayız. Türkiye, 2020 verilerine göre uzman hekim maaşları sıralamasında OECD üye ülkeleri içinde sondan altıncı sırada; pratisyen hekim maaşlarında ise 17 ülke arasında 14’üncü sırada (Türkiye’yi Letonya, Meksika ve Litvanya izliyor) demek için buradayız.
2021 Ekim ayı itibariyle son 20 ayda üç bin hekim emekli olmuştur ve bu durum emeklilik oranında önceki döneme göre %40 artış anlamına gelmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere emekli olan hekimlerin artık çalışmaması değil, çoğunun özel sağlık kuruluşlarında çalışmaya devam etmek zorunda kalması anlamına gelmektedir. Bugün, özel hastanelerin çoğu kartelleşmiş ve özel hastaneler, hekimlerden kendi şirketlerini kurmalarını, kendi sigorta primlerini yatırmalarını, kendi hekim mesleki sorumluluk sigortalarını yapmalarını istemektedir. Bu yolla özel hastaneler kârlarını daha da artırıp özlük haklarımızı yok saymaktadır. Özellerdeki emek sömürüsüne son demek için buradayız.
Bugün işyeri hekimlerinin iş ve gelir güvencesi, mesleki bağımsızlığının güvence altına alınmalıdır demek için buradayız.
Bugün, son 10 yılda yurtdışına göç eden hekim sayısı 24 kat arttı, yalnızca bir ayda 197 hekim Türk Tabipleri Birliği’ne yurtdışında çalışma belgesi için başvurdu ki bu sayı 2012 yılının toplamında yapılan başvurunun üç katından fazladır demek için buradayız.
Bugün, MHRS sistemlerinde hastalar aylarca sıra bulamıyor; acil başvuru sayılarımız olağandışı durumlar yaşayan bir ülkede görülebilecek oranlarda; hekimlere/hastalara dayatılan 5 dakikada bir muayene bu sorunu çözmez. Bu süre ne muayene ne hasta öyküsü alma ne de tedaviyi hastayla birlikte planlamaya yeter; ancak hastalıkları daha da artırır demek için buradayız. OECD ülkeleri arasında 2020 yılında Türkiye hasta başına düşen hekim sayısında 37 ülke içinde 34. sıradayken KHK, arşiv taraması gibi bahanelerle genç hekimler halen atanmıyor demek için buradayız.
Toplumun da bizlerin de hasta olmaması, ölmemesi için COVID-19 pandemisi sürecinde neredeyse hiçbir bilimsel tedbiri almayan iktidar ve Sağlık Bakanlığı bugün itibariyle de tüm önlemleri ortadan kaldırarak bilimsel bilgiyi ve tarihsel deneyimleri tamamen yok saymıştır. Bugün, COVID-19’a bağlı hekim ölümlerinde ve hastalanmada Türkiye halen en üst sıralarda iken; iktidar çalışma koşullarımızda hiçbir gerekli önlemi almadığı gibi ölen mesai arkadaşlarımızın da COVID-19’a bağlı öldüğünün kanıtlanmasını bizlerden isteyecek kadar da duygusuzlaşmıştır demek için buradayız. COVID-19 aşısına kadar her 30 dakikada bir sağlık çalışanını bu enfeksiyondan kaybettik. 14 Eylül 2020 yılına kadar COVID-19 vakalarının %14’ü sağlık emekçileridir ki bu sayı dünyada yaklaşık beş milyon sağlık çalışanına denk gelmektedir ve her geçen gün artmıştır. İşte bu sebeplerden artık yeter COVID-19 Meslek Hastalığı Yasası amasız fakatsız hızla çıkarılmalıdır demek için buradayız.
Bugün, pandemiyle beraber daha da derinleşen yanlış sağlık politikaları ve şiddet, her geçen gün daha da can yakmakta, canımızı almaktadır. Sağlıkta Şiddet Yasa Taslağı sunduk, neden işletilmiyor, ne oldu demek için buradayız. Pandemiyle mücadele ancak birinci basamakta kazanılır, şu ana kadar mücadele ancak bizlerin fedakârlıklarıyla yürüdü ancak siz bize “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği“, aile hekimleri arasındaki adıyla “ceza yönetmeliği” ile teşekkür(!) ettiniz. Artık yeter yönet(e)miyorsunuz demek için buradayız.
Bugün, 36 saat nöbet sonrası bir hekim arkadaşımızı kaybettik artık böylesi acılar yaşamak istemiyoruz. Uzmanlık eğitimi almak bir haktır ve bu hak keyfiyete, yöneticilerin insafına bırakılamaz demek için buradayız.
Tıp öğrencilerinin barınma, beslenme gibi temel hakları güvence altına alınmadığı için bir arkadaşımızı kaybettik artık yeter demek için; tıp öğrencileri artık üniversitelerinde öğretim üyesi bulamıyor, liyakate, bilime dayalı akademi istiyoruz demek için buradayız.
Sayın Sağlık Bakanı, ekim ayından beri artık yeter, bıçak kemiği deldi geçti diyerek “Emek Bizim Söz Bizim” eylem süreci başlattık. Bizlerin haklı talep ve tepkilerini görmezden gelemeyerek Meclis’e apar topar bir yasa taslağı geldi. Televizyonlardan da gördük ki bu yasa taslağı hakkında icazet almadan konuşamadığınız gibi; taslağın geldiği hızla çekildiğinde de konuşamadınız. Ne oldu bu yasa tasarısına? Sağlık Bakanı olarak sağlık çalışanlarına sahip çıkamıyorsanız neden o mevkidesiniz? Neden hekimlerin, sağlık çalışanlarının temsilcilerini dinlemekten onların karşısına çıkmaktan bu kadar çekiniyorsunuz? Taleplerimizde ve dile getirdiklerimizde haksız olan bir şey varsa artık siz de konuşun, hekimler sizlerin de sesinizi duysun?
Yasanın geri çekilmesini sağlayan partilere, iktidara soruyoruz neden geri çektiniz yasa tasarısını? Daha iyisini getireceğiz dediniz ama iki ayı geçti neden hekimlere/sağlık çalışanlarına bir açıklama yapmıyorsunuz? Meclis’in önünde tüm vekillere emeğimize haklarımıza sahip çıkma çağrısı yapıyoruz. Artık halkın vekilleri için toplumun sağlığına, emeğimize sahip çıkma vaktidir. Artık bizlerin sesine ses verme vaktidir.
“Emek Bizim Söz Bizim” sürecinde sesimizi bir kez daha duyurmak için 26 Ocak-4 Şubat arasında başlattığımız Beyaz Nöbet’te de nöbetimiz sürecinde Meclis’e herhangi düzenleme getirilmezse 8 Şubat’ta bizler için artık G(ö)REV zamanı olacağını belirtmiştik. Bugün buradan duyuruyoruz 8 Şubat’ta G(ö)REV zamanı!
Tüm hekimlere buradan bir kez daha sesleniyoruz: 8 Şubat için hiçbir randevu vermeyin. Mevcut randevuları hastaları mağdur etmeyecek şekilde sağlık hizmetlerini başka günlerde planlayın. Topluma da sesleniyoruz bu G(ö)REV yalnızca hekimler/sağlık çalışanları için değil, hepimiz için. Artık tıkanan, işlemeyen; 5 dakikada muayenelere, aylarca randevu beklemelere zorlandığınız; özel hastanelere mahkûm bırakıldığınız bir sağlık sistemine birlikte artık yeter diyebilmemiz için: 8 Şubat’ta randevu almayın, hastanelere gelmeyin. Hastanelere G(ö)REV’de bizlerin yanında olmak için gelin.
Bizleri duymak görmek istemeyen emeğimize, haklarımıza, sağlık hakkımıza göz dikmiş iktidara cevabımızı 8 Şubat’ta vermek G(ö)REVimizdir. Ve bilmelidirler ki bu emeğimiz ve haklarımız için yapacağımız son, tek günlük G(ö)REV’dir. Başta 14 Mart’a kadar olmak üzere haklarımızı alana kadar “Emek Bizim Söz Bizim” demeye, haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi”
AHEF… 17-18 Şubat ve 14-15-16 Mart…
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) resmi internet sitesinde paylaştığı karar göre 17-18 Şubat günleri iş bırakma eylemi kararı aldı.
“KAMUOYUNA ÖNEMLE DUYURULUR;
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde bu ülkenin sağlık alanındaki en önemli gerçeğinin aile hekimliği sistemi olduğunun bilinci ile ‘’ önce insan’’ diyerek, mesleğimizin kutsallığı gereği sahadaki her bir aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı, tüm olumsuz duruma rağmen insanüstü bir çaba ile mücadele etmektedir.
Aile hekimleri dernekleri federasyonu (AHEF) olarak yıllardır başarıyı kendi hanelerine yazdıran sağlık idaresine sunduğumuz önerilerin dikkate alınmadığını üzülerek görmekteyiz.
Türkiye’de aile hekimliği sisteminin modern ve bilimsel çizgiye çekilmesi yönünde gerekli adımlar atılmamışken, sağlık idaresi tarafından yetersiz altyapı göz ardı edilerek yapılan düzenlemeler, tüm kazanımları geriye götürmüş, mevzuat değişiklikleri sistemin önünü tıkamış, Türkiye’de aile hekimliği sistemi günübirlik politikalara alet edilmiştir.
Modern aile hekimliği sisteminin şartlarını bilmeden, bir gecede ismi değiştirilerek yürürlüğe konan aile hekimliği kanunu ve buna bağlı sözleşmeler, ilk on yıldaki kazanımları tüketmiş, aile hekimliği sisteminin önünü açmak yerine, sistemin önünü tıkamış, adeta ceza kanunu ve ceza yönetmeliği halini almıştır.
Son olarak; İstanbul, Tekirdağ, Muş, Hakkâri, Mersin ve Diyarbakır gibi birçok ilde bu ceza yönetmeliği kullanılarak, tabiri caiz ise ‘’cadı avı’’ başlatılmış, birçok aile hekiminin sözleşmesi yenilenmemiştir.
Hukukun, bir toplumun barış ve demokrasi içerisinde çalışmasını mümkün kılması gerekirken, aile hekimlerine uygulanan bu orantısız ceza ve baskının gerekçesini anlamakta zorlanıyoruz.
Aile hekimleri için iş güvencesizliği, keyfi idare tutumu, mobbing ve baskı yönetmeliğini kabul etmiyoruz.
Aile hekimliği sisteminin evrensel bir parçası olan kronik hasta takibi, yeni yönetmelik ile HYP adı verilen, ruhsuz bir bilgisayar algoritması ile matematiksel veriler elde etmeyi amaçlayan, yapana ücret veren, yapamayanı yok sayan, bilimsellik ile ilgisi olmayan bir düzenlemeye indirgenmiştir. Bu durum ancak bir akıl tutulmasının sonucu olabilir.
Tüm siyasi partilerin mutabakat sağladığı, hekimlerin çalışırken ve emeklilik sonrasında özlük haklarını iyileştirecek düzenlemenin ‘’Aslında biz hata yaptık!’’ diye geri çekilmesi, düzenlemenin popülist politikalara alet edilmesi biz hekimlerde tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Yetişmiş beyinlerin, bu ülke evlatlarının her gün onlarcasının memleketi terk ettiği dönemde, fedakârca görevi başında bulunan hekimlerin hak edişlerinin ve özlük haklarının görmezden gelenlerin nihai maksatlarını anlamakta zorlanıyoruz.
İlk nefesten son nefese kadar, halkımıza yönelik kolay ulaşılabilir, kapsamlı, bütüncül, sağlık hizmetinde sürekliliği esas alan yapı yerine, bu hizmeti veren aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları bir makine olarak görülmüş, moral ve motivasyonları bitme noktasına getirilmiştir.
Resmi enflasyon verileri ışığında, aile sağlığı merkezi medikal sarf, kira, elektrik, personel giderleri yıllar içerisinde en az %167 oranında artmış, reel verilere göre ise artış oranı bunun neredeyse iki katına ulaşmış, ancak cari gider ödemelerine sağlanan artış aynı süre için %70 lerde kalmıştır.
Aile sağlığı merkezleri artık çalışan personelleri işten çıkarmak durumunda kalacak, 20.000 ’e yakın yetişmiş sağlık çalışanı işsiz kalacaktır.
Sağlık bakanlığı bizi dinlemelidir,
Aile hekimliği sistemini idare edenler, bu hizmeti verenler hekimler için gelişimi destekleyen bilimsel önermeleri değil, cezaya dayalı bir yöntemi tercih etmiştir, yol yakınken bizi dinleyin.
Sağlık Bakanlığı, ceza yönetmeliğinde ısrar ettikçe, aile hekimlerinin taleplerini göz ardı ettikçe, cumhuriyetin yüzüncü yılına girerken, pandemi döneminde ‘’ülkemizde koruyucu sağlık hizmetlerini çökerten sağlık bakanlığı’’ olarak tarihe geçecektir.
Biz AHEF olarak İl derneklerimiz ve 30.000 aile hekimi ile mücadele yolunu seçtik, tüm olasılıklara hazırız.
Sıcak odalarda değil sahada, yollarda, mobilde, köylerde, ilçelerde, sosyal medyadayız; 84 milyon insanımız ile her gün beraberiz.
84 milyon vatandaşa temas eden 30 bin aile hekiminin temsilcisi AHEF olarak, aşağıda belirttiğimiz taleplerin karşılanmasını istiyoruz;
1-) ETKİN BİR SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI İSTİYORUZ.
2-)30 HAZİRAN 2021 TARİHLİ ÖDEME SÖZLEŞME YÖNETMELİĞİNİN GERİ ÇEKİLMESİNİ YA DA REVİZE EDİLMESİNİ İSTİYORUZ.
3-)ÇALIŞAN TÜM MESLEKTAŞLARIMIZ İÇİN MAKUL BİR ÖDEME, RAHAT BİR EMEKLİLİK İSTİYORUZ.
4-)AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ GİDER ÖDEMELERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLEREK ARTIRILMASINI İSTİYORUZ.
Yukarıda belirttiğimiz düzenlemeler için Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu çözüm için ortak çalışma ve iletişimi sürekli kılacak haklı taleplerimizin takipçisi olacaktır;
1-)Bugün itibariyle tüm aile hekimleri,
-Her hastaya nitelikli sağlık hizmeti verebileceği 20 dakikalık bir süre ile iyi hekimlik uygulaması gereği MHRS mevzuatına uygun olarak, sadece randevu ile hasta bakacaktır.
-Tıbbi gereklilikler kapsamında kronik hastalarımıza sağlık hizmeti verilecek ancak HYP sistemi kesinlikle kullanılmayacaktır.
-Mevzuata uygun olmayan sağlık raporu talepleri değerlendirilmeyecek, E-Rapor harici sağlık raporu hiçbir şekilde düzenlenmeyecek, ileri tetkik gerektiren durumlarda vatandaşlar ikinci basamak sağlık kuruluşlarına sevk edilecektir.
– Aile hekimlerince özellikli izlem adı altında, telefon ile aramak suretiyle hiçbir işlem yapılmayacaktır.
2-) Hak ve taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde;
17.02.2022 tarihlerinde, AHEF tarafından tüm il dernek başkanlarının katılımı ile Ankara’da ortak basın açıklaması düzenlenecek, Anayasanın tanıdığı hak gereği, sosyal, hukuksal ve özlük haklarımız ve sağlık çalışanına şiddete dikkat çekmek için tüm Türkiye’de, 17-18 Şubat 2022’de (2) gün İŞ BIRAKMA eylemi icra edilecek, illerde ortak basın açıklaması ve basılı dokümanlar ile halka yönelik farkındalık çalışması yürütülecektir.
3-) Hak ve taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde;
14 Mart 2022 itibariyle her yıl 14 MART tarihi, Tüm STK’ların katılımı ile emsalleri gibi ‘’ Hekim Emek ve Dayanışma Günü’’ olarak kutlanacak ve Acil sağlık hizmetleri haricinde iş üretilmeyecektir.
14.03.2022-16.03.2022 tarihlerinde, tüm Türkiye’de Anayasanın tanıdığı hak gereği, sosyal, hukuksal ve özlük haklarımız ve sağlık çalışanına şiddete dikkat çekmek için, (3) gün İŞ BIRAKMA eylemi icra edilecek, illerde ortak basın açıklaması ve basılı dokümanlar ile halka yönelik farkındalık çalışması yürütülecektir.
Nisan 2022 de yeniden değerlendirme yapılacak, yeni eylem takvimi açıklanacaktır.
Değerli Hekim Arkadaşım;
Bu gidişin sonu bensizliktir, sensizliktir, sessizliktir,
Tüm hekimlerin haklarının sözde mevzuat düzenlenmesi gerekçesi ile ellerinden alınmasıdır.
Bu gidişin sonu belirsizliktir.
Hekimlik meslek onurunun yok sayılmasıdır.
Ülkemiz insanına sunulan hizmetin değersizleştirilmesidir.
Her şeyin farkındayız, farkındasınız.
Bu yaklaşımı kabul etmiyoruz.
Mücadelemiz; ülkemize yakışır, daha iyi bir aile hekimliği sistemi içindir.
Ya hep beraber, ya hiç birimiz diyor,
Mücadelemizin onurumuz için olduğunu düşünüyoruz…
Korkmuyoruz,
Çünkü gün birlik günüdür…
AHEF Yönetim Kurulu”