Bakanlık kimlik tespiti, reçete ve sağlık raporu düzenlenmesinde uyulması gereken kurallar hakkında yeni duyuru yayımladı. Yeşil reçeteli ilaç yazdırmaya çalışan bazı kötü niyetli kişilerin faaliyetleriyle ilgili tespitleri paylaşarak, hekimlerlere uyarılarda bulundu.

Duyuruda, Teftiş Kurulu Başkanlığının incelemeleri sonrasında, organize grup halinde teşkilatlanıldığından şüphelenilen, kendilerini “eczacı”, “hasta yakını” olarak tanıtıp bir şekilde hekimlere yakınlık göstermeye çalışan kişilerin, hekimlerin güveni ve iş yoğunluğundan da faydalanarak yeşil reçeteli ilaçları yazdırdığının tespit edildiği açıklandı.

Bu kişilerin genellikle acil servis veya aile hekimlerini tercih ettiği, hastanelerin yoğun veya hafta sonuna denk gelen zaman dilimlerini hedef aldığına dikkat çekilen duyuruda, hekimlerin, Reçetem sisteminde ilaç kullanım raporlarını da gördükleri için hasta olduğunu düşündükleri bu kişilere, mağduriyet yaşamamaları amacıyla bazı yeşil reçeteli ilaçları yazdığının tespit edildiğine değinildi.

Duyuruda, “Bahse konu organize grup üyelerinin, hekimlerin yoğunluğu ve güveninden faydalanarak hekimlerin e-İmza cihazlarını ve şifrelerini elde ettiği, bu yolla Reçetem sistemi üzerinde ilaç kullanım raporları ve bu raporlara istinaden reçete düzenledikleri tespit edilmiştir.” denildi.

Reçete ve sağlık raporunun, hekimin imzasını taşıyan, her şekilde hekime hukuki sorumluluk yükleyen resmi bir belge olduğunun belirtildiği duyuruda, hastaların muayene öncesi kimlik belgesini vermesi, acil vakalarda da kimlik belgesinin en kısa sürede sağlanması, hastaların bizzat hekimler tarafından görülmesi zorunluluğuna ilişkin 1960’dan bugüne uzanan tüm yasal düzenlemeler anımsatıldı.

“Kimlik Tespiti ve Hasta Olmadan Reçete Veya Rapor Düzenlenemez”

Yasal düzenlemelerle, kimlik tespiti yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulmasından kaynaklı kurumun zarara uğramasına neden olan sağlık hizmeti sunucularından, uğranılan zararın geri alındığı bildirilen duyuruda, şu uyarılar yapıldı:

“Hekimin hastayı görmeden reçete veya rapor düzenlemesi usule aykırıdır. Hekimin reçeteyi ve raporu, bizzat yaptığı muayene sonucu, muayene bulgusu ve kararına göre düzenlemesi gerekmektedir. Kişinin hak sahibi olup olmadığı veya beyan ettiği kişi olup olmadığına yönelik değerlendirmenin kayıt ve sağlık hizmeti sunumunun her aşamasında yapılması gerekmektedir. Bu konuda değerlendirme, kimlik, pasaport gibi resmi belgeler veya biyometrik doğrulama sistemleri üzerinden yapılmalıdır.”

“Kendini Firma Temsilcisi, Eczacı, Hasta Yakını Olarak Tanıtanlara Reçete Düzenlemekten Kaçının”

Bakanlığın duyurusunda, engelli, yaşlı veya hareket kabiliyetinde sıkıntı olan hastaların işlemlerinde de kayıt personelinin hastanın yanına gidip kimlik tespitini yapması gerektiğine parmak basılırken, “Hastanede kendini firma temsilcisi, eczacı veya hasta yakını olarak tanıtan şahısların yönlendirmesiyle reçete düzenlenmemesi, e-İmza cihazı ve şifrelerinin güvenliğinin sağlanması konularında hekimlerce azami özen gösterilmelidir.” ifadeleri kullanıldı.

Hastanelerde medikal, eczane, firma reklamı içeren broşür, reçete gibi hiçbir görsel bulundurulmaması, ilaç firma elemanlarının hastaları yönlendirecek şekilde faaliyette bulunmaması için gerekli tedbilerin alınması gerektiği söylenen duyuruda, evde sağlık hizmetleri kapsamında da sağlık raporları ve reçetelerin, hekim talebi ve epikriz belgesine istinaden hastanelerde görevli uzman hekimlerce uzaktan sağlık hizmeti şeklinde düzenlenebileceği, gerek görüldüğünde de evde ziyaret yapılabileceği açıklandı.

Adli ve İdari Yaptırımlar Söz Konusu

Kimlik tespitinin yapılmaması hakkında adli ve idari yaptırımların bulunduğuna dikkat çekilen duyuruda, şunlar kaydedildi:

“Sağlık hizmet sunucularına başvuran kişilerin kimlik tespiti, kasıtlı olmasa da ihmal veya çeşitli gerekçelerle yapılmadığı takdirde, başkası adına gelen bir kişi olduğunun tespit edilmemesi nedeniyle kişilere verilen hizmet ve yazılan reçeteler üzerinden kamu zararına sebebiyet verilebilmektedir. Buna bağlı olarak sorumlulara adli veya idari yaptırımların öngörülebileceği bilinmelidir.”

Duyuruda, bu konuda gerekli tedbirlerin alınması, tüm sağlık kuruluşlarındaki hekim ve personelin yazılı şekilde tebliğ edilme yoluyla bilgilendirilmesi istendi. (Kaynak: AA)