Önder Kahveci: 2022, Bütün Sorunların Sona Erdiği Bir Yıl Olsun
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci 2021 yılında kamu çalışanları açısından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
“Kasım ayı itibarı ile de yıllık enflasyon %21,3’e, 11 aylık enflasyon ise %19 seviyelerine ulaştı. Hal böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalıyor, aile bütçesindeki açık her gün biraz daha büyüyor” diyen Kahveci, “Umudumuz odur ki, 2022 yılında yaşadığımız bütün olumsuzluklar ülkemiz, milletimiz ve devletimiz için hayırlı kararların başlangıçlarına vesile olsun. Bütün bu olumsuzluklar içinde bizlere düşen, insanlığı yüceltecek değerlere sahip çıkıp; toplumları uçurumun eşiğine getiren adaletsiz uygulamaları dünyadan silmek için mücadele etmek, görevimizi layıkıyla, en güzel şekilde yerine getirmek ve güzel günler için ümidimizi kaybetmemektir” dedi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci değerlendirmesinde şu satırlara yer verdi;
“Ne yazık ki bu yıl da olumsuz gelişmelere sahne olan zorlu bir süreci geride bıraktık. İç ve dış mihrakların ülkemizi zafiyete uğratma girişimlerinin artarak devam ettiğine şahit olduk. 2021 yılında da bütün dünyayı kasıp kavurmaya devam eden küresel salgın nedeniyle çok canlar kaybettik. Salgın, yaşam ve çalışma tarzımızı değiştirdi; işsizlik yükseldi, hayat pahalılığı arttı. Bir yanda yangınlar, sel felaketleri diğer yanda kuraklık hayatımızı tehdit eder hale geldi. İklim değişikliği ve küresel kirlilik dünyanın en önemli gündem maddesi olmaya başladı. Bütün bu felaketler yaşanırken sağlık çalışanlarımızın özverili mücadelesi, tüm kamu görevlilerimizin fedakarlıkları ekonomik ve özlük hakları bakımından yine karşılık bulmadı; sözleşmeli istihdamı bütün hızıyla sürdü, resmi enflasyonun hali hazırda %20’leri aştığı bu dönemde 2021 yılı maaş zammı %3+3’te kaldı.
Hal böyle olunca kamu görevlileri adına yapılan adaletsiz uygulamalara yenilerinin eklendiği, salgın ve ekonomik krizle ülkelerin sarsıldığı bir yılı geride bırakıyor; Doğu Türkistan ve Filistin başta olmak üzere dünyanın her köşesinde ezilen, katledilen, yok edilen mazlumların çığlıkları eşliğinde yeni bir yıla giriyoruz.
Geçtiğimiz yıl memur maaşlarına, yılın her iki yarısı için yüzde 3, toplam kümülatif yüzde 6,1 oranında zam yapılması kararlaştırılmıştı. Buna bağlı olarak yılın ilk altı ayı için %3 oranında artış yapıldı. Ancak Haziran 2021 itibarı ile gerçekleşen 6 aylık enflasyon %8,45 olunca memur maaşları zam oranının yaklaşık 2 katı kadar eridi. Kasım ayı itibarı ile de yıllık enflasyon %21,3’e, 11 aylık enflasyon ise %19 seviyelerine ulaştı. Sadece yılın ikinci yarısında 5 aylık enflasyon %10,46 oldu. Yılın son ayı tamamlanmadan memur maaşları resmi olarak %7,46 erimiş bulunuyor. Bu erime ocak ayında açıklanacak olan aralık enflasyonu ile netleşecek ve bu ayda gerçekleşecek enflasyon da halihazırdaki %7,41 erimenin üstüne eklenecektir. Aynı dönemde 4 kişilik bir ailenin zorunlu harcamalarındaki artış 1872,6 TL olurken memur maaşı ortalama olarak 785,42 TL arttı yani memur maaşı harcamalar karşısında 1087,18 TL eridi.
Hal böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalıyor, aile bütçesindeki açık her gün biraz daha büyüyor. Enflasyon farkı ödemesi ise alım gücünde bir telafi içermiyor aksine geç kalmış bir mahsuplaşma ile memur maaşlarına reel anlamda sıfır zam yapıldığının tescili anlamı taşıyor.
Özellikle döviz kurlarında yaşanan artış, özel sektörü ve kamu maliyesini derinden etkiliyor. 2020 yılı sonunda 7,45 olan dolar kuru %77’lik artış göstererek 2021 yılı aralık ayı sonunda 13,2 lira seviyesine yükseldi. Bu artışa bağlı olarak akaryakıt fiyatları başta olmak üzere bütün tüketim malzemelerine zam geldi, memur maaşları dolar kuru bazında %34,4 oranında eridi ve alım gücü 2020 yılı seviyesinin bile gerisine düştü.
Geride bıraktığımız yılın ağustos ayında gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmeleri yine kamu çalışanlarının beklentilerini karşılamaktan uzak kalırken 2022 yılı için öngörülen %5+7’lik maaş zammı henüz yıl başlamadan etkisini kaybetti. Bütün bu gelişmeler, gerçekçi çözümler üretilmediği takdirde ülkemizde paranın değer kaybetmesine rağmen ekonomik durgunluğun da sürdüğü bir durumun yaşanması ihtimali olduğunu ortaya koyuyor.
Sözleşmeli istihdamının da alabildiğine arttığı bu dönemde, kamu çalışanlarının haklarının korunması ve yeni hezimetler yaşanmaması için önümüzdeki dönemde Türkiye Kamu-Sen’in o masaya yetkili olarak oturması gerektiği bir kez daha görülüyor. Buna karşın biz, her şart altında kamu görevlilerimizin ve emeklilerin haklarını korumaktan imtina edenlerin ipliğini pazara çıkarma ve yanlışlar karşısında yetkilileri uyarma görevimizi 2022 yılında da kararlılıkla yerine getirecek inşallah 2023 yılında yetkili olarak toplu sözleşme masasındaki yerimizi almak için var gücümüzle mücadele edeceğiz.
Geride bıraktığımız yılın hiç de iç açıcı geçmediğini ifade etmiştik ancak Kuran-ı Kerim’de mealen “Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır” buyurulmaktadır. Umudumuz odur ki, 2022 yılında yaşadığımız bütün olumsuzluklar ülkemiz, milletimiz ve devletimiz için hayırlı kararların başlangıçlarına vesile olsun.
Bütün bu olumsuzluklar içinde bizlere düşen, insanlığı yüceltecek değerlere sahip çıkıp; toplumları uçurumun eşiğine getiren adaletsiz uygulamaları dünyadan silmek için mücadele etmek, görevimizi layıkıyla, en güzel şekilde yerine getirmek ve güzel günler için ümidimizi kaybetmemektir.
Unutulmamalıdır ki; gündüzün en yakın olduğu an, karanlığın en yoğun olduğu zamandır. Türkiye Kamu-Sen camiası olarak küresel salgın belasının son bulduğu, sevdiklerimize doyasıya sarılabildiğimiz, gelecek kaygısı taşımadan, güvenli ve güvenceli işlerde çalışıp, sokaklarda, parklarda gönül rahatlığıyla gezebildiğimiz güzel günlerin çok yakın olduğu düşüncesi içinde milletimizin yeni yılını kutluyor, 2022’nin hayırlara vesile olmasını diliyoruz” dedi.