Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Fareler Üzerinde ‘Nanoparçacıklar’ ile Yapılan Radyoterapiyle Kanser Tedavisinde Olumlu Sonuçlar Alındı

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Biyomedikal

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Nuri Ertaş, kanserli farelere X ışınlarına ek olarak akıllı ‘nanoparçacıklar’ ile uyguladığı radyoterapide olumlu sonuç elde etmeyi başardı.

Biyomedikal mühendisliği ve nanoteknoloji alanlarında Başkent ve Bilkent üniversitelerinde eğitimini tamamlayan Nuri Ertaş, sonrasında doktora eğitimi için Kaliforniya Üniversitesi-Los Angeles’dan tam bursa hak kazanarak ABD’ye gitti. Doktora eğitiminin ardından iki yıl doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan Ertaş, 2020 yılı başında TÜBİTAK’ın 2232-Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında Türkiye’ye döndü.

“Nanoparçacıklar ve biyomalzeme ile doku yenilenmesi” üzerine meme kanseri tedavisi çalışmaları yapan Ertaş, kanserli farelere X ışınlarına ilave olarak akıllı ‘nanoparçacıklar’ ile uyguladığı radyoterapide olumlu sonuç elde etti.

“TÜSEB’den Teşvik Ödülü”

Dr. Öğr. Üyesi Ertaş, ABD’den ülkesine hizmet etmek için döndüğünü ifade ederek, devletin laboratuvar, öğrenci bursu ve araştırmalar için destek verdiğini ve nanoteknoloji tedavi yöntemiyle, bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nda 2023 Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Teşvik Ödülü aldığını hatırlattı.

Türkiye’de her yıl 5 kişiye verilen ödülü, “nanoparçacıklar ve biyomalzeme ile doku yenilenmesi” üzerine meme kanseri tedavisi çalışmaları sonucunda aldığını aktaran Ertaş, ödülü alan ilk biyomedikal mühendisi olduğunu dile getirdi.

Ertaş, kanser hastalarına ameliyat, kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi uygulandığını aynı zamanda radyoterapinin en büyük sıkıntılarından birinin X ışınının geçtiği sağlıklı bölgelerdeki dokuları da yavaş yavaş bozması ve bunun kilo kaybı, saç dökülmesi ya da farklı deri hastalıkları gibi çok sayıda yan etkiye yol açması olduğunu vurguladı.

“Nanoparçacıkları kanserli bölgenin etrafına gönderdik”

Yavuz Nuri Ertaş, kanser hastalarında X ışınının dozunun önemine değinerek; “Deneyimizde meme kanseri çalıştık ama farklı kanser türlerinde de bu çalışma denenebilir. Mesela mide, bağırsak ve karaciğer kanseri gibi. Çalışmanın özelinde bu nanoparçacıkları kanserli bölgenin etrafına gönderdik. Bunlar vücuda enjeksiyon yöntemiyle verildikten sonra akıllı nanoparçacıkları kanserli bölgeyi tanıyacak şekilde dizayn edip, kanserli doku etrafında kümelenmesini sağladık. Sonra harici X ışınını verirken de 5 birim veriyorsak, 2 birim vererek aynı işi daha az yan etki ile daha etkili sonuca ulaştırmaya çalıştık.” ifadelerini kullandı.

Fare deneylerinin sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Ertaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Deneylerde (farelere) hiçbir şey vermediğimizde, tümörlü doku bir ayda 4-5 katına çıkabiliyor. Sadece X ışını verdiğimizde, tümörün artma hızı azalıyor, tamamen elimine olmuyor ama spesifik oranlarda nanoparçacık enjeksiyonu ve X ışığı verildiğinde, tümörlerin boyutları ya sabit tutulabiliyor ya da bazı farelerde ciddi oranda azalıyor, hatta bazı deney gruplarında tümörün tamamen elimine edildiğini gördük. Bu çalışmalar dünyanın önde gelen saygın bilimsel dergilerinde yayımlandı.”

“Nanoparçacıklar ile metastaz riski ortadan kalkıyor”

Ertaş, cerrahi yöntemle tümörün alındığı bölgedeki dokularda mikro seviyede kanserli hücre gruplarının kalabildiğini, bu hücrelerin 3-5 sene sonra metastaz (yayılma) yapabildiğini belirterek, uyguladıkları nanoteknolojinin mikro seviyedeki tümörlü dokuları da öldürdüğünü ve yayılma riskinin ortadan kalktığını aktardı.

Fare deneylerinden sonra yakın zamanda klinik deneylerine geçeceklerini belirten Ertaş, tedavide kullanılan nanoteknoloji hakkında şu bilgileri paylaştı; “Kullandığımız nanoparçacıkların boyutları bir saç telinin kalınlığının yaklaşık 1000’de 1’i civarında ve metalik yapıda. Neden metalik yapıda? X ışığı metale vurduğu zaman saçılan elektronlar, hücrede değişik moleküller üretiyor ve bu moleküller hücreyi öldürüyor. Bu yüzden parçacıkları metal yapıda üretiyoruz çünkü çok fazla elektron saçmasını istiyoruz. X ışını verildiğinde bu saçılan elektronlarla daha fazla kanser hücresini öldürmek istiyoruz. (Kaynak: AA)