28 yaşındaki Hemşire ve psikoloji öğrencisi olan Aysel Yalaç 3 yıldır koşuyor. Pandemi yüzünden 2 yıldır yapılamayan ve bu yıl Kapadokya’da düzenlenen Salomon Cappadocia Ultra Trail yarışında birinciden sadece 15 saniye sonra çizgiyi geçerek ikincilik madalyasına hak kazandı ve 38 kilometrelik yarışı sadece 3 saat 30 dakika ve 8 saniyede tamamladı. Bu başarısını, 24 saatlik nöbetten çıkıp uykusuz bir şekilde idmana ve ardından psikoloji öğrencisi olduğu okula gidip eğitim görmesine bu yoğun programına ve azmine borçlu.
Hemşire Yalaç’a 16-24 saatlik nöber tutmasına ve amatör koşucu olmasına rağmen profesyonelleri geride bıraktınız. Nasıl başardınız bunu? Diye sorulduğunda “Ben aslında 10 yıllık hemşireyim. Liseyi sağlık meslek lisesinde okuduktan sonra 18 yaşında atanıp işe başladım. Ondan sonra hemşirelik yüksekokulu okudum. Konya’da ailemle yaşıyordum. 4 sene boyunca hem hemşirelik okudum hem nöbetlere gittim. Hafta sonları 48 saat nöbet tutuyordum. Son sınıfta psikiyatri dersi aldım ve psikoloji okumaya karar verdim. 1 yıl dershaneye gittim, sadece nöbet tutup ders çalıştım. Bilkent Üniversitesi Psikoloji’yi kazandım. Eğitim durumu tayini alarak da Ankara’nın yolunu tuttum.” diye cevap verdi.
Koşuya orada mı başladınız? sorusuna ise “Konya’da kendi çapımda yürü-koş olarak başlamıştım. Buraya gelmeden önce de Ankara’da ne yapabilirim, kimler nerede koşuyor diye araştırıyordum. Geldikten sonra koşu gruplarıyla koşmaya başladım. Aynı yıl Bilkent’te bir koşu grubu kurduk. Tabii dersler gitgide ağırlaştı, yoğun bakım hemşiresi olduğum için nöbetler de zorluydu. 2018’de bir dönem koşuya ara verdim, ortalamam da yükseldi ama istediğim şeyin bu olmadığını fark ettim. İki-üç ay sonra yeniden koşmaya başladım. Oradaki arkadaşlarımın da “Sen iyi koşuyorsun, sürelerin çok iyi” gibi yönlendirmeleriyle 2018’de Kapadokya’daki ilk patika yarışımı koştum. 38 kilometrelik aynı parkuru o zaman 5 saatte tamamlamıştım.” diye cevap verdi
İlk yarışınızdan sonra ne hissetmiştiniz? “Ağacın yanından geçiyorum, kafamı aşağıya indiriyorum, köprüden kayarak geçiyorum derken sanki beni bilgisayar oyununun içine atmışlar, ben orada Mario olmuşum gibi bir histi. “Böyle bir zevk olamaz” dedim. Hemen peşinden İznik’te bir patika yarışına katılıp kürsüye çıkınca gerçekten yapabildiğimi gördüm. O yarışta da Salomon Türkiye takımının kaptanı Faruk Kar’la tanıştım. 2019’da birçok yarış koştum ve Salomon Türkiye takımına dahil edilmek için İstanbul’a çağrıldım. 2020 sezonu için sözleşmemizi imzaladık.” Ayrıca Aysel Yalaç en çok arkasında duran kişilerin annesi, nişanlısı ve Salomon Türkiye ailesi olduğunu ifade ediyor.
Fakat araya pandemi girdi, değil mi? sorusuna ise “Evet, sadece 21 kilometrelik bir yarış koşabildim o yıl martta.Özellikle hemşireler için zorlu bir dönemdi pandemi. Salgının en ön safında, gece gündüz demeden canla başla çalıştınız…Okulum çevrimiçi eğitime dönmüştü, dediğiniz gibi hastanede inanılmaz bir yoğunluk vardı. Hepimiz COVID’li hastalara bakıyorduk. Koşuya ara vermedim ama mecburen okulumu bir dönem dondurdum. Önümüzde belirsiz bir süreç vardı. “Hastanede kalmanız gerekebilir” denmişti başlarda. Derslere katılmam mümkün değildi ama koşulara ara vermedim. Evden hastaneye ve hastaneden eve koşarak gidip geliyordum. Ultra koşularda sularımızı koyduğumuz çantalar vardır. O çantanın arkasına beslenmelerimi, sularımı koyuyordum ve hastaneye koşarak gidiyordum. Nöbet çıkışında da yolu uzatarak daha sıkı bir antrenman yapmaya çalışıyordum. 2021’de yeni normal düzene geçtiğimizde vaka sayılarındaki düşüşle beraber hem kardiyoloji servisine, hem okuluma hem de koşularıma geri döndüm.” bu şekilde cevap verdi.
Şu anda nöbet sonraları da koşuyor musunuz? Günlük rutininizi anlatır mısınız? sorusu yöneltiğinde ise “Hafta boyunca 24 saat ve 16 saat şeklinde dönüşen nöbetlerim oluyor. Genelde 24 saat nöbetten sonra 15-20 kilometre koşuyorum.” Nasıl olabiliyor bu, Adrenalin ihtiyacı mı doğuyor nöbet sonrası? sorulunca da “Aslında ben de gidip yatsam, güzelce uzansam, uyusam muhakkak dinlenirim. Ancak yıllar boyunca hastanedeki şifa arayan insanları gördükçe daha çok şükretmenin önemini anladım. 24 saat dört duvar arasında kaldıktan sonra kendimi patikaya attığımda “Allahım buraları görmeme izin verdiğin için şükürler olsun” diyorum. Ağlayarak koştuğumu biliyorum. Tabii ki yorgun oluyorum ama bir başlayınca koşmaya, devamı geliyor.” cümlelerini kullandı.
“16 saat nöbetlerimin olduğu günlerde de sabah 8.00’de derse giriyorum öğlen 3.00’e kadar dersim devam ediyor. 1 saat hastaneye ulaşımla geçiyor. Akşam üstü 4.00’te nöbete giriyorum, ertesi sabah 8.00’de nöbetten çıkıyorum ve okula gidiyorum. Öğlen ders arasına ya da ders çıkışına koşularımı planlıyorum. Genelde uyumadan antrenman yapıyorum. Uyursam vakit kalmıyor.” Diyerek açıklamalarına devam etti.
Her gün aynı tempoda tüm bunları yapmak zor olmuyor mu? sorusuna ise “Her gün koşmak için aynı motivasyonu bulmak imkânsız. Hiçbirimiz “Oley, bugün koşacağım” diye uyanmıyoruz. Kendine neyi neden yaptığını hatırlatmak önemli. Meditasyon yapıyorum. Şehir ve meslek değiştirmeye karar verip bu kararı uygulayabilmemde annemin payı büyük. Nasıl yaparım diye düşünürken annem “Başlarsan biter” diyerek beni yüreklendirdi. Nişanlım Cenk Dolay, her konuda beni destekledi. Bugün bu noktada olmamda ailemin, Cenk’in, arkadaşlarımın ve Salomon Türkiye takımındakilerin etkisi büyük. Destek olmasa, bu kadar şeyin altından kalkamazdım. Koşmak istiyorsanız ve nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız şunu söyleyebilirim ki, koşu insanların evinin önünde başlar ve bir çift koşu ayakkabısı yeter.” diye cevap verdi.
Yarışlarda uzun saatler koşarken başınıza neler geliyor? “Unutamadığınız bir anınız var mı?Kapadokya gibi 38-40 kilometre bandındaki yarışlarda 30 kilometre civarında artık vücudunuzdaki elektrolitler tükeniyor ve ondan sonra ayağınızı kaldıramayacak hale geliyorsunuz, görüntü gidiyor, ses gidiyor… 2019’da tam böyle bir şey yaşadım ve yarışı koşarken kendime tokat atarak bitirdim. Zannedersem 25’inci kilometredeydik, oraya kadar birinci geldim fakat 2.5 saat sonrasında ağlamak istiyordum, sürekli kendimi tokatladım, hiç unutmuyorum. Şimdi elektrolit takviyesi yapan ürünler kullanıyorum, hallettim yani.” diyerek açıklamalarını noktaladı.