Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda yürütülen tasarruf tedbirlerine dair önemli açıklamalarda bulundu.
CNN Türk canlı yayınına katılan Şimşek, son on yıldır bütçeye konulan ödeneklerin genellikle aşıldığını belirterek, “Son on yıldır bütçeye 100 TL konmuş, yaklaşık 108 TL harcanmış. Biz bu sene 100 TL koyduysak, 101 TL bile harcamamışız” dedi.
Bakan Şimşek, son bir yılda ekonomik alanda yoğun bir süreç yaşandığını ve uluslararası ekonomi kurumlarıyla sık sık görüşmeler gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi. Kamuda alınan bu tedbirlerin mali disipline katkı sağladığı ve bütçe kontrolünü güçlendirdiği vurgulandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek katıldığı canlı yayında Türkiye’deki ekonomik tabloyu değerlendirdi. Bakan Şimşek kamuda tasarruf çatısı altında alınan tedbirlere dikkat çekti. Şimşek “Son on yıldır bütçeye 100 TL konmuş, yaklaşık 108 TL harcanmış. Biz bu sene 100 TL koyduysak, 101 TL bile harcamamışız. Yaklaşık olarak söylüyorum. Bu ne demek, bu tabii ki harcama disiplini demek” sözlerini kullandı.
Bakan Mehmet Şimşek “Bir konu daha söyleyeyim. Tasarruf genelgesi ve yaptığımız düzenlemelerin iki boyutu var. Tasarruf demek harcamamak demek değildir. Kaynakların üretken alanlara kanalize edilmesi demek. Verimli alanlara kanalize etmek demek. Onun için biz paketin ismini sadece tasarruf diye koymadık. Tasarruf ve verimlilik” dedi.
‘Haklılar, bir geçim sıkıntımız var’
– Sıkıntıların farkındayız, vatandaşlarımız şikayette haklı. Markete pazara gidiyorum, geçen hafta eşim Esra hanım dedi ki, markete uğrayalım. Vatandaşlarımız geldi, şikayetleri doğru. Haklılar, bir geçim sıkıntımız var. Enflasyon en kötü ve adaletsiz vergidir. Gelir dağılımını bozuyor. Ne yapıp edip, kalıcı refah ve alım gücü için enflasyonu kontrol altına alıp aşağıya indirmemiz lazım. Enflasyonun 40 civarına inmesi fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor. Enflasyon hızındaki düşüş geçen sene ortalama bir sepetin artışı yüzde 65 idi, bu sene ise yüzde 40 arttı. Fiyatlar artıyor ama daha yavaş artıyor. Şunun altını tekrar çizmek istiyorum. Vatandaşın dar gelirlinin çok etkilendiğinin farkındayız ama kestirme çözümler yok.
‘Türkiye’nin şu an en büyük problemi…’
– Türkiye’nin şu an en büyük problemi geçim sıkıntısı ve gelir dağılımının bozulmasıdır. Kalıcı refah artışı için enflasyonu tekrar tek haneye indireceğiz. AK Parti daha önce bunu başardı. 90’lı yıllarda ortalama enflasyon 70’lerin üzerinde. Kolay değildi. Ama biz 2003 sonrasında enflasyonu tek haneye düşürdük ve orada tuttuk.
‘Sabra ve zaman ihtiyacımız var’
– Mal enflasyonunda çok büyük bir eşiği aşmak üzereyiz. Hizmet enflasyonu da düşecek. Zamana ihtiyacımız var, sabır gerekiyor. Biz bir şok terapi uygulamadık. O seçeneğin doğru olmadığını gördük. Bizim buradaki maksadımız, biz hayat pahalılığını kabul ediyoruz ve ilk yıl makro istikrarı öncelediğimizi söylüyorum. Rezerv bir sorun olmaktan çıkmıştır. Büyük riskleri azalttık. Sabra ve zaman ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanımızın da desteği tam. Cumhurbaşkanımızdan çok güçlü bir destek var. Siyasi destek yoksa en güçlü program da olsa başarılı olamaz. Rahmetli Kemal Derviş’in hazırladığı ve uyguladığı program sonrasındaki uygulamalar benzerdi. Ancak fark siyasi sahiplenmeydi. Esas belirleyici iradedir. Burada siyasi sahiplenme var. Deprem, pandemi, savaş ve dengesizlikler olmuş ama sonuçta bu programı kararlılıkla uyguluyoruz ve Cumhurbaşkanımızın desteğini yoğun şekilde hissediyoruz.
IBAN uyarısı
– IBAN’ın birkaç boyutu var. Gençlerimizin özellikle bilmedikleri şahıslara kendi ibanlarını kullandırtmalarının ciddi tehlikeleri var. Gönderdiğiniz hesap, kara para aklıyor olabilir. Terörün finansmanında kullanılabilir. Bizdeki en önemli konu kayıt dışılık. Mesela gidiyorsunuz bir yere ‘Kredi kartı geçmiyor’ diyorlar. Bunu hiçbir müessese diyemez, çünkü yazar kasa ile pos makinesini birleştirdik. Ticari bir IBAN ise zaten sorun yok. Biz de çok sofistike yazılımlar var. Bakıyoruz bir akrabalık mı var, yoksa ticari bir ilişki mi var? İlgisiz hesaplardan sürekli bir para akışı varsa o zaten şüpheli bir durumdur.
Yeni vergi gelecek mi?
– Şunu açık bir şekilde söyleyeyim. Şu anda bizim gündemimizde bugün itibarıyla ne KDV ne de genel bir artış düşüncesi yok. Vatandaşa yansıyacak, KDV genel oranlarında herhangi bir çalışmamız yok. Yani şu anda biz KDV oranlarını artırmayı düşünmüyoruz.