Açık öğretim, örgün eğitimin bir alternatifi olmaktan çıkıyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), açık öğretim sistemine yönelik yeni düzenlemeler hazırlıyor. Buna göre, açık öğretimdeki programlar büyük ölçüde “hayat boyu öğrenme” çerçevesinde şekillenecek ve yükseköğretim içindeki payı yüzde 20 seviyelerine düşürülecek.
1980 sonrası çeşitlendirilen açık öğretim programları, yıllar içinde örgün eğitime alternatif haline gelmişti. 2020’de yapılan düzenlemeyle dört dönem üst üste kayıt yenilemeyen yaklaşık iki milyon öğrencinin kaydı silindi. 2021’de yüzde 54 olan açık öğretim payı, yüzde 41’e geriledi. Son olarak, 2024 yılında “sınavsız ikinci üniversite” kapsamında belirli bölümlere yaş şartı getirildi.
Bütün bu adımlara rağmen yükseköğretim sistemi içindeki açık öğretim payı hala OECD ülkelerinin oldukça üzerinde. YÖK, açık öğretimin hayat boyu öğrenme amacına hizmet edecek şekilde yapılandırılması ve yükseköğretim içindeki payının yüzde 20’lere çekilebilmesi için kısa, orta ve uzun vadeli politikaları geliştirilmek için bir süredir çalışıyor. “2030’a Doğru Yükseköğretim Vizyonu Toplantısı”na katılan YÖK Başkanı Erol Özvar da açık öğretim fakülteleriyle ilgili birtakım düzenlemeler için hazırlık yapıldığını belirtti. Özvar “Açık öğretim fakültelerini gerek çalışan, gerek üniversitede okuma imkanı bulamayan, gerekse beceri ve yetkinliklerini artırmak isteyen vatandaşlarımızın bu açığını kapatmak üzere yeniden tasarlıyoruz. Açık öğretimin kontenjan ve program yelpazesi artık büyük ölçüde hayat boyu öğrenme çerçevesinde yürüyecek” dedi.
Bu açıklamanın ardından ulaştığımız YÖK Başkanı Özvar “Biz Yükseköğretim Kurulu olarak, açık öğretimi örgün öğretimin alternatifi olarak değil, tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Özellikle yetişkinlerin hayat boyu öğrenme kapsamında ortaya çıkan beceri açıklarını gidermeye yönelik bir eğitim modeli olarak yüksek öğretime katkı sunmasını önemsiyoruz. Son yıllarda YÖK’ün kontenjan düzenlemeleri sonucunda, açık öğretim öğrencilerinin profilleri önemli ölçüde değişti. Bugün itibariyle sayıları 3 milyona yaklaşan açık öğretim öğrencilerinin yüzde 70’e yakını ikinci üniversite kapsamında öğrenim görmekte. Bu da açık öğretimin hayat boyu öğrenme misyonunun öne çıktığını gösteriyor” vurgusunda bulundu. (Türkiye-MAHMUT ÖZAY)
