Gündem

Salgın Tehdidine Karşı Doğayla İlişki Yeniden Ele Alınmalı

Uzmanlar, “M çiçeği virüsü” vakalarındaki artışın, gelecekte yaşanabilecek olası salgınları önlemek için doğayla olan ilişkimizin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Fransız klinik immünoloji profesörü ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) aşı uzmanı Jean-Daniel Lelievre ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, dünya gündemindeki “M çiçeği virüsü”ne dair önemli açıklamalarda bulundu.

“Yeni Salgınlar Kapıda”

Lelievre, insanların yeni salgınların ufukta olduğunu bildikleri halde eski yaşam tarzlarına geri döndüklerini belirterek, bu salgınların yaşam şeklimiz ve iklim değişikliği gibi unsurlarla doğrudan bağlantılı olduğunu hatırlattı. “Doğal yaşam ortamıyla alışık olmadığımız bir temas halindeyiz. Bu, bazı patojenleri kendimize çekmemize neden oluyor. İnsanlar arasındaki yoğun temas da bu salgınların artmasına yol açıyor.” diye ekledi.

Doğanın Tahribatı ve Virüslerle Temas

Lelievre, çevre tahribatı arttıkça, insan-hayvan temasının da arttığını ve bu durumun virüslerin insanlara uyum sağlamasına neden olduğunu ifade etti. Bu duruma HIV enfeksiyonunu örnek göstererek, virüsün Afrika’nın kolonileştirilmesinden sonra hızla mutasyona uğradığını belirtti.

Aşılar ve Stratejiler Yeterli mi?

Lelievre, aşılar ve stratejiler geliştirilse bile çevreyi korumadan salgınların tekrarlanacağını savunarak, “Çevreyi değiştirmediğimiz sürece bunların hepsi kesinlikle tekrar yaşanacaktır.” dedi. Ayrıca, “M çiçeği” virüsüne karşı önceden hiçbir hazırlık yapılmadığını ve siyasetin bilim dünyasının aksine bu salgına karşı hazırlıksız yakalandığını söyledi. Lelievre, COVID-19’dan ders çıkarılmadığını ifade ederek, artık hükümetlerin harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

“Doğaya zarar veren insan açgözlülüğü salgın olarak geri dönüyor”

Prof. Dr. Ceyhan da söz konusu virüslerin ana konaklarının her zaman “vahşi hayvanlar” olduğuna dikkati çekerek, insanların bu hayvanlara temas etmesi ve yaşam alanlarına müdahale etmesiyle hayvanlar tarafından taşınan “zararsız virüslerin” insanlar için bir salgına dönüşeceğine işaret etti.

Ceyhan, “Maymunlarla temas kurmaz ve onları doğal ortamlarında bırakırsanız, bu hastalığın sizi etkileme ihtimali yoktur. Ne yazık ki insanın açgözlülüğü doğaya zarar veriyor ve bu da bize salgın olarak geri dönüyor.” ifadelerini kullandı.

Zika virüsü ve dang humması gibi dünyayı etkileyen birtakım salgınların mevcut olduğunun altını çizen Ceyhan, “COVID-19’dan çıkarılacak ders, genel olarak bir salgına hazırlıklı olma zihniyetine sahip olmamız gerektiğidir. Ancak bu zihniyete sahip değiliz.” diye konuştu.

COVID-19 salgınının ardından devletlerin ortak önlemler almaya ve olası mutasyonlar hakkında bilgi paylaşmak için dünya çapında laboratuvar çalışmalarını merkezileştirmeye karar verdiklerini söyleyen Ceyhan, daha sonra bundan finansman yetersizliği nedeniyle vazgeçildiğini aktardı.

Ceyhan, “Salgına karşı mücadele, onu önlemek için sahada yapılmalıdır. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne yardım edebilecek, tüm nüfusu aşılayabilecek ve virüsün yayılmasını önleyebilecek pek çok ülke var.” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
İstanbul Avukat