Sağlık-Sen İstanbul Şubelerinin ortak düzenlediği Teşkilat Toplantısına katılan Genel Başkan Semih Durmuş, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Her zaman en öncelikli hedeflerinin sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının huzurunu ve refahını sağlamak olacağını kaydeden Durmuş, önümüzdeki dönem hedeflerini teşkilat mensuplarıyla paylaştı.
Afyonkarahisar’da gerçekleştirilen İstanbul Şubeleri Teşkilat Toplantısına, Genel Başkan Semih Durmuş, Genel Sekreter Durali Baki, Genel Başkan Yardımcıları Mahmut Faruk Doğan, Şemsettin Karadoğan ve Afyonkarahisar Şube Başkanı Abdulkadir Hız ile Kırklareli Şube Başkanı Asım Günerhan katıldı.
Toplantıda teşkilat mensuplarına seslenen Genel Başkan Semih Durmuş, Sağlık-Sen’in başarısının birlikte hareket etmenin, birlikte emek vermenin sonucu olduğunu belirterek, her bir teşkilat mensubuna teşekkür etti.
“Kuruş Değil Duruş Sendikacılığı Yapıyoruz”
Sağlık-Sen olarak mevcut hakları genişletebilmek ve yeni haklar kazanmak için mücadeleye devam ettiklerini dile getiren Durmuş, “Göreve geldiğimiz günden bu yana dediğimiz gibi kuruş değil duruş sendikacılığı yapıyoruz. Toplu Sözleşme masasında elde edilen kazanımların tüm çalışanları kapsaması bizim önceliğimizdi. Biz bunun mücadelesini verdik. 2019 yılında toplu sözleşme masasında gösterdiğimiz duruş ve kararlılığın aynısını 6. Dönem Toplu Sözleşme masasında da gösterdik ve önemli kazanımların altına imza attık” diye konuştu.
Ek ödemeler yapılan yüzde 20 zammın çok önemli bir kazanım olduğunu dile getiren Durmuş, bu kazanımın değerinin ileriki yıllarda daha iyi anlaşılacağını söyledi. Memur-Sen ve Sağlık-Sen olarak derslerine çok iyi çalıştıklarını ve buna göre mücadele ettiklerini belirten Durmuş, “Sağlık-Sen bir emek hareketi ise önceliğimiz sizin emeğinizin hakkı için mücadeledir” dedi.
Sağlık çalışanlarının birbirlerine sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Durmuş, “Sadece toplu sözleşme masasında ortaya koyduğumuz tavır sağlık çalışanlarına izletilse bu kürsülerde bir şey anlatmamıza gerek kalmaz. O masalarda gerçekten kavgamızı veriyoruz ama bizim sahada da güçlü olmamız gerekiyor.” dedi.
“Hiç Kimsenin Emeği Diğerinden Üstün Değildir”
Sendika olarak ayrım yapmadan tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sesi olduklarını belirten Durmuş, “Bizim sendikal anlayışımızda ayrıcalıklı ve imtiyazlı sınıf yoktur. Hiç kimsenin emeği diğerinden üstün değildir. Her alın teri kutsaldır. Hekimlerle ilgili gündeme gelen iyileştirmenin geç kalınmış bir hak olduğunu her defasında dile getirdik. Hekimlere dile getiren tutarlardan daha fazlası verilmesi gerekiyor. Ancak sağlık çalışanları da bu iyileştirmeden emeğinin karşılığını almalıdır. Sağlık çalışanlarının özlük haklarını iyileştirme amacıyla gündeme gelen düzenleme, bir an önce Meclis’e gelmelidir. Sağlık çalışanlarının alın terinin karşılığını alıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Sağlık çalışanlarının sorunlarına da değinen Durmuş, adaletsiz döner sermaye sisteminin yeniden dizayn edilmesi gerektiğini belirtti. İş barışını bozan ve nitelikli sağlık sistemine zarar veren bu uygulamanın kaldırılması için mücadeleye sonuna kadar devam edeceklerini ifade etti.
3600 ek gösterge ve sözleşmeli personel sorunlarının bu yıl içinde çözüme kavuşacağını belirten Durmuş, 3600 ek göstergenin tüm çalışanları kapsamı için mücadele edeceklerini kaydetti.
“İstihdamı Artıramazsanız Sağlık Çalışanlarının Yükünü Azaltamazsınız”
Bayramlarda bütün kamu çalışanlarına idari izin verilirken sağlık çalışanlarının bundan yararlanmadığını anımsatan Durmuş, bu konuyu da bu çalışmalara karşılık ya ücret ya izin kullanılması şeklinde toplu sözleşme masasına getirdiklerini ve hayata geçirdiklerini anlattı.
Sağlık çalışanlarının iş yükünün hafiflemesi için öncelikle istihdama ihtiyaç duyulduğunu da ifade eden Durmuş, “İstihdamı artırmazsanız sağlık çalışanlarının yükünü azaltamazsınız” diye konuştu.
Her zaman en öncelikli hedeflerinin sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının huzurunu ve refahını sağlamak olacağını vurgulayan Durmuş, fedakar sağlık çalışanlarının tüm sorunlarının çözümü için gece – gündüz demeden, yılmadan, yorulmadan çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
Genel Sekreter Baki: Giderek Üye Sayımız Artıyor, Giderek Güçleniyoruz
Sendikacılığın gönül işi ve inanılan davaya adanmışlık işi olduğunu kaydeden Genel Sekreter Durali Baki, temsilcilere çabaları ve emekleri için teşekkür etti. Temsilcilere seslenen Baki, “Sendikal mücadelenin lokomotifi genel merkez olsa da ben sendikal mücadelenin genel merkezini temsilciler olarak görüyorum. Sizler, bizim çalışmalarımızı, kazanımlarımızı sahada anlatmadığınız sürece bizim hiçbir hükmümüz yoktur” dedi.
Temsilcilerin inandıkları kutlu dava için alın teri döktüklerini belirten Baki, “Temsilci arkadaşlarımızın alın terinin karşılığı ödenmez. Giderek üye sayımız artıyor, giderek güçleniyoruz. Sözde sendikaların size çamur atması doğaldır. Siz yüksek tepede rüzgara karşı durmaya çalışıyorsunuz. Sizler yetkili sendikasınız. Siz, sendikamıza üye olmayanların da umudu haline geldiniz. Karalama kampanyalarına rağmen İstanbul şubelerinin 5 bine yakın üye yapması, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının altı boş söylemlere itibar etmediğinin açık ve net kanıtıdır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının tek umudu ve güvencesi Sağlık -Sen teşkilatıdır” şeklinde konuştu.
Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının alın terinin karşılığından fazlasını istemediğini ifade eden Baki, “Buradan Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Sağlık Bakanımız ve Maliye Bakanımıza sesleniyoruz. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının seslerine kulak verin. Her gün bir hastanede sağlık çalışanları darp ediliyor. Şiddet ile ilgili yasalar bir an önce çıkartılmalıdır. Özlük ve sosyal haklar için çalışanlarımızın sesini duyun. Kimse alın terinden fazlasını istemiyor” ifadelerini kullandı.
Baki, “Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yüzde 99’u bir haktan yararlanırken yüzde 1’lik kısım o haktan yararlanmıyorsa, Sağlık-Sen olarak yüzde 1’lik kısmın da hakkını korumaya mecburuz” dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Doğan: Sağlık-Sen Yetki Alana Kadar Hiçbir Çalışanın Özlük Hakkı Gündeme Gelmedi
Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Faruk Doğan ise Genel Merkez, şube başkanları ve şube yönetimlerinin ciddi manada çalıştığını ve mücadele verdiğini dile getirerek, “Ama temsilci arkadaşlarımızın gayesi, emeği ve çabası sayesinde teşkilatımız bu günlere geldi. Sizlerin mücadelesini, bizler yere koymamak için ciddi bir mücadele veriyoruz. Tüm temsilci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Sağlık-Sen’in Türkiye’nin en büyük sendikası olduğunu kaydeden Doğan, “İnşallah ileride de öyle olacak. Tüm sağlık çalışanlarını sendikamıza üye yapmak için mücadele ediyoruz. Çünkü biz gönüllere dokunuyoruz, gönül sendikacılığı yapıyoruz. Bizler, hizmet sendikacılığı esaslı sendikacılık yapıyoruz. Mış sendikacılığı yapmıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sağlık-Sen yetki alana kadar hiçbir çalışanın özlük hakkının gündeme gelmediğini vurgulayan Doğan, ‘Ne zaman Sağlık- Sen masaya oturdu, sağlık çalışanlarının özlük hakları gündeme gelmeye başladı. Genel Merkez olarak sahada mücadele ediyor, toplu sözleşmede önemli kazanımlar elde etmek için çalışmalar yapıyoruz. Tüm bu çabamıza ve kazanımlarımıza temsilci arkadaşlarımızın sahada sahip çıkıp, anlatması gerekiyor” dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Karadoğan: Sağlık-Sen Teşkilatı Her Şekilde ve Her Koşulda Çalışanların Yanında Oldu
Genel Başkan Yardımcısı Şemsettin Karadoğan, pandemiyle birlikte sağlık çalışanlarının her açıdan zorluklar yaşadığını kaydederek, “Çalışanlarımız, bir yandan pandemi ile mücadele ederken bir yandan da özellikle son dönemde ekonomik gelişmelerle ağırlaşan yaşam koşullarıyla mücadele ediyor” diye konuştu. Bu süreçte 6. Dönem Toplu Sözleşme masasına oturulduğunu dile getiren Karadoğan, çalışanları bir nebze de olsa rahatlatacak önemli kazanımlara imza attıklarını söyledi.
Hayatın evlere sığdırılmaya çalışıldığı bir dönemden geçildiğini dile getiren Karadoğan, “Bu süreçte sendikalar tabiri caizse tarihi roller üstlendiler. Sendikalar üstlerine düşen sorumluluğu yerine getirirken, kimi sendikalar daha iddialı davrandılar. İnsanlar evlerinden çıkmazken Sağlık-Sen teşkilatı olarak her şekilde ve her koşulda sağlık çalışanlarının yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Caner: Ayrımcılık Yapmadan Herkesin Sesi Olduk
İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Zafer Caner, birlik ve beraberliğin verdiği güçle her daim sağlık çalışanlarının yanında olduklarını dile getirerek, haksızlık ve hukuksuzluk karşısında hep dik durduklarını söyledi. Ayrımcılık yapmadan herkesin sesi olduklarını kaydeden Caner, “Çok şükür el attığımız birçok konuda başarılı olduk. Hiç kimsenin boynunun bükülmesine müsaade etmedik. Tüm bu çabalarımızın neticesinde üye sayımızı her yıl artırdık, artırmaya da devam ediyoruz” dedi.
Pandemi nedeniyle sendikacılık tarihinin en zorlu dönemini yaşadıklarını belirten Caner, “Asla art niyetli yaklaşımlara prim vermeyeceğiz. Olumsuzluklara aldırış etmeden yolumuza devam edeceğiz. Biz hem ülkemizi hem sağlık çalışanlarımızı düşünen bir rota benimsedik ve bu rota doğrultusunda durmaksızın ilerliyoruz” diye konuştu.
İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Öztürk: Çalışanların Emeğinin Karşılığını Alabilecekleri Adil Bir Döner Sermaye Yönetmeliği Çıkarılmalı
İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Cesur Öztürk, verilen sağlık hizmetlerinin sağlık çalışanlarının fedakarlıkları sayesinde başarılı olduğunu vurgulayarak, İstanbul’da görevli sağlık çalışanlarının ekonomik sorunlar yaşadığını anlattı. İstanbul’da hayatın diğer illere göre daha pahalı olduğunu kaydeden Öztürk, İstanbul’da görev yapmayı özendirici uygulamaların ve teşviklerin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Öztürk, “Sağlık-Sen olarak, yıllardır sağlık emeğine bakışta köklü bir paradigma değişiminin kaçınılmaz olduğu konusuna eleştirilerimizi yapıcı bir şekilde dile getiriyor, çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Sağlık çalışanlarının mesleki saygınlığını gözeten ve ekip anlayışını zedeleyen politikaların gözden geçirilmesi gerekiyor. Çalışanların emeğinin karşılığını alabilecekleri adil bir döner sermaye yönetmeliği biran önce çıkarılmalı ve hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
İstanbul Üniversiteler Şubesi Başkanı Çor: Türkiye’deki Sağlık Sisteminin İyi Olmasının Ana Sebebi Fedakar Sağlık Çalışanlarıdır
Üniversite hastanelerindeki sağlık çalışanlarının sorunlarını anlatan İstanbul Üniversiteler Şubesi Başkanı İsmail Çor, üniversite hastanelerinin maddi sıkıntılar içinde kıvrandığını ve fiziki alt yapılarının yetersiz olduğunu söyledi. Öte yandan üniversite hastanelerinde çalışanların üvey evlat muamelesi gördüğünü dile getiren Çor, bu durumdan artık yorulduklarını, üniversite hastanesi çalışanlarının üvey evlat olmaktan çıkarılması gerektiğini dile getirdi.
Sağlık işinin bir ekip işi olduğunu belirten Çor, çalışanların ayrılmaz bir bütün olduğunu, bir hak verilecekse herkesin alın terinin ve emeğinin karşılığının verilmesi gerektiğini ifade etti. Çor, “Türkiye’deki sağlık sistemi çok iyi. Evet, ama bunun ana sebebi fedakar sağlık çalışanlarıdır. Sağlık sisteminin daha iyi yerlere gelmesi için sağlık çalışanlarının emeğinin hakkının verilmesi gerekiyor” diye konuştu.
İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Göktürk: Toplu Sözleşme Kazanımları Olmasa Bugün Nefes Alacak Gücümüz Kalmamıştı
İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Şemsettin Göktürk ise herkes tarafından “sağlık teşkilatının akıncıları” diye nitelendirilen 112 Acil Sağlık hizmetlerinin son zamanlarda giderek artan suistimaller nedeniyle taksi/dolmuş hizmeti vermeye başladığını belirterek, zor bir vazifeyi hakkıyla yerine getirdikleri için 112 çalışanlarına teşekkür etti. Çalışanların sorunlarına değinen Göktürk, sağlıkta istihdamın son derece yetersiz olduğuna dikkat çekti. Göktürk, istihdam yetersizliğinin iş yükünü arttığını ve şiddeti körüklendiğini vurguladı.
Alkışlara ve takdirlere artık doyduklarını kaydeden Göktürk, “Genel Merkezimizin çabalarıyla verdiğimiz mücadele neticesinde elde ettiğimiz toplu sözleşme kazanımları olmasa, bugün nefes alacak gücümüz kalmamıştı” dedi.
İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı Ergül: Çalışanlarımızın Fedakarlığını Karşılıksız Bırakmamak Adına Gece Gündüz Mücadele Vermeye Devam Ediyoruz
İstanbul 6 No’lu Şube Bakanı Murat Ergül, pandemi sürecinde sosyal hizmet çalışanlarının ailelerinden uzakta karantina nöbetleri tuttuklarını hatırlatarak, ‘Bu karantina nöbetlerini hem de defalarca tutmak ancak yüce gönüllü insanların yapabileceği bir iştir ki, sosyal hizmet çalışanlarımız bunu en güzel şekilde başarmış, dünyaya örnek olmuştur. Bu büyük fedakarlığın dünyadaki karşılığına paha biçilemez elbette. Sağlık-Sen olarak bu fedakarlığı karşılıksız bırakmamak adına gece gündüz mücadele verdik, vermeye de devam ediyoruz” ifadelerin kullandı.
Çok önemli kazanımlara imza atılan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin bu mücadelenin kanıtı olduğunu belirten Ergül, “Fedakar çalışanlarımız, bizlere güvenen üyelerimiz, sahayı karış karış dolaşan kıymetli temsilcilerimiz, tüm Türkiye’de örgütlü yapımız ve Genel Merkezimizle birlikte biz kocaman bir aileyiz. Her mücadele eden kazanamaz ancak kazananlar mücadele edenlerdir” diyerek sözlerine son verdi.