Kabine Toplantısı Sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
“Engelliler haftası vesilesiyle 12 Mayıs’ta özel eğitim okullarına spor malzemesi dağıtım töreninde engelli gençlerle buluştuk. 13 Mayıs’ta Necip Fazıl Kısakürek’i andık. Aynı gün Katar Emiri ile bir araya gelerek iki ülke ilişkilerini değerlendirdik.
Rize-Artvin Havalimanı’nı kardeşim Aliyev, Destici ve Bahçeli ile hizmete açtık. Böylece dünyada 5 tane olan deniz üstüne yapılmış havalimanlarından ikincisini ülkemize kazandırdık. Yıllık 3 milyon yolcu kapasitesi, Doğu Karadeniz’in ticareti ve turizmin kazanılmasına katkı sağlayacaktır.
“Sayıları 550 bini bulan yoklama kaçağı gençlerimize bedelli askerlikten faydalanabilme yolunu açıyoruz. Kaçak yılına göre değişen oranlarda bir rakam ilavesiyle askerliğini bedelli yapmak isteyen gençlerimiz askerlik şubelerine başvurabilirler.
Covid-19 izinleri uzatıldı
Belli şartlarda uygulanan ve 31 Mayıs’ta süresi sona eren Covid-19 izinleri ile ilgili açık cezaevlerindeki hükümlülerin izinlerini 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatıyoruz.”
Geçtiğimiz 20 yıl eser ve hizmette ülkemizin altın çağı olarak tarihteki yerini almıştır. Tüm bu arka plandan hareketle Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını, “Türkiye Yüzyılı” ülküsü ile başlattığımız büyük atılımın sembolü haline getirmek istiyoruz.
Cumhurbaşkanlığı olarak, İletişim Başkanlığı’nın koordinasyonunda kapsamlı bir yüzüncü yıl kutlaması oluşturduk. Ülkemize son 20 yılda nasıl çağ atlattığımızı gösterecek bu programı “Yüz Yılın İşini 20 Yıla Sığdırdık” ile hayata geçireceğiz.
İkinci yüzyıla yeni bir heyecanla başlamayı umut ediyoruz. 2023 hedefleri bizim için kısa vadeli atılımların ilk istasyonudur. Ardından fethin 600. yılına 2053 vizyonumuz geliyor. Tüm vizyonuyla şimdiden şekillendirmeye başladık. Malazgirt zaferinin bininci yılı 2071 vizyonuyla taçlandıracağız.
Muhalefet ise maalesef 1908’in bir adım ötesine geçememiş bir ruh haliyle “istemezükçülük” dışında herhangi bir hedefe ve vizyona sahip değildir. Bizim ülkemizde gerçekleştirdiğimiz büyük demokrasi ve kalkınma devriminin eksikleri hatta hataları olabilir. Bunları açık yüreklilikle ortaya koyacak, kazanımları kabul edip eksiklikleri tamamlayacak bir muhalefet ile her şeyi konuşmaya hazırız.
Hayat pahalılığı başta olmak üzere, çeşitli sıkıntılara maruz kaldığımız bir gerçektir. Türkiye, bugün yaşadığı sıkıntıları elbette hak etmiyor.
Muhalefeti de kendi kısır dünyasıyla kendi iç çekişmeleri ve ayak oyunlarıyla, kendi kifayetsiz gündemiyle başbaşa bırakıyoruz.
Bundan sonraki önceliğimiz, insanımızın refah seviyesini artıracak politikalar olacaktır. Önümüzdeki aylarda bu doğrultuda yeni adımlar atarak hayat pahalılığının insanlarımız üzerindeki yükünü azaltmayı sürdüreceğiz.
“BENİM İÇİN MİÇOTAKİS DİYE BİRİSİ YOK”
Biz bu yıl “Stratejik Konsey Toplantısı” yapacaktık. Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum. Çünkü biz sözünde duracak, şahsiyetli, onurlu siyasetçiler ile yola gideriz. Bundan sonrasını Miçotakis kendisi düşünsün. Kimlerle görüşecekse, kimlere nasıl üsler kurduracaksa buyursun kurdursun; biz bize yeteriz.
F-16 konusunda da ABD herhalde Miçotakis’in ağzına bakarak karar vermeyecektir.
Kötü siciliyle her iki ülkede de hala devam eden Türkiye karşıtı yaklaşımları kabul edilemez bulduğumuzu ifade ettim. Daha dün, Stockholm sokaklarında PKK,YPG liderlerinin posterleriyle yürüyüş yaptılar. Ben şimdi sesleniyorum. Bak bana neler söyledin, buyur. Caddelerde teröristeler bağırarak yürüyor, senin polisin de koruyor.
Sadece orası mı? Almanya caddelerinde de bu tür gösterileri yapıyor. Alman polisinin koruması altında yapıyor. Ancak bizim vatandaşlarımızdan herhangi birisi bir yanlışlık yaptığı zaman yere bastırıyor ve dayanılmaz acılar çektiriyor. Bütün bu olaylardan sonra bizden bazıları hala barış dostluk.. Olmaz böyle bir dostluk. Siz ancak terör örgütleriyle kol kola yürüyorsunuz.
Biz işimizi biliyoruz. Atılması gereken adımları nasıl atacağımızı da biliyoruz. Dolayısıyla bu ülkelerin terör örgütlerine fiili ve siyasi destek vermekle Türkiye’den NATO üyeliğine evet demek arasında bir tercih yapmaları bunun da somut emalerini ortaya koymaları gerektiğini söyledim.
Türkiye için, tehdit oluşturan terör örgütlerine her türlüğü desteği vererek, teröristleri koruyup kollayanlar, bize karşı sergiledikleri ciddiyetsiz ve kibirli tavırlarından vazgeçmelidir.
Somut uygulamalarda bu değişimi gördüğümüzde Türkiye olarak üzerimize düşeni yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
UZAY PROGRAMI
Artık dünyada siyasi bağımsızlığın teknolojik bağımsızlıktan geçtiğini biliyoruz. Teknolij bağımsızlık için çalışıyoruz. Dünya düzenini belirleyicisi konumundaki teknolojinin her alanında proaktif bir Türkiye inşa ediyoruz. Bu nedenle uzay yarışında yer almak bir mecburiyettir.
Türkiye’de bir nesil ülkelerin uzay yarışını televizyonda izlediler. Gençler, bu yarışın parçası olsun istiyoruz.
Milli Uzay Programı çerçevesinde bir Türk vatandaşının uzaya gönderilmesi sürecini resmen başlatıyoruz. İki aday gerekli tüm eğitimleri alacaklar. Eğitimlerin ardından iki kişiden biri 2023’te Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidecek.”