AK Parti TBMM Grup Toplantısında Konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kritik Açıklamalar
AK Parti TBMM Grup Toplantısında Konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Öğrenci affı
Konuşmamın hemen başında tüm gençlerimize bir müjde vermek istiyorum. Bir süredir üzerinde çalıştığımız ve kamuoyunda öğrenci affı olarak bilinen teklifi, önümüzdeki günlerde Meclisimizin takdirine sunuyoruz.
Bu teklif, lisans, yüksek lisans, doktora seviyesindeki öğrencilerimizden eğitimlerini bırakmak mecburiyetinde kalanlara belirli şartlarda okullarına dönüş yolunu açıyoruz. Yükseköğrenimlerini tamamlamak isteyen gençlerimize yeni bir fırsat tanıyacak teklifin, şimdiden tüm öğrencilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
“Tüm dikkatimizi, bu şehri geleceğe taşıyacak projelere veriyoruz”
Yaklaşık 2 hafta önce de 29 Mayıs tarihinde Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ndeki İstanbul’un Fethi törenlerinde 560 bin vatandaşımızla bir araya geldik. Dünyanın gözbebeği şehre olan bu sevgimizi, fethin manasının idrakiyle bir kez daha tüm milletimizle paylaştık. İstanbul’u fethetmek kadar ona hizmet etmenin de önemli olduğunu, yaptığı eserlerle ispatlamış bir kadroyuz. Bu anlayışla, tüm dikkatimizi ve enerjimizi, bu şehri geleceğe taşıyacak projelere veriyoruz.
“Yunanistan üzerinden ülkemize karşı oynanan oyunun farkındayız”
Efes 2022 tatbikatı vesilesiyle gittiğimiz İzmir’de hem Ege’deki gelişmelerle ilgili mesajlarımızı muhataplarına tüm açıklığıyla ilettik hem de İzmir teşkilatlarımızla bir araya geldik. Tarihte hep olduğu gibi birileri tarafından şımartılarak üzerimize salınan Yunanistan üzerinden ülkemize karşı oynanan oyunun farkındayız.
Sorun Yunanistan’ın bu oyunun farkında olmaması ya da bu oyunun gönüllü figüranlığına soyunmasıdır. Biliyorsunuz film çekimleri boyunca en çok yorulan, yıpranan, hırpalanan, hatta kolu kanadı kırılan figüranlardır. Ama sahnede onların ismi cismi asla gözükmez. Yunanistan’ın başına geçmişte gelen budur. Şayet yanlışta ısrar ederse bundan sonra da gelecek olan budur.
Biz bölgemizde ve dünyada küresel, siyasi, ekonomik, askeri bir güç olarak varlığımızı tahkim ederek hep sürdüreceğiz. Ama onlar bu kafayla 3 30 yevmiyeyle çalışan figüranlıktan öteye geçemeyeceklerdir. Sağ olsun, İzmir Teşkilatımız da İl Danışma Toplantımızdaki coşkusuyla bu mesajlarımıza çok güzel destek oldu.
“Türkiye’nin çıkarını koruyamamış bu parti bize ders veremez”
Bu arada bizi NATO konusunda taktik hata yapmakla suçlayan CHP’ye de iki çift lafımız var. Ülkemizde zor şartlarda kurulan uçak, silah ve makine fabrikalarını kapatarak savunma sanayiimizi dışa bağımlı hale getiren, adalar meselesinde dirayetli duruş sergileyemeyerek ülkemizi bugünkü tartışmaların içine sürükleyen, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel yönetim sisteminde ülkemizin hak ettiği konumda yer almasını sağlayamayan, velhasıl taktik değil stratejik hatalarıyla Türkiye’nin çıkarını koruyamamış bu parti bize ders veremez.
“Millet bunların eskisinden ne hayır gördü de yenisinden bir hayır beklesin”
Kılıçdaroğlu, CHP eski CHP değil diyor. Millet bunların eskisinden ne hayır gördü de yenisinden bir hayır beklesin. Onlar önce kendi içlerindeki Rum, Yunan, Avrupa, Amerika, PKK, FETÖ sevdalısı beşinci kol elemanlarını temizlesinler. Ülkenin diğer tüm meselelerini Allah’ın izni ve milletimizin desteğiyle biz hal yoluna koyarız.
“TÜSİAD’ın başına gelen beyefendi, dış politikada sen bize ders veremezsin”
NATO meselesinde de İsveç ve Finlandiya terörle mücadelede net, somut ve kararlı adımlar atana kadar duruşumuzu kesinlikle değiştirmeyiz. Ey TÜSİAD’ın başına gelen beyefendi, dış politikada sen bize ders veremezsin. Sen daha çıraksın, kalfa dahi olamadın. Dün bir, bugün iki ne oldu da bu iktidara ders vermeye kalkıyorsun, önce haddini bil, haddini bil.
Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Bunu da bilmeleri lazım. Biz dış politikada İsveç, Finlandiya, niye bunlara karşı tavır alıyoruz? Neden? İsveç’in Finlandiya’nın sokaklarında terör örgütleri cirit atarken biz onlara kapılarımızı mı açacağız? Onların yanında mı yer alacağız ey TÜSİAD? Siz onların yanında yer alabilirsiniz. Biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız, bunu bilesin.
“Bu kapı, yerli ve milli duruş sergileyene açıktır”
İşte batıyı görüyoruz. Almanya’da caddelerde Alman polisinin nezaretinde bu terör örgütleri yürüyüş yapıyorlar, Fransa’da yürüyüş yapıyorlar. Maalesef İngiltere’de böyle. Avrupa’nın bütün ülkelerinde aynı durumla karşı karşıyayız. Bütün bunlara karşı sizin ali menfaatlerinizi korumak için sesimizi çıkarmayacak mıyız? Kusura bakmayın, sizden önce gelen ağababalarınız da aynı kafadaydılar, görüyorum ki siz de aynı kafadasınız. Eğer TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın ve görüyorum ki sizler aynı merkezden idare ediliyorsunuz. Aynı merkez belli, CHP. Oradan size neyi sufle ediyorlarsa siz de aynen o ağızla konuşuyorsunuz. Sizden önceki ağababalarınız da böyle konuşuyordu, siz de aynı şekilde konuşuyorsunuz. Öyleyse bu kapı, yerli ve milli duruş sergileyene açıktır, yerli ve milli duruş sergilemeyene kapalıdır.
“Aynı delikten bir daha asla ısırılmayacağız”
Toprağa düşen vatan evlatlarının acısıyla her gün yüreğimiz dağlanırken kimse bizden faklı hareket etmemizi beklemesin. Bu konuda ülkemizin temennilerle, ucu açık ifadelerle kaybedecek vaktinin olmadığının özellikle bilinmesini istiyorum. Bizden önceki yönetimlerin düştüğü hataya düşmeyecek, aynı delikten bir daha asla ısırılmayacağız.
“Milli hava yolumuz uluslararası uçuşlarını Türk Hava Yolları ismiyle yapacaktır”
Bu arada dünyada ülkemizin adını Turkey’den Türkiye’ye dönüştürme kararımızı başarıyla hayata geçirirken, diğer alanda aynı yöntemi takip edeceğimizi bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu kapsamda artık milli hava yolumuz da uluslararası uçuşlarını Turkish Airlines değil, Türk Hava Yolları ismiyle yapacaktır. Bu kadarı öküz altında buzağı arayanlara herhalde yeter.
“Terör örgütünün belediye başkanı oraya su dahi getiremedi”
Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta Van’daydık. Havalimanından toplu açılış törenini yaptığımız meydana, oradan tekrar dönüş yoluna kadar Van’daki her anımızda vatandaşlarımızla samimi ve coşkulu bir şekilde hasret giderdik. Bu gidişimizde terör gölgesinden kurtulan, depremin ardından yeniden inşa ettiğimiz altyapısıyla yüzünü geleceğe dönen bir Van gördük.
Akşam gençlerle Van Denizi’nin kenarında bir araya geldik. Tarımdan sanayiye ve turizme kadar her alanda kabına sığmayan, büyüme ve gelişme yolunda sabırsızlanan bir Van gördük. Van sadece bölgesinin değil, ülkemizin en önemli lokomotiflerinden biri olmaya hazırlanıyor. Biz de gerek son 20 yılda yaptığımız yatırımlarla gerek hala devam eden çalışmalarla gerekse yeni projelerle Van’ın hep yanında olduk, olmayı sürdüreceğiz. Bundan 11 yıl önce Van depreminden hemen birkaç saat sonra şehre vardığımda karşılaştığım manzaraya bugünkü fotoğraf arasında adeta asırlık fark var.
Hamdolsun bu güzel şehri ayağa kaldırma, bu güzel şehrin insanlarına umut aşılama şerefine biz nail olduk. O zaman terör örgütünün belediye başkanı oraya su dahi getiremedi. Biliyorsunuz büyükşehirlerde su getirme görevi belediyenindir ama onlar getiremedi. Biz DSİ kanalıyla Van’ın su problemini çözdük. Bunu benim Vanlı kardeşlerim herhalde çok iyi biliyordur. Bundan sonraki süreçte de durum aynı şekilde devam etti. Altyapısından üstyapısına kadar bütün bunları biz yaptık.
“Edremit, adeta bir yalı kent haline dönmüş”
On binlerce konut inşa ettik Van’da. Şu anda o gün gençlerle yaptığımız sohbeti, Edremit ilçesinin olduğu bölgede yaptık. Edremit, adeta bir yalı kent haline dönmüş. O şekilde modern konutlarla beraber Edremit ilçesi bir güzellik arz ediyor. Bu hale geldi. Erciş’e bakıyorsun, Erciş aynı şekilde. Bunları hep iktidarımız yaptı. Onların da yine konutları yine her şeyiyle çok çok güzel, gezip görmeye de değer, bu halde. Tuşba aynı. Geçenlerde malum bir deprem yaşadılar ve o deprem tabii bizleri ciddi manada üzdü ama Allah’tan burada ölüm vakalarıyla karşılaşmadık. Esasen terör örgütünün pençesinden kurtardığımız, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her türlü altyapısını inşa ettiğimiz bölgedeki tüm şehirlerimizde benzer bir kıpırdanma görüyoruz.
Hemen denizin öbür tarafında Bitlis Tatvan aynı şekilde. Orası da ayağa kalkıyor. Bitlis’in Ahlat’ı görülmeye değer. İnşallah Ağustos’un 25’inde Ahlat’ta olacağız ve Ahlat’tan doğru 26 Ağustos’la ilgili anma merasimlerini yaşamaya yürüyeceğiz. Allah’ın izniyle bu dip dalganın önünde terör örgütü artığı siyasetçilerle, yurt dışında ülkemizi karıştırmak için sürekli fitne ateşi yakan mankurtlar başta olmak üzere kimse duramayacaktır.
“Vatan topraklarının her karışına izimizi ve terimizi bırakmayı sürdüreceğiz”
Milletimiz doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle yüreğini açmış bizi bekliyor. Yeter ki biz buna layık olalım. Yeter ki biz buna layık olacak gayreti, çalışmayı, mücadeleyi ortaya koyalım. Yeter ki biz eser ve hizmet siyasetimizi samimiyet ve tevazuu ile taçlandıralım. Emin olun gerisi çok kolay. Bunun için önce 2023 seçimlerini zaferle neticelendirmeliyiz. Böylece hem milletimizin 20 yıllık kazanımlarına sahip çıkacak hem 2023 hedeflerimizden geri adım atılmasına izin vermeyecek hem de 2053 vizyonumuzu güçlendirecek bir başarı kazanmış olacağız. İnşallah 2023’ten sonra da 23 milyon üye hedefiyle daha çok çalışarak vatan topraklarının her karışına izimizi ve terimizi bırakmayı sürdüreceğiz.
“2023 seçimleri için geri sayımın başladığını söyleyebiliriz”
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri önümüzdeki yılın aşağı yukarı bugünlerinde yapılacak. Dolayısıyla 2023 seçimleri için geri sayımın başladığını söyleyebiliriz. Her ne kadar muhalefet tarafı erken seçim lafları etmeyi sürdürüyorsa, seçim takvimi kendi mecrasında zaten ilerliyor. Aslında muhalefetin erken seçim falan istediği yok. Hatta bizim ülkemizde muhalefet mümkünse hiç seçim olsun istemez. Çünkü bunlar herhangi bir sorumluluk üstlenmeden sadece konforunu yaşayarak siyaset yapmaya alışmışlar. Milletin derdiyle dertlenmek, bölgesel ve küresel krizlerle boğuşmak, eser ve hizmet peşinde koşmak, bunların yapmak isteyecekleri bir iş değil.
İşte sel felaketinde İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in halini gördük görüyoruz. Herhangi bir altyapı çalışmaları var mı? Yok… Hiçbir altyapı çalışmaları da olmadığı için bu felaketlerde bakıyorsunuz birisi Bodrum’da seyahatte, öbürü bakıyorsunuz Eskişehir’de seyahatte, öbürü nerede olduğu belli değil böyle garip bir yapı var. Bunlar dertli değil. Bunların millet için, vatan için aşkınan koşmak gibi bir dertleri de yok. Nitekim kazara bir sorumluluk altına girdiklerinde ortaya çıkan manzarayı hep birlikte gördük.
“Tarihi zaten belli olan seçimler için ortada aday yok”
Her gün seçim lafı ettiği halde daha adayının ismini zikredemeyenlerinin derdinin ülkeye ve millete hizmet olmadığını anlamak için öyle çok derin analizlere ihtiyaç yoktur. Her şey gün gibi ortada. Bir masa kurmuşlar ama buradan çıkan hiçbir siyaset, hiçbir karar, hiçbir irade mevcut değil. Evet, 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayını belirleme meselesi de hocanın borcunu ödeme fıkrası gibi ilerliyor. Güya seçim tarihi belli olsa adayları hazır. Ama tarihi zaten belli olan seçimler için ortada aday yok. Kendilerine adayınızı nasıl belirleyeceksiniz diye sorulduğunda Nasrettin Hocanın borç ödemesinden daha muğlak cevap veriyorlar.
Önce oturma sırasında anlaşabilirsek bir araya geleceğiz diyorlar, sonra yine başarabilirsek ilkeleri, prensipleri, öncelikleri belirleyeceğiz diyorlar. Ardından uzun bir aday listesi çıkaracak, her adayın artılarını eksilerini tespit edeceğiz diyorlar. Şayet masanın etrafındakilerden biri arıza çıkarmazsa uzun listeyi biraz daha kısaltacağız diyorlar. Kısa listedeki adayları herkes irtibat halinde olduğu yabancı büyükelçilere sunacak, onların icazetini ve kararını bekleyeceğiz diyorlar. Tüm bunları atlattıktan sonra adayları tekrar görüşecek, tekrar tartışacak, yeniden masaya yatıracağız diyorlar. Şayet seçimi kaçırmaz, sandığa gitmeyi de unutmazsak milletimizin huzuruna bir adayla çıkacağız diyorlar.
Nasreddin Hocanın ektiği çalılarla borcunu ödeme ihtimali, 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayı belirleme ihtimalinden daha fazladır. Aylarca masada kimin nerede oturacağının kavgasını vermiş bir curcuna ittifakından başka ne beklenebilir ki? Henüz kendi meselelerini çözmeyi beceremeyenlerin milletimizin sıkıntılarına derman olması mümkün mü? Her hafta bir skandalla, bir kumpasla, bir siyasi ayak oyunuyla gündeme gelenlerin bırakın seçimi, daha önce ifade ettiğim gibi 2023’ü görmeleri dahi muhaldir.
“Bu nasıl aday ki siyaset sahnesinde kaldıkça boyası dökülüyor”
6’lı masa tarafı adaylarını açıklamama stratejilerinden birinin de yıpranma korkusu olduğunu söylüyor. Şayet adaylarını bugünden ilan ederlerse bir sene içerisinde o isim yıpranabilirmiş. Bu nasıl bir aday ki ismi gündeme gelir gelmez hemen yıpranıyor. Bu nasıl bir aday ki millet tanıdıkça sevme, teveccüh etme yerine ondan soğuyor, sırt çeviriyor. Bu nasıl aday ki zaman geçtikçe, güneşi görünce eriyen buz misali itibar ve zemin kaybediyor. Bu nasıl aday ki siyaset sahnesinde kaldıkça boyası dökülüyor, makyajı akıyor, gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Bunun adı strateji değil, siyasi hokkabazlıktır, milleti kandırma gayretidir. Anlaşılan o ki bunlar defolu ürün satan gözü açık tüccar misali, el çabukluğu ve katakulli ile adaylarını sandıktan çıkarma peşindeler. Şark kurnazlığı hesaplarıyla sadece kendi seçmenlerini değil, milletimizin tamamının basiret ve ferasetini hafife alıyorlar.
Biz sabırla ve azimle çalışacak, kendi işimize bakacak, kendi programımızı uygulayacak, kendi hedeflerimize odaklanacağız. Milletimiz, onlar hakkındaki nihai hükmünü önümüzdeki yıl haziran ayında, sandıkta verecek.
“Bu kadının dosyası çok kabarık”
6’lı masanın altındaki gizli ortak HDP’nin terör örgütü elebaşılarının emriyle geçtiğimiz günlerde yol açtığı rezalet görüntülerini de unutmadık. İstanbul Kadıköy’de işlenen rezaletin başrolünde yer alan sözde milletvekilinin, yine onun yanında, arkasında yer alan milletvekillerinin geçmişte hangi provokasyonlarda yer aldığını, hangi karanlık niyetlere alet olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu kadının dosyası çok kabarık. 60 küsur dosyada suç layihası var. Kendisinden bu ihanetinin bedelinin hukuk önünde sorulmasının sonuna kadar takipçisi olacağız. Açık ve net söylüyorum. Süratle dokunulmazlığının kaldırılıp, yine süratle bu türlerinin artık bu kutlu çatı altında yer almalarının mümkün olmadığını AK Parti olarak bizler ortaya koyuyoruz. Meclis’in de bu hususta üzerinde düşeceğini yapacağına inanıyoruz.
“Buğday krizini çözmek için yoğun gayret sarf ediyoruz”
Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle ortaya çıkan ve tüm ülkeleri ilgilendiren buğday krizini çözmek için yoğun gayret sarf ediyoruz. Bunun yanında ayçiçeği yağı, bütün bunlarla ilişki devam ediyor ve elhamdülillah herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Ülkemizin kendi vatandaşlarının temel ihtiyaçları kapsamındaki hububatı, sebzeyi, meyveyi üretme konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Dünyanın önde gelen gıda ihracatçılarından biri olarak sektörün ihtiyacı olan buğday, şeker ve benzeri ürünleri dışarıdan alıyoruz. Bu gıda sektörünün üretim ve ihracat ihtiyacını karşılamak içindir.
Çiftçilerimizin tohum, mazot, gübre gibi girdilerin artışlarının farkındayız. Bunun için alım fiyatlarını yüksek tutmaktan, prim ve destekleme rakamlarını artırmaya kadar pek çok önlem alıyoruz. Dünyanın ciddi bir gıda kriziyle yüz yüze olduğu şu dönemde üretimin artarak sürmesi, en başta gelen önceliğimizdir.
Çalışanlar ve emekliler için Temmuz ayında enflasyon farkı verilecek. Yılbaşında da kapsamlı ve rahatlatıcı adımlar atılacak.