Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

8 Mart Dünya Kadınları Günü.. İşte Bilime Yön Veren Türk Kadınları

ZİYNETİ KOCABIYIK Birleşmiş Milletler

ZİYNETİ KOCABIYIK

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’e bağlı UNESCO İstatistik Enstitüsünün geçtiğimiz yıllarda yayınladığı bir rapora göre Türkiye’de üniversite düzeyinde eğitim gören öğrencilerin yüzde 40’ını kadınlar oluşturuyor. Aynı rapor, her ne kadar bilim dallarında erkek öğrenci sayısı kadınları geçse de kadınların sağlık alanında yüzde 63,4’le çoğunluğu oluşturduğunu ortaya koydu. İlk Türk kadın doktor Sayfiye Ali’den Covid-19 aşısını bulan Dr. Özlem Türeci’ye kadar birçok Türk kadını hem Türkiye’de hem de dünyanın farklı noktalarında önemli başarılara imza atmaya devam ediyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde başta tıp olmak üzere birçok alanda dünya bilimine adını altın harflerle yazdıran Türk kadınlarından bir hatırlatma yapmak istedik.

 

DR. ÖZLEM TÜRECİ

Dünyada onaylanan ilk koronavirüs aşısını geliştirip insanlığın hizmetine sunan BioNTech şirketinin kurucusu Özlem Türeci belki de dünyanın en iyi tanıdığı Türk bilim kadını. Dr. Türeci, eşi Dr. Uğur Şahin’le birlikte kurdukları şirketin “baş tıp görevlisi” olarak Covid-19 aşısının geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Aslında kanser tedavisi için üzerinde çalıştıkları mRNA teknolojinden faydalanarak koronavirüs aşısı geliştiren BioNTech, şu anda çalışmalarını yeniden kanser aşılarına yöneltti. mRNA teknolojisini, kan kanserlerine karşı geliştirilen CAR-T hücre tedavisi ile bir araya getirerek, bu defa solit yani katı tümörleri hedef alarak, çığır açmayı umuyor.

 

CAR-T tedavisinde tümör hücrelerinin üzerinde bulunan Claudin-6’yı hedef alan yeni bir metot geliştirmeye çalışan BioNTech, bu hücre terapinin etkinliğini CARVAC adlı aşıyla arttırmak istiyor. Sınırlı sayıda hasta grubunda denen kanser aşısının akciğer, meme, yumurtalık, testis ve rahim kanseri üzerinde etkili olması bekleniyor. Dr. Türeci, aşının çalışmaları olumlu sonuçlanırsa iki üç yıl içinde insanlığın kullanımına sunulabileceğini söylüyor. Türeci ve Şahin, BioNTech aşısı ile Almanya’da Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı’na layık görüldü.

 

DR. CANAN DAĞDEVİREN

Türk fizik mühendisi Canan Dağdeviren, Harvard Üniversitesinin Genç Akademi üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçilen ilk Türk. Buluşlarıyla ABD’nin prestijli dergilerinden Forbes’ın ’30 Yaş Altı Bilim İnsanı’ listesine girmeşi başaran Dağdeviren, MIT (Massachusetts Institute of Technology) yayını Tecnology Review’ın her yıl açıkladığı ‘35 Yaş Altı Kâşifler Listesi’ne de adını yazdırmış bir isim.

 

Doktora çalışmalarında esnek ve katlanabilir, deri üzerine yapıştırılabilir veya giyilebilir elektronik aletler üzerine yoğunlaşan Dağdeviren, medikal teknoloji alanında pilsiz çalışan giyilebilir bir kalp çipi ve cilt kanserini teşhis etmeye yarayan bir cihaz geliştirdi. Dağdeviren, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü bünyesindeki araştırma laboratuvarı olan MIT Media Lab’de kendi araştırma grubunu yönetiyor.

 

ORD. PROF. DR İVET BAHAR

Boğaziçi Üniversitesindeki 15 yıllık kariyerinin ardından 2001 yılında ABD’ye giden Prof. Dr. İvet Bahar da yurt dışında göğsümüzü kabartan Türk bilim kadınlarından. Günümüzde hâlen Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesinde kurucusu ve başkanı olduğu ‘Bilgisayar Destekli Sistem Biyolojisi’ bölümünde 120 kişilik bir ekibi yöneten Prof. Dr. Bahar, aynı zamanda Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü NIH’ın desteklediği projelerle biyolojik bilimler ve ilaç tasarımları alanında çalışmalar yapan iki farklı merkezde de başkanlık görevini yürütüyor. Bununla birlikte Pittsburg Üniversitesinin İlaç Tasarımı bölümünde de başkan yardımcılığı görevini sürdürüyor.

 

“Ordinaryüs profesör” unvanını taşıyan Dr. Bahar, bu yıl öncülük ettiği hesaplamalı moleküler ve sistem biyolojisi çalışmalarıyla, milyonlarca hayatı kurtaran farmakolojik ürünlerin geliştirilmesine zemin hazırlaması dolayısıyla 21. Vehbi Koç Ödülü’ne de layık görüldü.

 

DR. BERNA SÖZEN

Akdeniz Üniversitesinin biyoloji dalında başladığı eğitim hayatını ABD ve İngiltere’de sürdüren Dr. Berna Sözen, kök hücre teknolojisiyle rahim olmadan erken embriyo gelişimi modellemesi üzerine çalışmalar yürütüyor. Cambridge Üniversitesinde başladığı araştırmalarında sperm ve yumurta olmadan erken gelişim dönemini taklit edebilen yapay embriyolar oluşturan Sözen’in çalışmaları dünyanın en prestijli bilim dergileri arasında yer alan Science ve Nature Cell Biology’de yayımlandı. Sözen’in bu buluşu ayrıca 2017 yılında MIT’nin bilimde çığır açan 10 gelişmesi arasında yer aldı.

 

DR. DUYGU ÖZMADENCİ

İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümünü bitirdikten sonra San Diego Üniversitesinde görev yapan Dr. Duygu Özmadenci, yumurtalık kanser hücrelerini çoğaltan FAK adlı proteinle ilaçlı mücadele metodunu keşfetti. Bu çalışmasıyla ABD’de 22 yıldır kanser araştırmalarına destek veren OCRA Vakfının her yıl yalnızca 10 kişiye verilen ödülüne layık görüldü. Deneylerde başarılı olan yöntemin kısa sürede kliniklerde de kullanılmaya başlaması bekleniyor.

 

DOÇ. DR. ELİF NUR FIRAT KARALAR

Kanser ve genetik hastalıkların moleküler temellerini belirlemeye yönelik çalışmalarıyla Avrupa Moleküler Biyoloji Örgütü (EMBO) tarafından Genç Araştırmacılar Programı’na seçilen ilk Türk bilim insanı Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar, kanser tedavisine ışık tutuyor. Amerika’da, uzun yıllar hücre yapısı üzerinde çalışmalar yaptıktan ssonra Türkiye’ye dönen Karalar, Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde Hücre İskeleti Araştırma Laboratuvarını kurdu. Laboratuvarında hücre ve organizma seviyesinde önemli fonksiyonları olan sentrozom ve silya ile ilgili çalışan Karalar, bu yapıların bozuklukları sonucu oluşan nadir genetik hastalıklar ile kanserin teşhis ve tedavisiyle ilgili araştırmalar yapıyor.