Yusuf Dural: “Sağlıkta İş Gücüne Odaklanılmalıdır”

Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Dural yazısında şu ifadelere yer verdi:

 

“İş güvencesi ve istihdam tahribatına meydan verilmeden, sağlıklı bir İstihdam mimarisi oluşturulması, iş gücü ile iş yükü arasındaki tutarsızlığa son verilmesi, en azından aradaki açığın asgari düzeye indirilmesi gerekmektedir.
Sağlık Çalışanları adına ayakları yere basan “kuşatıcı bir istihdam mimarisi” ne yazık ki henüz sağlanamadı. Kırılgan bir istihdam anlayışı ile yola revan olan sağlık çalışanları, hata götürmeyen bir hizmeti sunmaya tüm zorluklara rağmen fedakarca devam ediyorlar.

 

“Bu biçimsiz model hem çalışma barışını örselemeye hem de sağlık çalışanının sırtında yük olmaya devam ediyor”

Çalışma barışını etkileyen Farklı İstihdam Modelleri kamburu tam anlamıyla masaya yatırılamadı. Bu  biçimsiz model hem çalışma barışını örselemeye hem de sağlık çalışanının sırtında yük olmaya devam ediyor.
11 Mart 2019 tarihinde, tüm dünyada sınırlayıcı önlemleri aşarak yayılan ve küresel bir krize dönüşen pandemi bu yüklerin üstüne negatif anlamda format attı. Covid vakalarındaki artış ve bulaş kapma riskine nöbet ve mesai saatlerindeki artışların eklenmesi, sağlık çalışanlarını bedenen ve ruhen tükenmişliğe sevk etti.

Sağlık çalışanları, pandemi sürecinde de, her zaman  olduğu gibi görevlerini yerine getirme konusunda hiçbir zaman yüksünmediler. Yeni bir yük aldık diyerek görevlerini savsaklamadılar. Tam aksine, yüksek bir görev bilinci ile her türlü hastaya müdahalede en ön saflarda yer almayı sürdürdüler ve sürdürmeye devam ediyorlar.

 

Covid-19 pandemisi ile birlikte yaptığımız saha araştırmaları ve arama konferansları mevcut sağlık insan gücü kapasitesinin, hizmet sunumunda yeterli olmadığını bakar -kör gözlere bir kez daha gösterdi. Bu dönemde de bir miktar sağlık çalışanı ataması yapıldı. Ama bu da bu açığı kapatamadı.
Pandemi sürecinde her ülke kendi gerçekliği üzerinden bir strateji geliştirdi ve pandemi ile kendi mücadelesini sürdürdü.

Şimdi soru şu; Sağlık İnsan gücü arzı ve yetersizliğinde ülkemiz diğer ülkelere kıyasla ne durumda? Gelin OECD ve AB verileri karşılaştırarak bulunduğumuz duruma bir bakalım.
“100.000 Kişiye Düşen Hemşire ve Ebe Sayısının Uluslararası karşılaştırmasını incelediğimizde Türkiye 306 hemşire ve ebe sayısı ile hem OECD (953 hemşire ve ebe) hem de AB (851 hemşire ve ebe) ortalamasının çok altında ve son sıradadır.

 

“Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında İlkokul için OECD ortalaması 15 iken Türkiye 17, ortaokul için OECD ortalaması 13 iken, Türkiye 16’dır.”

Bir karşılaştırma yapma ve durumu daha iyi değerlendirebilme imkanı açısından, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından diğer ülkelerle durumumuzu kıyaslayalım: “Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında İlkokul için OECD ortalaması 15 iken Türkiye 17, ortaokul için OECD ortalaması 13 iken, Türkiye 16’dır.” Yani Türkiye sağlık insan gücündeki mevcut duruma kıyasla öğretmen istihdamı açısından gayet iyi durumdadır. Bu ülkemizin gelecek nesilleri için bir şans bir başarıdır.

OECD verilerine göre ülkemiz, Avrupa ile karşılaştırıldığında sağlık çalışanı istihdamında halen son derece yetersizdir. 2020 yılı OECD Avrupa verilerine göre bin kişiye düşen hemşire oranı 8,2 iken, bizde ise 2,3 tür.  Hekim oranlarına baktığımızda ise bin kişiye düşen 3,8 lik hekim oranı bizde 1,9’dur.
Sağlık insan gücünün yeterli seviyeye ulaşması ve istihdam eksikliğinden kaynaklı sorunların son bulması için her yıl düzenli olarak on binlerce sağlık çalışanı istihdamı sağlanmalıdır.

 

Yusuf Dural: “Ülkemiz istihdamda yeterli seviyeye ulaşamamıştır”

Ülkemiz sağlık hizmet kalitesi ve kapasitesinin yanı sıra hizmet alım oranının da artış göstermesine rağmen istihdamda yeterli seviyeye ulaşamamıştır. Sağlık çalışanlarında iş yükü halen Avrupa’ya oranla 4 kat daha fazla seyretmektedir.
Tüm bunlar göstermiştir ki; emek- hak ve sosyal hayat standartları açısından sağlık çalışanları; yoğun iş yüküyle, kalitesiz uyku ve yorgunlukla, aile yaşamlarının altüst oluşuyla çetin bir imtihandan geçmektedir.
Tükenmişliği ve şiddet kabusunu hesaba katarsak varın genel psikolojik durumu siz hesap edin.

Sağlık çalışanları için artık iflas etmeyecek, tükenmişliğe neden olmayacak bir motivasyon kaynağı kaçınılmaz olmuştur. Bu motivasyonun kaynağı, sağlık ordusunun güçlendirilmesi, sağlıkta istihdamın ivedilikle gündeme alınmasıdır. Bu hem görev bekleyen sağlıkçılara umut olacak hem de halihazırda çalışanların huzur ve memnuniyetini sağlayacaktır.

 

“İstihdam gerçeği,  Adil Ücret-Çalışma Barışı- -İş Güvenliği-Şiddet ve Sosyal Güvenlik açısından çok yönlü konuşulmalıdır.”

Sağlık insan gücünün gerekliliğine odaklanılmalıdır. Tüm bunlar sağlık hizmet kalitesinin artırılmasının ve ülkemizin kalkınmasının bir gereği olarak düşünülmelidir. Yerinde ve çalışma barışını destekler nitelikte bir istihdam politikası toplumsal kalkınmanın önemli unsurlarından biridir.  Bu anlamda, kalıcı stratejiler geliştirilme zorunluluğu vardır.

Önceliğimiz, istihdam yetersizliklerinin temelinde yatan nedenleri her platformda vurgulayarak, sağlık insan gücüne yatırımları artırmak için stratejiler geliştirilmesi yolunda mücadelemizi sürdürmektir.”

Exit mobile version