Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Sağlık Çalışanları İle İlgili Kanun Teklifini Değerlendirdi

Sağlık-Sen tarafından Memur-Sen Genel Merkezi’nde, Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile sağlık çalışanlarının sorunlarının değerlendirildiği basın toplantısı düzenlendi.

Semih Durmuş, burada yaptığı konuşmada, sağlıkçılara sağlanan performansa bağlı ücret sisteminin hastanenin gelirlerine göre değişiklik göstermesinin adaletsizlik oluşturduğunu vurguladı.

Bu durumun, farklı hastanelerdeki sağlık çalışanlarının unvanları aynı olsa da farklı ücretler almasına yol açtığına işaret eden Durmuş, “Aynı ilde çalışan uzman hekimlerin biri diğerinden 2-3 kat fazla ücret alabiliyor. Aynı işi yapmalarına, aynı performans puanını üretmelerine rağmen ücretlerinde 3 katlık fark olabiliyor. Ebe hemşire sağlık memurları arasında 3 bin liraya varan ücret farkları oluşuyor.” dedi.

 

Durmuş, bu kapsamda mevcut kanun teklifinin, hastaneye bağlı ödemelerin merkezi sistemden yapılmasını sağlayacak şekilde düzenlendiğini belirterek, “Herkesin emeği ve hizmeti karşılığında belirli bir ücreti almasını istiyoruz. Bu noktada da adalete vurgu yapıyorduk. Ödemeler, merkezi bütçeye alındığında adaleti tesis edebilme imkanına kavuşmuş oluyoruz. Dolayısıyla bu düzenlemedeki en önemli maddelerden biri, döner sermaye dağılımının merkezileştirilmesi, merkezi bütçeden yapılacak şekilde olması. Bu düzenleme ücretlerde adaleti sağlayacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Kanun taslağında, sağlık çalışanlarının ücretlerinin yükseltilmesine ilişkin de düzenleme olduğunu dile getiren Durmuş, döner sermaye tavan oranlarının artırılmasının ücretlere de olumlu yansımasını beklediklerini kaydetti.

 

Durmuş, taslakta uzman hekim ve hekimlerin emekliliklerine yönelik düzenlemelerin de olduğunu söyleyerek, “3600 ek gösterge düzenlemesinde 600 puan iyileştirme yapılırken burada da ekstra bir düzenleme yapılacak.” dedi.

Düzenlemenin üniversite hastanelerini ve adli tıp kurumlarını da kapsadığını vurgulayan Durmuş, “Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını kapsayan önemli bir düzenleme olduğunu görüyoruz. Eğer ikincil mevzuatta bu düzenlemelerin içi boşaltılmazsa sağlık çalışanları arasında memnuniyet oluşturacak bir düzenleme olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

 

“Her yıl 60-70 bin istihdam yapılmalı”

Semih Durmuşsağlık çalışanlarının önemli sorunlarından birinin de istihdam olduğuna dikkati çekerek, “Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamalarına göre baktığımızda Türkiye’de bir hemşire, 4 ebe hemşirenin yapması gereken işi tek başına yapıyor. Bu sağlık çalışanlarının çalışma yüklerini çok fazla artırıyor ve çalışma sürelerini uzatıyor. Günlük 13 saat ortalamayla çalışıyorlar, ayda 13-14 gün nöbet tutuyorlar.” dedi.

Bu durumun sağlık çalışanlarının aile hayatını olumsuz etkilediğini söyleyen Durmuş, bu yüzden her yıl 60-70 bin istihdamın yapılması gerektiğini vurguladı.

 

Radyoloji Çalışanlarının Şua İzni

Durmuş, geçen haftalarda radyoloji çalışanlarıyla ilgili yönetmelik düzenlemesi yapıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Yönetmelikte saat hesabı yapılarak sağlık çalışanlarının, sağlık izni kullanma hakkı belli şekilde kısıtlandı. Buna itiraz ettik ve dava açtık. Çünkü kanunda açık ve net hüküm var. Radyoloji çalışanlarının, radyasyona maruz kalan çalışanların, radyasyon etkilerinden korunabilme, vücutlarını yenileyebilme adına tanınan sağlık iznini kısıtlayıcı yapılan düzenlemelerin iptali için dava açtık. Bu davayı yüzde 100 kazanırız. Çünkü kanunda yapılan bir düzenlemeyi yönetmelikle değiştiremezsiniz.”

 

Sağlık turizmi

Hizmete açılan ve açılacak olan şehir hastanelerinin, sağlık turizminin artırılmasına katkı sağlayabileceğine işaret eden Durmuş, “Türkiye’de sağlık turizmi özel sektör tarafından yapılıyor ama kamu tarafından sağlık turizmi yeteri kadar yapılmıyor. Şehir hastanelerinin, Türkiye ekonomisine yıllık 20-25 milyar dolar bir katma değer getirebilme imkanına sahip.” değerlendirmesinde bulundu.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuşsağlık turizminin artırılarak gelir sağlanmasının sağlık hizmetlerine olumlu yansıyacağını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye, sağlık turizmini kamuda etkin hale getirirse döner sermaye dağıtımını, kaynağı oradan rahatlıkla finanse edebilir. Türkiye’de 20-25 milyar dolar, 2-3 milyon sağlık turistinden elde edebilecek olduğumuz gelirdir. Bu 20-25 milyar dolar, 84 milyona sunulan sağlık hizmetinin Türkiye bütçesine maliyetidir. Bu sağlık hizmetlerinin kalitesini de artırır, sağlık çalışanlarının ücretlerini artırır, vatandaşın sağlık hizmeti alımını da çok güçlendirir.”

Exit mobile version