“TURKOVAC, Türkiye’de aşı üretiminde altyapının oluşmasını, aşıları üretebilecek kişilerin tecrübe kazanmasını sağladı, bu yeni aşı çalışmalarına çok ciddi katkı sağlayacak.” şeklinde konuşan Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, gelecekte yeni salgınların yaşanma ihtimalinin çok yüksek olduğuna ve bu durumda aşı geliştirme çalışmalarının büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
Dün tamamlanan sempozyumda, AA muhabirinin sorularına cevap veren TURKOVAC Faz 3 Çalışması Ülke Koordinatörü Prof. Dr. Serhat Ünal, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve TÜSEB Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, çıkabilecek yeni salgınlara karşı hazırlıklı olmanın önemine yer verdi.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığınca (TÜSEB) gerçekleştirilen “Geleceğin Pandemileri Sempozyumu”nun ikinci gününde uzmanlar, aşı geliştirme çalışmalarından yapay zeka teknolojilerine kadar birçok konu başlığını inceledi.
Sempozyumda, Kovid-19 salgınında elde edilen deneyimler ve olası salgınlara karşı yapılması gereken hazırlıkların tartışıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, Türkiye’nin Kovid-19’un tanı ve tedavisinde güçlü bir tecrübeye sahip olduğunu vurguladı.
Yerli inaktif Kovid-19 aşısı TURKOVAC ile Türkiye’nin seneler sonra yeniden kendi aşısını geliştirmenin mutluluğunu da yaşadığını ekleyen Prof. Dr. Ünal, TURKOVAC’ın geçirdiği evreleri hatırlatarak, şu an isteyen herkesin bu aşı seçeneğini de güvenle tercih edebileceğini söyledi.
Prof. Dr. Ünal, “Türkiye daha önce zaten kendi aşısını yapmak üzere bir yola çıkmıştı, devam eden birçok çalışma vardı. Pandemi bu süreci çok hızlandırdı. TURKOVAC bir dönüm noktası oldu ve eminim Türkiye, bundan sonra ihtiyacı olan aşıları üretme yolunda hızlı adımlar atacaktır.” sözlerinde bulundu.
“Kovid-19 maalesef yeniden artışa geçecek”
Kovid-19’un bulaşıcılığı yüksek Omicron varyantı ve alt türlerinin ağır hastalık yapma kapasitesinin daha az olduğuna dikkat çeken Ünal, şunları söyledi:
“Kovid-19’un ölümcüllüğü bir miktar azaldı ama bu vakaların bittiği ve bundan artık hiç kimsenin hayatını kaybetmediği anlamına gelmiyor. Bu nedenle aşı çok önemli, aşılanmış kişilerde hastalığın ölümcül olma ihtimali çok düşük. Önümüzdeki günler solunum yolu enfeksiyonları mevsimi ve maalesef Kovid-19 da yeniden artışa geçecek. İngiltere başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinden bu sinyaller gelmeye başladı, bir artış yaşıyoruz. Bu nedenle zamanı gelen herkes Kovid-19 aşılarını yaptırmalı.”
“Benzer pandemilerin yaşanma ihtimali çok yüksek”
Prof. Dr. Ateş Kara da Kovid-19 salgınının global yaşamın her alanını etkilediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Önümüzdeki dönemde benzer pandemilerin yaşanma ihtimalinin çok yüksek olduğunu biliyoruz. Çünkü insanoğlu, kendi yaşam alanının dışında, bugüne kadar karşılaşmadığı ortamlarla karşılaşmaya ve çok iç içe olmadığı diğer canlı türleriyle iç içe yaşama alanlarına doğru geçiyor. Bunun anlamı şu, önümüzdeki dönemde büyük olasılıkla yeni mikroorganizmalarla karşılaşılacak, bu büyük ihtimal yine bir virüs olabilir. Eğer bu mikroorganizmalar Kovid-19 gibi kolay geçiş özelliği gösterirse salgınlara neden olabilme ihtimali var.”
“TURKOVAC yeni aşı çalışmalarına ciddi katkı sağlayacak”
Gelecek salgınları önleme veya bu salgınlarla baş etme noktasında aşı geliştirme çalışmalarının ve elde edilen tecrübelerin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Kara, TURKOVAC’ın aşıya ulaşamayan Afrika ülkelerine de gönderildiğini hatırlattı.
Prof. Dr. Kara, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkemiz Kovid-19 aşısını üretebilen 9. ülke. Gelecekte yaşanabilecek pandemilere karşı da elimizdeki en güçlü silahımız, mücadele yöntemimiz aşı olacak.
TURKOVAC, Türkiye’de aşı üretebilme yeteneğine sahip olabilecek altyapının oluşmasını, aşıları üretebilecek yetkinlikteki kişilerin tecrübe kazanmasını sağladı. Bu yeni aşı çalışmalarına da çok ciddi anlamda katkı sağlayacak. Türkiye, klinik araştırmalarda çok ciddi başarı elde etmiş ülkelerden biri. Tarihinde aşı üretim kültürü var, çok ciddi şekilde aşı üretmiş ve dünyanın klinik kullanımına sunmuş bir ülkeyiz. Bunun tekrar canlandırılıyor olması da ayrıca büyük bir avantaj.”