Erdoğan mı ?
Kılıçdaroğlu mu ?Olağanüstü bir durum yaşanmazsa 2-3 gün sonra seçim sonuçlarını konuşuyor olacağız.
Normalde bayram havasında geçmesi gereken atmosfer ne yazık ki,seçime değil de savaşa gidiliyormuş izlenimini veriyor.
Bu durum ise toplumu ciddi anlamda rahatsız etmeye devam ediyor.Özellikle iktidarın,
biz varsak devlet var,bayrak var,din-diyanet var içerikli söylemi,yanlış bir tutumdur.
Ancak,
gittikçe sertleşen üslup ve tavır,
demokrasi sadece kendileri içinmiş düşüncesini öne çıkartmak da yanlıştır.Millet İttifakı’nın bileşenleri,
milliyetçi, muhafazakâr, İslamcı,Atatürkçü olarak nitelendireceğimiz kimliklerden oluşuyor. CHP ve İYİ Parti farklı görüşlere kucak açmış olsa da kendi içlerindeki büyük çoğunluk, Cumhuriyet’in temel ilkeleriyle barışık,hatta bu değerler olmazsa olmaz diyenlerden.
Tüm bunlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan,Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken, yukarıda bahsi geçen kavramları ve Millet İttifakı’nın bileşenlerini dikkate almak bir yana “Dini olmayan,diyaneti olmayan,bayrağı olmayan,ezanı olmayan kimler destekliyor Bay Kemal’i” diye soruyor ve cevabını da “Teröristler” diyerek veriyor !Bu kategorizasyon tüm muhalefeti incittiği gibi milyonlarca seçmenlerini incitmektedir.
Yarın muhalefete düşüldüğünde,
aynı sözler AK Parti seçmenine söylenmeye kalkışılsa,razı olunur mu?
Doğru olur mu ?
Olamaz tabi ve kabul edilemez !Atalarımızın güzel bir sözü var ;
Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma.Şimdi de biz soralım ;
Muhalif olmak terörist olmak mıdır ?Muhalefet yapmak vatana ihanet midir ? İktidarın değişmesini istemek en temel demokratik hak değil midir ?
Yanlışları, eksiklikleri, haksızlıkları, adaletsizlikleri dile getirmek muhalefetin boynunun borcu değil mi ?
Muhalefetin,
biz ülkeyi senden daha iyi yöneteceğiz, projelerimiz hazır, ekibimiz hazır demelerinden daha tabi bir talep ne olabilir ?Muhalefet,
demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Bırakın siyaseti bir yana,felsefeden bilime, edebiyattan sanata kadar her disiplin karşıtlarıyla var olur ve zenginleşir.Mevcut muhalifler içinde daha düne kadar AK Parti’ye oy veren bir seçmen kitlesinin de var olduğu ortada.
İlk defa CHP’ye oy vereceğim diyen milliyetçi ve muhafazakâr kişilerin varlığı da…İktidar olmak,
sorumluluk isteyen demokratik bir hak ise iktidardan gitmek de en az onun kadar sorumluluk arz eden demokratik bir süreçtir.
Demem o ki,
aslolan güzel bir ün bırakmaktır.Ülkemizde aynı düşüncede olmayan kişileri itibarsızlaştırmanın yolu,
Sen FETÖ’cüsün,Sen teröristsin,Sen vatan hainisin vb. sözlerden geçiyor.
Bu tür itham ve söylemler ayrımcılığa,kutuplaştırmaya ve nefrete dönüştürür.Cumhurbaşkanı Erdoğan ;
“Biz Allah’tan emir alıyoruz” diye söylemi,
İslam dinine uygun olmayan bir çıkıştır.
Zira.İslam inancına göre
Peygamberlerin dışında hiç kimse Allah’tan emir almaz ve yeryüzünde hiç kimse Allah’ın vekili değildir.
Her birey,
Allah karşısında aynı haklara ve aynı sorumluluklara sahiptir.
İslam ve siyaset, sadece ahlaki ilkeler üzerinden yan yana gelebilir.Milletin,
Seçim zamanı oy verirken dikkate alması gereken şartlar bellidir.
Devleti yönetecek kişi adil olmalı,dürüst olmalı, mütevazı olmalı,verdiği sözü yerine getirmeli, ayrım yapmaksızın her vatandaşı kucaklamalı, çocuklarını-damatlarını-akrabalarını kayırmamalı, israftan kaçınmalı, liyakati esas almalı, istişareye önem vermeli, ülkenin her evladını kendi çocukları gibi görmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ikinci yüzyıla taşıyacak vizyona sahip olmalı.Gençlere rol model olması gereken liderlerin, sözlerinde yalan,iftira ve kötü dil olmamalı.
Çünkü,
Makam ve koltuklar geçicidir.14 Mayıs seçimi,
ülkemiz ve yarınlarımız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Murat Vilken
Diğer Yazıları
Yazar