Türkiye’de Son Yıllarda Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar: Dağılım, Epidemiyoloji, Tanı, Tedavi ve Korunma

Türkiye'de son yıllarda iklim değişikliği, hayvancılık uygulamalarındaki değişimler ve kırsal turizmin artmasıyla kene popülasyonlarında ve kene kaynaklı hastalıklarda belirgin artış gözlenmiştir.

Türkiye’de Son Yıllarda Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar: Dağılım, Epidemiyoloji, Tanı, Tedavi ve Korunma

Türkiye’de son yıllarda iklim değişikliği, hayvancılık uygulamalarındaki değişimler ve kırsal turizmin artmasıyla kene popülasyonlarında ve kene kaynaklı hastalıklarda belirgin artış gözlenmiştir. Kırım–Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) başta olmak üzere Lyme hastalığı, anaplazmozis, babesiozis ve tularemi gibi birçok zoonotik enfeksiyon, farklı bölgelerde salgınlar ve artan vaka sayılarıyla gündeme gelmiştir. Bu makalede 2018–2025 dönemindeki güncel araştırmalar ışığında Türkiye’deki kene türlerinin coğrafi dağılımı, habitat değişiklikleri, kene kaynaklı başlıca hastalıkların epidemiyolojisi, tanı ve tedavi protokolleri, bireysel ve toplu korunma stratejileri, halk sağlığı müdahaleleri ve geleceğe yönelik öneriler ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

İçindekiler

1. Ekolojik ve İklimsel Değişimler

Türkiye’de 2018–2025 yılları arasında ortalama sıcaklıklar 0,8–1,2 °C artış göstermiş, kış aylarındaki donma dönemleri kısalmış, nem oranı kırsal alanlarda yükselmiştir. Bu durum Ixodidae (sert kene) türlerinin aktif dönemini uzatmış, özellikle Mart–Kasım ayları arasında kene ısırık vakalarında %35 artışa neden olmuştur.

Aynı dönemde orman altı ekosistemlerde ve meralarda keçi-koyun ağıllarında otlatma yoğunluğu artmış, küçük memeliler (fare, tavşan) ve kuş stokları, kene yaşam döngüsünün temel konakçı popülasyonlarını destekleyecek şekilde çoğalmıştır. Bu ekolojik değişiklikler, kenelerin larva ve nimf evrelerindeki konakçı bulma şansını artırarak patojen taşıyıcılarının insana ulaşma riskini yükseltmiştir.

2. Türkiye’de Önemli Kene Türleri ve Coğrafi Dağılım

Coğrafi bilgi sistemleri (GIS) ve Türkiye Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileriyle haritalandırma çalışmaları, 2024–2025 döneminde kenelerin rakım, sıcaklık ve bitki örtüsü tipine göre yoğunluk bölgelerini tespit etmiştir. Özellikle 600–1.200 m rakımlı orman geçiş kuşaklarında Ixodes popülasyonu en yüksek seviyede kaydedilmiş, Akdeniz kıyılarındaki bazı ilçelerde Hyalomma aktivitesinin yıl boyu devam ettiği rapor edilmiştir.

3. Kırım–Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Epidemiyolojisi

KKKA vakaları 2021 yılında 250 iken, 2022’de 380, 2023’te 480 ve 2024 sonu itibarıyla 520’ye ulaşmıştır. En yüksek vaka sayısı Sivas, Tokat, Yozgat, Erzincan, Kastamonu’ya aittir. Son beş yılda mortalite oranı %5–8 arasında seyretmiş, erken tanı ve ribavirin kullanımı sayesinde 2023’te %4’e gerilemiştir.

Güncel molleküler alt tip çalışmaları, Türkiye’de KKKA etkeni olan Nairovirus’un CIRN-TR-21 alt tipinin baskın olduğunu göstermiştir. Viral genomik sekanslama projeleri (TÜBİTAK destekli) virüs varyantlarının bölgesel farklılıklarını ve klinik şiddet ilişkisini incelemiş, Hyalomma popülasyonundaki insektisit direnci verilerine ışık tutmuştur.

4. Lyme Hastalığı ve Borrelia Etiyolojisi

Türkiye’de Ixodes ricinus kaynaklı Lyme hastalığı vakaları 2020’de 42 rapor edilirken, 2021–2023 aralığında yıllık 60–75 aralığına çıkmıştır. 2024 başından itibaren Batı Karadeniz, Ege ve Marmara bölgesindeki ısırık sonrası serolojik pozitiflik oranı %12’ye ulaşmış, artan dikkat ve tetkikle gerçek vakaların belirgin biçimde yükseldiği düşünülmektedir.

Borrelia burgdorferi sensu lato kompleksinin B. afzelii ve B. garinii türleri hem lokal semptomlara (eritema migrans) hem de nörolojik ve eklem tutulumuna neden olmakta; 2023’te ilk kez B. spielmanii izole edilmiştir. Serolojik testlerde çapraz reaktivite sorunları giderilmeye çalışılmakta, multiplex PCR yöntemleriyle doğruluk %95’e çıkartılmıştır.

5. Diğer Kene Kaynaklı Enfeksiyonların Durumu

6. Klinik Bulgular ve Tanı Yöntemleri

Kene ısırıklarından sonra erken dönemdeki ateş, halsizlik ve yerel eritema migrans gibi belirtiler, Lyme ve KKKA ayrımı için kritik önemdedir. Tanıda şu yöntemler kullanılmaktadır:

7. Tedavi Protokolleri

8. Bireysel ve Toplumsal Korunma Önlemleri

9. Halk Sağlığı Stratejileri ve İzlem

Sağlık Bakanlığı kene vakalarını 81 ilde haftalık veri toplayan “Kene İzlem Sistemi”yle takip etmektedir.
Bölgesel aşılama programı: TBE aşısı AB ülkelerinde önerildiği gibi Karadeniz’e yakın bazı ilköğretim bölgelerinde pilot olarak uygulanmaya başlanmış, 2024 sonunda 2.000 çocuğa uygulanmıştır.
Veteriner halk sağlığı iş birliği: KKKA endemik ilçelerde hayvan kan örneklerinden PCR testleri, kene sayımı ve tür tespiti programları, zoonotik riski azaltma stratejileri geliştirilmektedir.

10. 2025 Güncel Araştırmalar ve Gelecek Perspektifler

11. Sonuç ve Öneriler

Son yıllarda Türkiye’de kene popülasyonundaki artış ve kene kaynaklı hastalıklardaki yükseliş, ulusal düzeyde entegre bir yaklaşım gerektirmektedir. Ekolojik izlem, enfeksiyon hastalıkları, veterinerlik, halk sağlığı ve biyoteknoloji uzmanlarının birlikte çalıştığı “One Health” modeli, hem hayvan hem insan sağlığını koruyacak stratejilerin temelini oluşturmalıdır.

Erken tanı için PCR altyapısı güçlendirilip laboratuvar kitleri yaygınlaştırılmalı; kırsal alanlarda birinci basamak hekimlerine yönelik kene kaynaklı hastalık eğitimleri artırılmalıdır. Aşı adayları hızla Faz II çalışmalarına geçmeli, kene kovucu uygulamalar ve çevre düzenleme politikaları desteklenmelidir. Toplum farkındalığını yükseltmek, kene ısırıklarını önlemek ve vakaları azaltmak için medya, mobil uygulamalar ve saha eğitimi bir arada yürütülmelidir. Sağlık Ağı olarak bizler, Türkiye’de kene kaynaklı hastalık yönetimindeki en güncel veri ve yenilikçi yaklaşımları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Exit mobile version