TTB, Eylem Programının Devamını Açıkladı

Eylem programı kapsamında; “15 Nisan Cuma günü giderek artan sağlıkta şiddete karşı sözümüzü kurmak, Dr. Ersin Arslan şahsında kaybettiklerimizi anmak için hastanelerde, aile sağlığı merkezlerinde (ASM), toplum sağlığı merkezlerinde (TSM) … Tüm işyerlerimizde/sağlık kurumlarında anma etkinlikleri, saygı duruşları gerçekleştirileceğiz. Hastaneler, ASM’ler, TSM’ler tüm sağlık kurumlarında hekimleri, sağlık çalışanlarını, sivil toplum örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, esnaf […]

ttb eylem programinin devamini acikladi

Eylem programı kapsamında;

 

 

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Emek Bizim Söz Bizim” eylem süreci kapsamında yükseltilen taleplerin gündem olduğunu fakat siyasi iktidarın somut bir değişiklik için samimi davranmadığını hatırlatarak söze başladı. 10 acil talepten oluşan bir imza kampanyası başlatacaklarını ifade eden Korur Fincancı, imza kampanyası için siyasi partiler ile görüşmeler yaptıklarını da aktardı.

 

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip da ekim ayının başından bu yana bir eylem süreci içinde olduklarını ama iktidarın hekimlerin sesine kulak tıkadığını söyledi. Saip, “Biz biliyoruz ki bu bir maraton. Sesimizi duyurana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Haklarımıza da toplumun sağlık hakkına da sahip çıkmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Çiğdem Arslan tarafından okunan açıklama şöyle:

 

Vazgeçmiyoruz!

Haklarımız ve Toplumun Sağlık Hakkı İçin Mücadeleye Devam!

14-15 Mart Büyük G(ö)REV’i yakın dönemin en yoğun katılımlı eylemlerinden birisi olmuştur. Bizlerin emeğine ve geleceğine sahip çıktığı G(ö)REV’in gerek öncesinde ve gerek sonrasında çeşitli vaatlerde bulunan iktidar ne yazık ki bizi şaşırtmamış; zaten yetersiz olan bu vaatlerinin bile hiçbirini yerine getirmemiştir. Ne özlük haklarımızda bir iyileşme ne sağlıkta şiddette azalma ne de sağlığın herkes için ücretsiz olması… İyileşme bir yana pandemideki gibi gerçek verilerin yansıtılmadığı enflasyonda, her emekçi gibi biz hekimlerin de maaşları iyice erimiştir.

Sağlıkta şiddetse tırmandıkça tırmanmıştır. Kamu hastanelerinde, üniversitelerde hekim bulamayan halk, Sağlık Bakanı da dahil belli bir zümrenin elinde bulunan özel hastaneler zincirine fahiş fiyatlar ödeyerek sağlık aramak zorunda bırakılmıştır. Göç eden, tükenen hekimler iktidarın gündemi olamamıştır. “Giderlerse gitsinler” denilince hekimlere sahip çıkmayan Sağlık Bakanı; bizlere yazdığı kendi mektubuna da sahip çıkamamıştır.

 

Aşağıda bir kısmından bahsettiğimiz acil taleplerimiz de yanıtsız kalmıştır:

 

Hekimleri yoksulluk sınırının altına mahkûm edenler; emeklileri açlık sınırının altında ücretlerle yaşamak zorunda bırakanlar; gencecik meslektaşlarımızı kölelik koşullarında çalışmaya zorlayanlar; bizleri dillerindeki şiddetle anıp her gün şiddetle karşı karşıya bırakanlar sağlık için üzerlerine düşen bu diyorlarsa,

 

Bizlerin üzerine düşen de hekimlere, topluma verdiğimiz sözü tutup emeğimize, geleceğimize, sağlığımıza sahip çıkmaktır. Haklarımızı alana kadar mücadeleyi daha da yükselteceğiz demiştik, sözümüzün arkasında duracağız. Nisan ve mayıs aylarında “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecimizi devam ettireceğiz:

Exit mobile version