Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Huban Atilla, 3 yaşa kadar göz yapısı ve görme duyusunun hızlı geliştiğini belirterek, “Tanısı çocukluk çağında konulduğunda şaşılık ve göz tembelliğini tedavi edebiliyoruz.” ifadesini kullandı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Atilla, 57. Ulusal Oftalmoloji Kongresi için geldiği Antalya’da, şaşılık ve göz tembelliğinin tanı ve tedavisiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Atilla, halk arasındaki “yenidoğan görmez” inanışının gerçeği yansıtmadığını, yeni doğanların yüzde 15-20 görebildiğini dile getirerek şu açıklamayı kaydetti;
“Görme duyusu beynin, gözlerin fiziksel gelişimiyle ve öğrenmeyle 10-12 yaşına kadar gelişiyor. Her aşaması aynı hızda değil. İlk 6 ay çok hızlı öğreniyor. 3 yaşa kadar göz yapısı ve görme duyusu çok hızlı gelişiyor. 3 yaş dönemi doğru görme duyusunun kazanılması için çok önemli. Çocuğun kendini ifade edemediği bir dönem. O yüzden gözle ilgili problemlerde objektif tanı yöntemleriyle göz kontrolü yapılarak tanı konulabiliyor. Bu dönem hem hızlı gelişim hem de problemlerin sık görüldüğü dönem. Anne babalarda ‘Çocuk kendini ifade edemiyor doktora götürsek nasıl bakılacak’ gibi yanlış inanış var. Halbuki her aşamada biz çocukların göz muayenesi yapıp tanı koyabiliyoruz.”
Gözün sinir tabanlarıyla ilgili problemlerin tespit edilebildiğini aktaran Prof. Atilla, 3 yaş döneminde dışarıdan gelen bilginin yüzde 90 kaynağının görme duyusu olduğunu söyledi.
Atilla, görme duyusunun iyi gelişmesinin, çocuğun fiziksel ve sosyal gelişimindeki öneminden söz ederek konuşmasını şöyle sürdürdü;
“3 yaşından sonra okul çağına kadar hızlı gelişiyor ve 10-12 yaşında tamamlanıyor. Çocuk bu dönemde görmeyi öğrenemediğinde maalesef biz ileri aşamada bunu tekrar öğretemiyoruz. Beynin öğrendiği bir potansiyel ve sonradan kazandıramıyoruz. Hayatın 10-12 yaşında görmenin öğrenildiği dönemde eğer görmeyi olumsuz etkileyen bir problem varsa ki bunların en sık sebepleri şaşılık, gözlük numarası farklılığı ya da kapak düşüklüğü, katarakt gibi göz yapısal problemler göz tembelliğine sebep oluyor. O yüzden çocukluk dönemindeki taramalar, kontrol muayeneleri, gözlük ihtiyacı varsa onun takılması çok büyük önem taşıyor.”
“Toplumda yüzde 2-3 oranında göz tembelliği görülüyor”
Şaşılığın yüzde 85-90’ının çocukluk döneminde kendini gösterdiğini belirten Huban Atilla, çocukluk döneminde ortaya çıkan şaşılıkların yüzde 50’sine göz tembelliğinin eşlik ettiğini vurguladı.
Atilla; “Gözün birinde kayma olunca beyin o gözü kullanamadığından iki gözde de bulanık görme problemi yaşanıyor. Tanısı çocukluk çağında konulduğunda şaşılık ve göz tembelliğini tedavi edebiliyoruz.” dedi.
Toplumda yüzde 2-3 oranında göz tembelliği görüldüğünü bildiren Atilla, halk arasında şaşılığın estetik bir problem olarak kabul edildiğini, bunun görme kaybıyla alakalı bir durum olduğunun unutulmaması ve dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi. (Kaynak: AA)