15 Nisan 2020’de sağlıkta şiddet düzenlemesi yasalaşmıştı, Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan kişilere verilecek cezalar arttırılmıştı !
Gelin görün ki,
Sağlık çalışanları ve doktorlar üzerlerinde ameliyat önlükleriyle kapıları tutmak, sedyelerden barikat yapmak zorunda kaldı ve her gün farklı illerden farklı şiddet şiddet haberleri geliyor.
Sağlık çalışanları ve doktorlar görevini yapamaz duruma geldi.
Bunun dışında kurum içinde ciddi anlamda mobbinglere de maruz kalıyorlar.
Çok merak ettiğim sorudur bu ;
Yasaya rağmen şiddetin önüne neden geçemedik ?
Sağlık çalışanlarını ve doktorları nasıl koruyacağız ?
Sağlık çalışanlarına yapılan şiddetin çok çeşitli boyutları var. Bunlardan biri ceza boyutu, ki cezaların yeteri kadar caydırıcı olmaması önemli bir faktör diye düşünüyorum.
Hastaların talepleri arttı ve doktorlar sistemden kaynaklanan sorunlar nedeniyle bu taleplere yetişemeyince hasta ile karşı karşıya kalmaktadır.
Bir anlamda günah keçisi oldular…
Ayrıca
siyasetçi ve tüm yöneticiler,
söylemlerine son derece dikkat etmesi gerekir.
Maalesef düşünmeden edilen her söz şiddeti körüklüyor, normalleştiriyor.
Sağlık çalışanları ve doktorlar değersizleşiyor.
Benim görüşüme göre ;
Sağlıkta şiddet, toplumda yaşanan şiddetle doğru orantılı artıyor ve gün geçtikçe de şiddet toplumu oluyoruz veya olma yolunda ilerliyoruz.
Bunun en büyük sebeplerinden biri de,
Yaşam koşulları, sosyal-ekonomik çevre insanların davranış şekillerini etkileyen faktörler.
Bunlardan birinin aksaması ile beraberinde şiddeti de getiriyor.
Sağlık hizmeti alan hasta ve yakınları ile sağlık hizmetini veren hekimler ve sağlık çalışanları birer rakip olarak konumlandırıldılar gibi…
Sistemsel hatalar doktorlara mal edildi mesela!
Sağlığa erişim hastalar için kolaylaştı ancak sağlık çalışanlarının iş yükü arttı ve bunun sebeplerinden biri de,
Doktor ve sağlık çalışanlarının sayı yetersizliği, gözle görülür şekildedir.
Olması gereken ‘kaliteli’ muayene sürelerinin daralmasını bir yana bırakın doktorun hasta ile sohbet, paylaşım şansı dahi kalmadı.
Bu da sağlık emekçilerinin değersizleştirilmesi, sağlık sektöründe kalitenin düşmesi ve yeterli, kaliteli eğitim vermeyen, veremeyen eğitim kurumlarının oluşmasına mal oldu.
Vatandaşlar ile sağlık emekçileri arasındaki saygıya dayanan psikolojik duvar maalesef yıkıldı.
Sağlıkta şiddetin önüne geçmenin en önemli yolunun da toplumsal bilinçlenme ile mümkün olabileceğini düşünüyorum.
Toplumsal bilinçlenme eğitimle mümkün. Mümkünse sosyolog-psikolog-davranış bilimciler bir araya gelip konuyu masaya yatırmalı ve toplumun her kesiminin ‘şiddet’ konusunda bilinçlendirilmesi için acil olarak eğitimler, reklamlar, kampanyalar düzenlenmeli.
Bir yasanın olması yetmez,
yasa uygulayıcıların tüm gereklilikleri yerine getirmesi lazım ki toplumda güven eksikliği yaşanmasın.
Doktorlara ve sağlık çalışanlarına şiddetin son bulması dileğiyle…
Murat VİLKEN
( Siyasetçi-Köşe Yazarı )