Sayıştay’dan Belediyeye Uyarı: Sağlık Çalışanlarına Gıda Paketi Dağıtımı Kamu Zararına Neden Olur

Sayıştay Başkanlığı, belediyelerin sınırları içerisindeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanlarına gıda paketi alımı yaparak bu giderleri belediye bütçesinden karşılamasını kamu zararı olarak değerlendirdi. Sayıştay, belediyelerin asli görevlerinin kanunda belirtilen sınırlar içinde kalması gerektiğini vurguladı.

Belediyenin Gerekçesi ve Sayıştay’ın Değerlendirmesi

Belediye yetkilileri, savunmalarında belediyelere yalnızca Belediye Kanunu ile değil, farklı kanunlarla da görevler verildiğini belirtti. 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na göre salgın hastalıklarla mücadele kapsamında destek faaliyetlerinde bulunmalarının da görevleri arasında olduğunu ifade ettiler.

Ancak Sayıştay, belediyelere verilen salgınla mücadele görevinin, hasta nakil hizmetleri, dezenfekte ve bilgilendirme çalışmaları gibi doğrudan halk sağlığını koruyucu önlemleri kapsadığını belirtti. Bu doğrultuda, sağlık çalışanlarına yönelik gıda yardımı yapılmasının yasal çerçevede bir görev olarak değerlendirilmediği açıklandı.

Daire: 7
Karar Tarihi: 02.05.2024
Karar No: 602
İlam No: 73
Madde No: 1
Hesap Yılı: 2022

KARAR

Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından belediye sınırları içerisinde bulunan hastanelerde çalışmakta olan sağlık çalışanlarına dağıtılmak üzere gıda paketi alımı yapılması ve bedelinin belediye bütçesinden karşılanması:

Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından belediye sınırları içerisinde bulunan hastanelerde çalışmakta olan sağlık çalışanlarına dağıtılmak üzere gıda paketi alımı yapılması ve bedelinin belediye bütçesinden karşılanması suretiyle kamu zararına neden olunduğu iddiası ile ilgili olarak yapılan incelemede;

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Mahalli idareler” başlıklı 127’nci maddesinde aynen;

“Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.

Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.” denilmektedir.

Öte yandan, Esas Sayısı : 2014/72 ve Karar Sayısı : 2014/141 olan Anayasa Mahkemesi Kararı’nda;

“Anayasa’nın 127. maddesi uyarınca mahalli idarelerin kuruluş amacı olarak gösterilen mahalli müşterek ihtiyaç, herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları içinde yaşayanların, aynı yörede birlikte yaşamaktan doğan somut durumların yarattığı, yoğunlaştırdığı ve sürekli güncelleştirdiği, özünde etkinlik, ölçek ve sağladığı yarar bakımından yerel sınırları aşmayan, bölünebilir ve rekabet konusu olabilen yerel ve kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak beklentilerini ifade etmektedir.” denilerek mahalli müşterek ihtiyaç kavramının sınırları belirlenmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde; belediyelerin, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla yapabilecekleri hizmetler ile görev ve sorumluluklarının kapsamı belirtilmiştir.

Aynı Kanun’un “Belediyenin giderleri” başlıklı 60’ıncı maddesinde ise belediye bütçesinden yapılabilecek giderler sayma yoluyla belirtilmiştir.

Mezkur Kanun’un belediyenin görev ve sorumluluklarının düzenlendiği 14’üncü maddesi incelendiğinde; bentler halinde sayılan bu görev ve sorumlulukların ortak özelliklerinin mahalli müşterek nitelikte olmaları gerektiği görülmektedir. Diğer bir deyişle mahalli müşterek nitelikte olmayan herhangi bir hizmetin belediyenin görev ve sorumlulukları ve belediyenin giderleri arasında değerlendirilerek bu hizmete ilişkin harcamanın İdare bütçesinden karşılanması mümkün değildir.

Sorumlular göndermiş oldukları ortak nitelikteki savunmalarında özetle; belediyelerin görevlerinin sadece Belediye Kanunu ile verilen görevlerle sınırlı olmadığını, 5393 sayılı Kanun dışındaki pek çok kanun ile de belediyelere görevler yüklendiğini, bu Kanunlardan birinin de 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu olduğunu belirtmişler;

İlave olarak 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 20’nci maddesinde belediyelere sari hastalıklarla mücadele işlerine muavenet görevi verildiğini, salgın hastalıklarda mücadelede belediyelerin yardım görevi bulunduğunu ve salgının gerektirdiği salgınla mücadele kapsamında değerlendirilebilecek her türlü faaliyetin bu kapsama gireceğini ifade etmişlerdir.

Ancak 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 20’nci maddesinde belediyelere verilen görev salgın hastalıklarla mücadele işlerine yardım etme görevidir. Kanun’da belediyelere verilen yardım etme görevi aslen; hastanelere hasta nakil hizmeti sunmak, sağlık destek çağrı merkezi kurmak, salgınla mücadele sürecini başarıyla tamamlayan ve hastaneden taburcu olacak vatandaşlara servis desteği sunmak, kamuoyunu bilgilendirme ve farkındalık artırma faaliyetlerini yürütmek, düzenli aralıklarla dezenfekte ve temizlik çalışmalarını yapmak, alınan tedbir ve kısıtlamalara ilişkin denetim çalışmalarını yürütmek gibi hizmetler olabilir.

Ayrıca; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Uygulanmayacak hükümler” başlıklı 84’üncü maddesinde aynen;

“Bu Kanunla, belediyenin sorumlu ve yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle sınırlı olarak; 24.4.1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, 10.6.1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 12.9.1960 tarihli ve 80 sayılı 1580 Sayılı Belediye Kanununun 15 inci Maddesinin 58 inci Bendine Tevfikan Belediyelerce Kurulan Toptancı Hal’lerinin Sureti İdaresi Hakkında Kanun, 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu, 14.6.1989 tarihli ve 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun, (.)51 , 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 1.5.2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda bu Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda bu Kanun hükümleri uygulanır.” denilerek belediyenin görev ve hizmetleriyle ilgili 5393 sayılı Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda 5393 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.

Bu bağlamda başhekimlere, hastane müdürlerine ve diğer sağlık çalışanlarına dağıtılmak üzere gıda paketi alım işi hem mahalli müşterek ihtiyaç kapsamında olmadığından hem de 5393 sayılı Belediye Kanunu’da yer alan belediyenin giderleri arasında sayılmadığından kamu zararının belirlenmesinde esas alınan unsurlardan biri olan mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması hali söz konusu olmuş ve kamu zararına sebebiyet verilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından belediye sınırları içerisinde bulunan hastanelerde çalışmakta olan sağlık çalışanlarına dağıtılmak üzere gıda paketi alımı yapılması ve bedelinin belediye bütçesinden karşılanması suretiyle oluşan . TL kamu zararının Harcama Yetkilisi (Sağlık İşleri Müdürü) . ile Gerçekleştirme Görevlisi (Programcı) .’ya müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine, iş bu İlamın tebliğ tarihinden itibaren aynı Kanun’un 55’inci maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle,

Exit mobile version