Aile hekimliği sistemini yakından ilgilendiren kritik bir karar çıktı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK), kamu görevine iade edilen hekimin eski pozisyonuna dönmesi için mevcut aile hekiminin sözleşmesinin feshedilemeyeceğine hükmetti. Bu karar, hem hekimlerin iş güvencesi hem de aile hekimliği sözleşme hukukunun sınırları açısından önemli bir dönüm noktası.
Mardin’deki bir aile sağlığı merkezinde çalışan hekimin sözleşmesi, daha önce KHK ile ihraç edilip görevine iade edilen bir hekimin dönüşü gerekçe gösterilerek sona erdirilmişti. İlk derece mahkemesi, 7075 sayılı Kanun’un bağlayıcı hükümlerini gerekçe göstererek işlemi hukuka uygun buldu. Ancak istinaf aşamasında tablo değişti. Bölge İdare Mahkemesi, sözleşmelerin yalnızca Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nin 13. maddesinde sayılan nedenlerle feshedilebileceğini belirterek işlemi iptal etti.
Dosya Danıştay 2. Dairesi’ne taşındı ve daire, istinaf kararını bozdu. Fakat Bölge İdare Mahkemesi ısrar edince konu İDDK’nın önüne geldi. Kurul, yaptığı incelemede davacı hekimin sözleşmesinin usulüne uygun olduğunu, pozisyonun “ihraç nedeniyle açıldığına” dair hiçbir kayıt bulunmadığını ve hekimin olağan kura ile göreve başladığını vurguladı. “Önceki hekimin iadesi” gerekçesinin ise mevzuatta sayılan sınırlı fesih nedenleri arasında yer almadığı açıkça ifade edildi.
İDDK, aile hekimliği sözleşmesinin yalnızca yönetmelikte belirtilen nedenlerle sona erdirilebileceğini belirterek fesih işlemini hukuka aykırı buldu. Karar, hekimin tüm parasal ve özlük haklarının iadesiyle birlikte 28 Nisan 2025’te kesinleşti.
Bu emsal karar, bundan sonra KHK ile ihraç edilip göreve dönen hekimler için idarenin aynı birimde “boşluk yaratma” amacıyla mevcut hekimin sözleşmesini feshetmesine kapıyı kapatıyor. İdare, mevcut hekimin sözleşmesini korurken göreve iade edilen hekimi başka bir pozisyona yerleştirme gibi seçenekleri değerlendirmek zorunda olacak.