Sağlık çalışanlarının en önemli sorunlarının başında gelen şiddet can yakmaya devam ederken, TBMM’den gelen haber sağlık çalışanlarının yüzlerini güldürdü.
Sağlık Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın ortak çalışmaları neticesinde sağlıkta şiddetin katalog suçlar arasına girmesini sağlayan düzenleme Meclis’ten geçerek yasalaştı. Bu önemli karar sayesinde saldırganlar artık elini kolunu sallayarak dolaşamayacak, hak ettikleri cezayı alacaklar.
Ancak yasanın tek başına şiddeti önlemesi de mümkün değildir. Toplumsal duyarlılığın oluşturulmasının şart olduğunu buradan bir kez daha dile getiriyoruz. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın başını çekecek topyekûn bir seferberliğin oluşturulması, toplumda farkındalığın artmasına da katkı sağlayacaktır.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında Nisan ayında gerçekleştirilen şiddet olaylarına baktığımızda, olay sayısının bir önceki aya göre değişmediğini görüyoruz. Nisan ayında da 19 şiddet vakası yaşandı. 34 saldırgan tarafından gerçekleştirilen olaylarda, 25 sağlık çalışanı mağdur oldu.
Nisan ayı boyunca yaşanan 19 şiddet olayının 16’sına hasta ve hasta yakınları neden olurken, 3’üne kendini bilmez kişiler sebebiyet verdi.
Şiddet olaylarının failleri hiç değişmezken, saldırıların hasta ve hasta yakınları tarafından gelmesi sağlık çalışanlarını daha da derinden yaralamaktadır. Bu durum nitelikli sağlık hizmetini de sekteye uğratmaktadır.
Ay boyunca yaşanan 19 şiddet vakasının 16’sı hem sözlü hem fiili, 3’ü sözlü olarak vuku buldu.
Şiddet olaylarının adresi yine değişmedi. 19 şiddet olayının 17’si hastanelerde vuku bulurken, 2’si aile sağlığı merkezinde yaşandı.
Nisan ayında 13 doktor, 6 güvenlik görevlisi, 3 acil tıp teknisyeni, 1 hemşire, 2 diğer sağlık çalışanı şiddete maruz kaldı.
Ay boyunca yaşanan şiddet vakalarına sebebiyet veren 34 saldırganın 10’u hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Gözaltına alınan 10 saldırgan serbest bırakıldı. 8 saldırgan hakkında soruşturma başlatılırken, 6 saldırgan tutuklandı.
Adli mercilerin sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kararları önceki aylarda olduğu gibi bu ay da şaşırtmadı. Saldırganların serbest bırakılması ise tepkilere neden oldu.
11 Şubat 2022 tarihinde gittiği Ümraniye Devlet Hastanesi’nde tedavisine yardımcı olmaya çalışan hemşire M.S.’ye kafa atarak burnunu kıran saldırgan H.C. tutuklanarak hakim karşısına çıkartıldı. Sanık hakkında, sağlık çalışanına yönelik “tehdit ve kasten yaralama” suçundan toplamda 11 yıl 6 ay hapis cezası istendi. Sanık, tutuklulukta geçirdiği süre, kaçma ve suç delillerini karartma şüphesi bulunmadığı dikkate alınarak ilk celsede tahliye edildi.
Cerrahpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, eşinin canını acıttığı gerekçesiyle doktora saldırdığı iddiasıyla yargılanan S. D., ilk duruşmada tahliye edildi.
TBMM’den geçen yasa ile birlikte vicdanları yaralayan bu tür kararları artık duymayacağımızı ümit ediyoruz.
Öte yandan Kırklareli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıbbi sekreter S.B.’yi tehdit eden hasta yakını A.G., sağlık çalışanıyla “okula kitap bağışı yapması” karşılığında uzlaştı.
“Toplumsal Duyarlılık Oluşturacak Adımların da Atılması Kaçınılmazdır”
Nisan ayı raporunu değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, şu ifadeleri kullandı:
“Sağlık-Sen olarak yıllardır sağlıkta şiddetin önüne geçmek ve can yakan olayların toplumda daha fazla görünür hale gelmesi için mücadele ettik. Sorunu platformlarda dillendirerek, çeşitli eylemler yaparak ve raporlar hazırlayarak sağlıkta şiddetin sadece sağlık çalışanlarının değil, tüm toplumun ortak sorunu olduğunu anlattık.
Sağlık sistemini tehdit eden şiddet olayları, maalesef sağlık çalışanlarının en önemli sorunları arasında bulunmayı sürdürüyor. Bu noktada sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmasını sağlayan ve iyi hal indirimini kaldıran düzenlemenin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesini önemli buluyoruz. Başta Sağlık Bakanlığı yetkililerine, Milletvekillerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
Ama sağlıkta şiddete karşı aslolanın toplumsal duyarlılık olduğu unutulmamalıdır. Yasanın hemen ardından, toplumsal duyarlılık oluşturacak adımların da atılması kaçınılmazdır. Atılacak adımların tamamı birbirini tamamlar nitelikte olmalıdır. Aksi takdirde sağlıkta şiddet sorununu minimize etmek mümkün olmayacaktır.”