Sağlık Makaleleri

İnsanı Tüketen Hastalık: Kaliforniya Sendromu

Teknolojik gelişmelerin ve finansal durumların bir etmen olduğu Kaliforniya sendromu, aslında pek çok insanda gözlemleniyor.  Fakat çoğu kişi kendi hayat rutinleri olan bu yaşam biçiminde bir anormallik hissetmiyor ve bu sendromun varlığını anlayamıyor.

Kaliforniya sendromunu ‘insanların hayatı tüketmek için yaşadığı; üretirken, tüketirken ve eğlenirken ortaya çıkan yorgunluklarını da tekrar eğlenerek atmaya çalıştığı bir kısır döngü’ olarak tanımlayan VM Medical Park Samsun Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Zekeriya Bahçe, adını ABD’nin en zengin insanlarının yaşadığı eyaletinden aldığını ve insanı yanlızlığa sürüklediğini vurguladı.

Kaliforniya Sendromu Yanlızlığa İtiyor

Sanayi, teknoloji, dijitalleşme çağı ile yaşam son derece hızlı bir şekilde değişiyor ve dönüşüyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Zekeriya Bahçe, “Bilim insanlarından gün geçtikçe yeni yeni fobiler, hastalıklar, sendromlar duyuyoruz. Kaliforniya sendromu da aslında bunlardan biri. Aslında işin özü masum, anlaşılabilir, yararlı ve güzel sebeplere dayalı. Çalışmak, üretmek, para kazanmanın getirdiği büyümenin, zenginliğin gücü karşılığında; metalara sahip olmak, eğlenmek ve tüketmenin verdiği mutluluğunun büyüsüne kapılabiliyoruz. Bazıları ‘sonsuza kadar böylesi bir yaşam sürmeye çalışmayı arzu etmekten nasıl bir sorun çıkabilir ki’ diye sorabilir. Ama aslında özünde, çılgına dönmüş yüksek sermayeli bir refah toplumundan bahsediyoruz” şeklinde konuştu.

Psikolojik Sorunlar

Uzm. Dr. Bahçe, “Sendrom giderek zevk odaklı, benmerkezci ve para harcamaya, tüketime dayalı yaşam tarzının topluluk hayatının çok küçük bir kesimi olarak çoğunluktan kopmasından temel alıyor. Kaliforniya’nın ABD’nin bir eyaleti olmasına karşın, zenginlik ve yaşam biçimi olarak dünyanın bütününden ayrışmasına bir gönderme olarak ‘Kaliforniya sendromu’ diye tanımlanıyor” ifadelerini kullandı.

Kaliforniya Sendromu Belirtileri

Kaliforniya sendromu olan insanlar diğer insanlarla empati kurmakta zorlanır. Uzm. Dr. Zekeriya Bahçe, “Kendilerini evrenin merkezi gören, başka kimseyi önemsememe hali; maalesef toplumsal ve insani değerlerin yok olmasına neden olabiliyor. Kaliforniya sendromu sonucunda zamanla üretkenlik de göz ardı ediliyor ve daha fazla ‘günü gün etme’ ile eğlence, zevk ortamlarına odaklanarak günlük hayatlar kısırlaşabiliyor” ifadelerini kullandı.

İntihar Riski

Uzm. Dr. Bahçe, “İnsanlar zamanla kalabalık içinde yalnızlaşma, anlam ve haz duygusu yitimi yaşayabilmekte, bedensel ve psikolojik olarak tükenme noktasına gelebilmekte; intihar davranışları görülebilmektedir. Bu durum Karayip Korsanları filminde Kaptan Barbosa ve tayfasının ölümsüz, güçlü, çok zengin olmalarına karşın ölümsüzlük dahil her türlü sınırsızlığın zamanla haz vermemesinden duydukları keder ve çaresizliği ve bunu ‘lanetli olmak’ olarak tanımlamalarını hatırlatıyor” şeklinde konuştu.
Sendromla ilgili önerilerde de bulunan Uzm. Dr. Bahçe, “Bedensel ve ruhsal olarak tükenmeyi beklemeden insanın yaşantısını bireysel ve toplumsal hedeflerle zenginleştirmesi önemli ve değerli bir seçenektir. Kısaca, bir başkasını yaşatmak için yaşayarak bu kısır döngüye bir son vermek mümkündür” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu