Sağlık Bakanı Koca, kamuoyunda yer alan ve malpraktis yasasından dolayı bir hekimin 39 milyon lira ceza aldığı iddiaları hakkında; “Bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı, kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin.” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Zeytinburnu Millet Camisi’nde kıldığı öğle namazının ardından Millet Çayevi ve Millet Kıraathanesi’ni ziyaret etti. Burada ders çalışan öğrencilerle bir süre sohbet eden Fahrettin Koca, gençlere meslek tercihlerini sordu, sınavlarda başarılar diledi. Bakan Koca, sonrasında 58. Bulvar Caddesi’ndeki dükkanları gezerek esnafla sohbet etti. Esnafın sorunlarını ve taleplerini dinleyen Koca, kendisine ilgi gösterenlerle de fotoğraf çektirdi. Akabinde Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne geçen Bakan Koca, burada Başhekim Prof. Dr. Sedat Altın tarafından karşılandı.
Koca, bir vatandaşın lösemi hastalarının yatak talebi hakkındaki sorusuna, “3 aydır niye sizler bir şekilde bu gündemle meşgul ediliyorsunuz? Niye her defasında seçim öncesi sizler bu şekilde gündemle meşgul ediliyorsunuz? Sizleri istismar etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Hiç kimse kendisini devletten büyük görmesin.” şeklinde yanıt verdi.
Kendilerinden lösemi için yatak ve yoğun bakım talebinde bulunulması durumunda mevzuat neyse bu kapsamda yanıt verdiklerini aktaran Koca, “LÖSEV’e biz 75 yatağı 200’e çıkarırken devamında da 400’e çıkarmayı söylerken çocuklarımızın kemik iliği yatağı ve yoğun bakım, çocuk yoğun bakım talepleri için ‘Biz yapmaya hazırız.’ dedik. Başkasına tanımadığımız ayrıcalığı tanıdık. Buna rağmen bizden çocuklar için yatak talebi olmadığı halde sizlerin gündemine sokulmasını ve birçok yerde haber ve yazılar yazdırılmasının anlamı nedir? Niye istismar ediliyor?” diye konuştu.
Bahse konu hastanelerde diğer hasta grupları için yatak talebinde bulunulmasının doğru bir şey olup olmadığını soran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Ben zaten 120 yatak verdim, 200’e tamamladım. Şu an 200 yatak lösemi hastaları için kullanılmıyor. 28 kemik iliği yatağı var, 52 yoğun bakım var, gerisi servis yatağı. Bizden servis yatağı isteniyor kadın doğum ve diğer hizmetler için. Bizden kemik iliği yatağı ve lösemi hastaları için yoğun bakım yatağı istenmiyor, böyle bir talep de yok. Sizi de lütfen istismar etmesinler. Eğer lösemi hastalarımız için yeni bir yatak talebi olursa bununla ilgili branşlardan da talepte kadın doğum ve benzeri bizden istemesinler. Medyaya söylenen ‘Lösemi hastaları için yatak verilmiyor, lösemide başarımız şu kadar niye verilmiyor?’ Ben de diyorum ki lösemi hastaları için niye kemik iliği yatağı, yoğun bakım yatağı istemiyorsunuz? Kadın doğum ve benzeri normal hastalar için yatak istiyorsunuz. Eğer normal hastalar için istiyorsan mevzuata tabiisin. Öbüründe de yine mevzuat. Burada da yine 5 yıldan bu yana ayrıcalık tanıyoruz. Seçim öncesi 2-3 ay lösemi hastalarını gündemde tutmanın maksatlı bir yaklaşım olduğundan endişe ediyorum.”
“Zeytinburnu’na 1000 yataklı eğitim araştırma hastanesi”
İlçede ciddi bir sağlık kuruluşuna ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Bakan Fahrettin Koca, “Arsasını planladığımız, imar durumunu Sayın Başkanımın (Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy) bitirdiği ve projesini de bitirmiş olduğumuz 700 yataklı bir hastaneyi yakında yapım ihalesine çıkıyoruz.” şeklinde konuştu.
Zeytinburnu’nun, var olan 300 yataklı hastaneyle birlikte toplam 1000 yataklı eğitim araştırma hastanesine kavuşacağını, bununla ilgili 2026 yılının sonunda bitirmek üzere planlamasını yaptıklarını ifade eden Koca, şu açıklamayı kaydetti; “Burada göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önemli olduğunu biliyoruz. Yine göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisinin önde olduğu ama onkoloji, kardiyovasküler cerrahi (KVC) dahil bütün birimleriyle yetkin olan, hastanın bir başka hastaneye sevk edilmediği, şehir hastanesi standartlarında bir hastaneye Zeytinburnu’muz kavuşmuş olacak.”
“Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak”
Başhekim Prof. Dr. Altın ile görüşmesinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Koca, beyaz reformla birlikte düzenlenen hatalı tıbbi uygulama (malpraktis) yasasına ilişkin, konunun dünyada benzeri olmayan şekliyle Türkiye’de kökten çözüldüğünü, kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumunun söz konusu olmadığını belirtti.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, açıklamasına şöyle devam etti; “1,5 yıldan fazla zaman geçti. Devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Zaten kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse o durumda cezaevinde olan bir kişiden bahsetmiş oluyoruz. Dolayısıyla bu anlamda özellikle beyaz reformun en büyük kazanımlarından bir tanesi malpraktis yasası oldu.”
Dünyada hekimliğin sigorta şirketiyle avukatlar arasında sıkıştığını aktaran Koca, Türkiye’nin uygulamada dünyada örneği bulunmadığını, hekimlerin uygulamadaki başarısını çok iyi bildiklerini ve malpraktis yasasının bu anlamda son derece önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Kamuoyunda yer alan ve malpraktis yasasından dolayı bir hekimin 39 milyon lira ceza aldığı iddialarını da değerlendiren Bakan Koca; “Bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı, kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin.” açıklamasını yaptı.
“Ne olmuştu: 39 milyon TL’lik malpraktis davası iddiası”
Geçtiğimiz günlerde, sosyal medyada, bir hekimin 39 milyon TL’lik malpraktis cezası aldığı iddia edilmişti. Hekim Birliği sendikası tarafından sosyal medya hesabı aracılığıyla yapılan açıklamada, KBB uzmanı bir hekime komplikasyon nedeniyle 39 milyon TL’lik tazminat hesabı çıkarıldığı belirtilerek şu ifadelere yer verilmişti;
“Tonsillektomi ameliyatı sonrası 15. gün gelişen kanama komplikasyonunu, komplikasyon hakkında gerekli aydınlatma yapılmadığı gerekçesiyle mahkeme malpraktis olarak kabul etti. Bilirkişi, çocuk hastada meydana gelen bedensel zarar için 39 milyon TL tazminat hesapladı. Bir hekim tek başına 39 milyon TL nasıl ödeyebilir. Tüm ömrümüz boyunca çalışsak bile ödemeyeceğimiz bu tazminatı, çocuklarımıza miras bırakmak için mi çalışıyoruz. Tazminat miktarlarına da diğer ülkelerde olduğu gibi bir üst sınır getirilmelidir. Zorunlu sigortanın yıllardır arttırılmayan teminat bedeli arttırılmalıdır.” (AA)